Filistin’deki Fetih Hareketi ve diğer bazı ulusal gruplardan yapılan grev çağrısı neticesinde, Nablus, Cenin ve Tulkerem kentlerindeki kamu çalışanları işe gitmezken, ticari işletmeler de kepenk kapattı.
Batı Şeria’nın en büyük şehri Ramallah’ta da bazı işletmeler grev çağrısına karşılık verdi.
Ayrıca Ramallah'ta onlarca kişi 3 Filistinlinin öldürülmesini protesto etmek için yürüyüş düzenledi.
“KANLARI YERDE KALMAYACAK”
Aksa Şehitleri Tugayları da gençlerin şehit edilmesi sebebiyle taziye açıklaması yapmış ve işgal güçlerinin onları hedef almasının korkakça bir saldırı olduğunu belirtmişlerdi.
Açıklamada, şehitlerin kanlarının yerde kalmayacağını bildiren Aksa Şehitleri Tugayları, yakın zamanda mutlaka intikamlarının alınacağı ve kana karşı kan akıtılacağını vurgulamıştı.
CENAZEDE TEPKİLER YÜKSELDİ
İşgalci İsrail ordusunun Nablus'ta düzenlediği operasyonda özel kuvvetlerin, araçlarına ateş açarak öldürdüğü Edhem Mebruka, Muhammed ed-Dahil ve Eşref Mübsalat'ın cenazesini bekleyen Filistinliler, Rafidiye Hastanesi önünde toplanmıştı.
Filistin topraklarındaki işgale ve İsrail ordusuna tepki gösteren Filistinliler, "(Filistin yönetimine) İsrail ile koordinasyon niye? Ordusunun namlusu üzerimizde", "Canımızla, kanımızla sana geliyoruz şehit" sloganları attı.
Arkadaşları için slogan atan Filistinlilerden bazıları ise göz yaşlarına hakim olamadı. Üç Filistinlinin cenazesi, hastaneden alındıktan sonra binlerce kişi tarafından şehirdeki meydana taşındı. Bu sırada Filistin'deki direniş örgütlerinden silahlı kişiler uzunca süre havaya ateş açtı.
NE OLMUŞTU?
İsrail işgal güçleri, dün Batı Şeria’nın Nablus şehrinde Filistinli gençlerin bulunduğu araca ateş açarak 3 genci şehit etmişti.
Görgü tanıkları, İsrail özel kuvvetlerinin, Nablus'taki El-Mahfiye Mahallesi'ne sivil araçlarla baskın yaptığını ve Filistinlilerin bulunduğu bir aracın önünü keserek silahlı saldırı düzenlediğini ifade etmişti.
İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklama ise öldürülen Filistinlilerin, "Nablus çevresinde bir dizi silahlı eylemde bulunan bir terör hücresinin 3 üyesi" olduğunu iddia ederek yapılan infazları meşru göstermeye çalışmıştı.