Amerika

79. BM Genel Kurulu'nda İsrail'in saldırganlığı ve reform çağrıları öne çıktı

Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkenin lider ve temsilcilerini bir hafta boyunca New York'ta bir araya getiren 79. BM Genel Kuruluna İsrail'in Gazze ve Lübnan'a saldırıları ile uluslararası kuruluşlara yönelik reform çağrıları damga vurdu.

Abone Ol

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 24-30 Eylül tarihlerinde düzenlenen 79. BM Genel Kuruluna 76 devlet başkanı, 4 prens, 2 hükümet başkanı, 42 başbakan yardımcısı, 9 bakan, 54 bakan yardımcısı ve AB delegasyonu katıldı.

Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail ve katliam şebekesinin" durdurulmasını istedi

Tüm dünyanın dikkatinin BM Genel Kurul salonuna çevrildiği oturumun ilk gününde 3. sırada hitabını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze konusunda uluslararası topluma artık harekete geçme çağrısında bulundu.

İsrail'in saldırıları sonucu Gazze'nin dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığı haline geldiğine dikkati çeken Erdoğan, özellikle Gazze'deki durumun BM'nin görevini ifa etmekte yetersiz kaldığını gözler önüne serdiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Giderek işlevsiz, hantal ve atıl bir yapıya dönüşüyor. 'Dünya Beşten Büyüktür' şiarının temsil ettiği değerlere bugünlerde daha çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz." dedi.

Uluslararası topluma seslenişi ve çağrısında Erdoğan'ın şu ifadeleri uluslararası basında da geniş yer aldı:

"Ey insan hakları örgütleri, Gazze'dekiler, Batı Şeria'dakiler insan değil mi? Filistin'deki çocukların okuma, yaşama, sokakta oynama hakkı yok mu? Ey uluslararası basın kuruluşları, İsrail'in canlı yayında katlettiği, ofislerini bastığı gazeteciler, sizin meslektaşınız değil mi? Ey Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa 'Dur' demek için daha neyi bekliyorsunuz? Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan, siyasi ikbali için tüm bölgeyi savaşa sürükleyen katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz? Ey İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler, bu katliamı seyretmenin, bu vahşete ortak olmanın utancını daha ne kadar taşıyacaksınız?"

BM Genel Sekreteri, Lübnan'ın "yeni Gazze" olmasının engellenmesini talep etti

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de açık şekilde belirtmeden bazı ülkelere gönderdiği mesajda, "Dünyada cezadan muaf kalma düzeyi ne siyasi olarak açıklanabilir ne de ahlaki olarak hoş görülebilir düzeyde." ifadesini kullandı.

Sayıları artan bazı ülkelerin "hiçbir ceza ödemeden kurtulma yolu" bulduğunu düşündüklerini belirten Guterres, bu ülkelerin uluslararası hukuk, BM Şartı ve uluslararası mahkemeleri çiğnediklerini dile getirdi.

BM Genel Sekreteri, "Reform olmazsa parçalanma kaçınılmaz. Küresel kurumların meşruiyeti, itibarı ve etkisi azalır." uyarısında bulundu.

Guterres, Gazze'deki durumu "hiç sona ermeyen" bir kabusa benzeterek, Lübnan'ın "yeni bir Gazze olmasını" ne pahasına olursa olsun engellemek gerektiğinin altını çizdi.

Dünya liderleri, İsrail'e "Dur" dedi

İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamının ardından BM Genel Kurulu öncesinde gözünü Lübnan'a çevirmesi, dünya liderlerinin de gündemine oturdu.

Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, "Birilerine karşı apartheid yapılırken sessizce oturup izlemeyeceğiz." vurgusunu yaparken Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva da Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da yaşananların sona ermesinin gerektiğine işaret etti.

Ürdün Kralı 2. Abdullah ise "7 Ekim'den bu yana Gazze'de gerçekleştirilen benzeri görülmemiş boyuttaki zulüm hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Filistinliler, 57 yılı aşkın süredir işgale, adaletsizliğe ve zulme katlandılar ve bu yıllar boyunca ise İsrail hükümetinin kırmızı çizgileri aşmasına izin verildi." diyerek, dünyanın ve tarihin bazı liderleri yargılayacağını söyledi.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Gazze’ye yönelik saldırıların ve Lübnan’a yönelik savaşın durdurulması çağrısında bulunarak İsrail'i soykırım yapmakla suçladı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "Gazze ve Batı Şeria'da İsrail'in işlediği suçları durdurun, çocukların ve kadınların öldürülmesini, soykırımı ve İsrail'e silah göndermeyi durdurun. Bu çılgınlık devam edemez." dedi.

Slovenya Başbakanı Robert Golob, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda kürsüye vurarak İsrail Başbakanı Netanyahu'ya "Bu savaşı hemen durdur" çağrısı yaparken Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif de yumruğunu masaya vurarak "Gazze'de yaşananlar, sadece savaş değil Filistin'deki masumların sistematik şekilde katli." dedi.

Avrupalı liderlerden İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İsrail'e "felaketin eşiğinden" dönme çağrısı yaparken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gazze'de "savaşın çok uzun sürdüğünü" belirterek, "İsrail'i Lübnan'da tırmanışı durdurmaya güçlü bir şekilde çağırıyoruz." ifadesini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise İsrail ve ABD'nin "terörist metotlarını" eleştirdi. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, "ateşe körükle gidilmemesi" gerektiğini söyledi.

ABD Kongresinde ayakta alkışlanan Netanyahu, BM'de uluslararası toplumun tepkisiyle yüzleşti

Temmuz ayında ABD Kongresinde ayakta ve alkışlarla karşılanan Netanyahu, uluslararası toplumu temsil eden BM'de ise protestoyla karşılaştı.

Netanyahu'nun konuşmasını Türk heyeti dahil birçok delegasyon, BM Genel Kurulundan ayrılarak protesto etti.

Boş salona hitap eden İsrail Başbakanı, geleneksel olarak tüm misyonların misafirlerine ayrılan ancak Netanyahu'nun hitabı sırasında İsrail delegasyonunun misafirleriyle doldurulan loca tarafından alkışlandı.

Liderler, BMGK'de reform istedi

BM Genel Kurulunun hemen öncesinde düzenlenen "Geleceğin Zirvesi'nde" de reform konusu, ana gündem maddesi haline geldi. Üye ülkeler, imzaladıkları "Gelecek Paktı" ile reform çağrısı yaptı.

BM Güvenlik Konseyinin (BMGK), özellikle ABD vetoları nedeniyle İsrail'in yaklaşık bir yıldır Gazze'ye yönelik katliamını durduramaması ve bu nedenle reform ihtiyacı, Genel Kurul görüşmeleri sırasında dünya liderlerinin vurguladıkları konuların arasındaydı.

Liderler, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dinamiklere göre kurulan BM ve diğer uluslararası kuruluşların kapsayıcı ve temsilci olmadığını savunarak, mevcut sınamalarla mücadele etmek için reform çağrısına ağırlık verdi.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, "BM Şartı'nın mevcut hali, insanlığın acil sorunlarından bazılarını ele almakta başarısız." dedi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise "Reform, sadece bazıları için değil herkes için yapılırsa anlamlı olur." uyarısında bulundu.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, BM gibi küresel kuruluşlarda "reformun şart" olduğunu dile getirdi. Ürdün Kralı 2. Abdullah da BM'nin "meşruiyetinin kalbine darbe indiren ve küresel güveni, ahlaki otoriteyi çökertme tehdidinde bulunan" krizlerle karşı karşıya olduğunu söyleyerek, tüm dünyada başta BM olmak üzere uluslararası kurumlara yöneltilen yetersizlik söylemlerine dikkati çekti.

Ev sahibi Biden, veda konuşması yaptı

Son dönemde sıklıkla gaflarıyla gündeme gelen ABD Başkanı Joe Biden'ın konuşması da merakla beklenenler arasındaydı.

BM Genel Kurul konuşmasında metne sadık kalan Biden, daha sonra New York'ta düzenlenen bir programda liderleri "Washington'a hoş geldiniz" sözleriyle karşıladı.

Gazze'de ihtilafın sonlandırılmasının gerektiğini kaydeden Biden, Sudan ve Ukrayna'daki durumu da ele aldı.

Biden'ın konuşmasını güçlü mesajlardan ziyade bir "dönem değerlendirme" ve "veda" konuşmasına çevirmesi ise dikkati çekti.