Abbas, Filistin Devlet Başkan Yardımcılığı makamının oluşturulacağını duyururken, Fetih Hareketi’nden ihraç edilen tüm üyelerin affedilerek hareketlerine geri dönmelerine izin verileceğini belirtti.
Bu karar, Filistin siyasetinde ve Fetih Hareketi içinde geniş bir tartışma başlattı. Abbas’ın bu adımı, geçmişte Fetih’ten ihraç edilen yüzlerce üyenin durumunu yeniden gündeme taşıdı. Özellikle, Abbas’ın 2011 yılında Fetih’ten ihraç ettiği eski liderlerden Muhammed Dahlan ve onunla bağlantılı isimlerin hareketle ilişkilerinin kesilmesi süreci, uzun yıllar boyunca Filistin siyasetinde derin yaralar açmıştı.
Dahlan ve "Tefrikacılık" Suçlaması
2011 yılında Abbas, Muhammed Dahlan’ı Fetih Hareketi’nden ihraç etmiş ve onu mali ve siyasi suçlamalarla yargıya sevk etmişti. Dahlan’ın, Abbas’a karşı bir darbe planladığı ve güvenlik birimlerinde nüfuzunu artırmaya çalıştığı iddia edilmişti. Abbas’ın bu hamlesi, Dahlan’a yakın yüzlerce Fetih üyesinin de ihraç edilmesine yol açmıştı. Bu süreçte, "tefrikacılık" suçlamasıyla birçok lider ve üye hareketten uzaklaştırıldı.
Dahlan, Ramallah’tan ayrılarak önce Ürdün’e, ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ne yerleşti. Abbas liderliğindeki Fetih, Dahlan’a yakın olan isimleri hareketten uzaklaştırmaya devam etti. Bu kapsamda, Gazze ve Lübnan’daki birçok Fetih üyesi de ihraç edildi. Özellikle, Dahlan’ın eşi Celine Dahlan’ın yönettiği yardım kuruluşları üzerinden Lübnan’daki mülteci kamplarında etkisini artırması, Abbas yönetimini rahatsız etmişti.
Abbas’a Arap Dörtlüsü Baskısı
Muhammed Dahlan’ın ihraç edilmesinden sonra, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan "Arap Dörtlüsü", Abbas’a Dahlan ile uzlaşması için baskı yapmaya başladı. Ancak Abbas, bu talepleri uzun yıllar boyunca reddetti. Dahlan’ın dönüşü, Abbas için bir tehdit olarak görülüyordu. Abbas’ın bu tutumu, Arap ülkeleriyle ilişkilerinde zaman zaman gerilimlere yol açtı.
Kararın Ardındaki Nedenler
Abbas’ın ihraç edilen üyelerin geri dönüşüne izin veren bu kararı, Filistin siyasetinde yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Abbas’ın hem Fetih içindeki bölünmeleri azaltma hem de yaklaşan siyasi ve güvenlik zorluklarına karşı hareketin birliğini sağlama çabası olarak yorumlanıyor. Ayrıca, Abbas’ın bu kararı, Filistin içinde ve uluslararası arenada artan baskılara bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
Fetih’te Yeni Dönem Başlayabilir
Bu karar, sadece Fetih içindeki eski üyelerin dönüşünü değil, aynı zamanda Abbas sonrası dönemde hareketin liderlik mücadelesini de etkileyebilir. Özellikle, Abbas’ın halefi olarak adı geçen isimler arasında Muhammed Dahlan, Marvan Barguti ve Nasır Kudva gibi liderlerin yer alması, bu mücadelenin daha da karmaşık bir hal alacağını gösteriyor.
Abbas’ın bu hamlesinin, Fetih içindeki dengeleri nasıl etkileyeceği ve Filistin siyasetinde ne tür sonuçlar doğuracağı önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde görülecek.