Etiyopya hükümeti, geçen hafta ülkedeki çatışmalarda yaşanan gelişmelere karşı 6 ay süreyle olağanüstü hâl ilan ederken, birçok ülke vatandaşına Etiyopya'yı terk etme çağrısında bulundu.
ABD, geçtiğimiz cumartesi Etiyopya’da kritik faaliyet göstermeyen diplomatların geri dönmesi için talimat verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Washington'un Etiyopya'da etnik köken ayrımı sebebiyle gözaltına alınan BM personellerinin serbest bırakılması için "elinden gelen her şeyi" yapacağını belirtti.
Salı günü düzenlediği basın toplantısında, BM yetkililerinin Etiyopya'da baskı altında tutulmasını kınadığını belirtirken, “Oradaki diğer çalışanların tutuklandığına dair haberler doğruysa, bunu kınıyoruz." dedi.
Price, Washington'un Etiyopya'daki tarafları diyaloğa ve ateşkese varmaya zorladığını belirtirken ABD'nin Afrika Boynuzu Özel Elçisi Jeffrey Feltman'ın, savaşı durdurmak ve taraflarla ilişki kurmak için hala Etiyopya'da" olduğuna dikkat çekti.
Düşmanlıkların durdurulması için bir fırsat olduğunu belirten Price, “Sabık Nijerya Cumhurbaşkanı Obasanjo'nun bu konudaki çabalarını da destekliyoruz." dedi.
NE OLMUŞTU?
Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF), Addis Ababa'nın kontrolünü 1991’de ele geçirip “Geçici İdari Askeri Konsey” tarafından temsil edilen Marksist askeri rejimi devirdikten sonra yaklaşık otuz yıl boyunca Etiyopya'daki siyasi düzene egemen oldu.
2018'de başbakan olarak atanan Abiy Ahmed, TPFL’yi iktidardan indirdi ve Tigray bölgesine çekilmek zorunda bıraktı. Aylarca süren tartışmaların ardından Abiy Ahmed, askeri üslere saldırmakla suçladığı TPLF’den kaynaklanan bölgesel yetkilileri kovmak için Kasım 2020'de orduyu Tigray'a gönderdi.
Abiy Ahmed 28 Kasım'da zaferini ilan etti. Ancak haziran ayında, TPFL savaşçıları, Tigray'ın büyük bir kısmını geri aldı ve komşu Afar ve Amhara bölgelerinde ilerlemeyi sürdürdü.