Cerv, yaptığı açıklamada, son dönemdeki saldırıların Filistinlilerin acılarının daha da artmasına ve özellikle yüz binlerce yerinden edilmiş insanın bu bölgelere akın etmesiyle bulaşıcı ve tehlikeli hastalıkların yayılmasına neden olduğunu ifade etti.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği saldırılar sonrasında, felaketin daha da arttığını vurgulayan Cerv, "İsrail'in sosyal hizmetler kurumlarını direkt hedef alması sonucunda su, elektrik ve kanalizasyon gibi hizmetlerin kesilmesi, Filistinlilerin acılarının büyük ölçüde katlanmasına neden olmuştur." dedi.

Hepatit, astım ve bağırsak enfeksiyonları gibi bulaşıcı hastalıkların giderek arttığını aktaran Cerv, genel durumun "korkutucu bir şekilde kötüleşme tehlikesi taşıdığı" uyarısında bulundu.

Cerv, "Okullarda, açık ve kapalı salonlarda ve etkinliklerde olduğu gibi yerinden edilmişlerin yerleşebileceği boş arsa kalmadı. Deyr el-Belah şu anda kent genelindeki 150 barınma merkezine dağıtılmış yaklaşık 700 bin yerinden edilmiş insanı barındırıyor." bilgisini paylaştı.

Ekipman eksikliği

Belediye olarak ekipman ve malzeme sıkıntısı çektiklerini belirten Başkan Cerv, bu eksikliğin vatandaşlara ve yerinden edilmiş kişilere su sağlanması, kanalizasyon, atıkların toplanması ve taşınması gibi temel hizmetlere gölge düşürdüğünü kaydetti.

Bu kadar yoğun bir nüfusun, 56 kilometrekarelik Deyr el-Belah bölgesinde birikmesinin, yaşamın her yönü üzerinde gerçek ve ciddi bir etki oluşturduğunu vurgulayan Cerv, Deyr el-Belah, 17 yıldır Gazze Şeridi'ne uygulanan İsrail ablukası nedeniyle daha önce de ekipman ve malzeme sıkıntısı çektiğini hatırlattı.

Diyab el-Cerv, "Gazze'nin merkezinde koşullar felaket noktasını aştı. Sıcak yaz ikliminde yaşadığımız dönemde atıklar birikmiş olup bu durum çevre için tehlike oluşturmaktadır. Özellikle bu atığın ayrışması ve zehirli sızıntı suyunun akifere sızması, içme suyunu kirleterek, çevre ve sağlığa olumsuz etkileri olacak. Bu durum bir felakettir ve bunun yansımalarını gidermek uzun yıllar alabilir." diye konuştu.

"İsrail'e göre, Deyr el-Belah güvenli bir bölge ama binlerce şehit var"

İsrail'in çok sayıda su kuyusu ve kanalizasyon pompasını hedef alarak hizmet dışı bıraktığını, ana kanalizasyon taşıma hatlarını da vurduğunu bunun suyun büyük oranda şehre sızmasına neden olduğunu ve yerinden edilenlerin sıkıntılarının daha da artırdığını belirten Cerv, "İsrail, Deyr el-Belah'ı güvenli bir insani yardım bölgesi olarak sınıflandırdırıyor ancak aynı zamanda belediyenin 3 konutunu tamamen yıktı ve binlerce şehir sakininin şehit olduğu kayıt altına alındı." şeklinde konuştu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki yardım girişi noktalarını kapatması ve gaz ve akaryakıt girişinin engellenmesinin, bölge sakinlerini uygun olmayan pişirme yöntemlerine ittiğini bunun da yangınlara sebep olduğunu ifade eden Cerv, kentte zehirli gaz emisyonlarının özellikle çocukların, yaşlıların ve kronik hastalığı olanların hayatını tehdit ettiğini kaydetti.

Hamas: İsrail saldırılarının durdurulması en önemli önceliğimiz Hamas: İsrail saldırılarının durdurulması en önemli önceliğimiz

Deyr el-Belah Belediye Başkanı Diyab el-Cerv, uluslararası toplum ve kuruluşlara, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı saldırılarını durdurması, yardım girişlerine izin vermesi ve belediye işleri için gerekli ekipman, ağır makine ve araçları getirilmesine müsaade etmesi için Tel Aviv yönetimine baskı yapma çağrısında bulundu.

İsrail'in saldırıları ve uluslararası yasaları ihlal eden kısıtlamaları sebebiyle, Gazze'deki, özellikle de kuzey bölgelerdeki Filistinliler, ciddi bir gıda, su ve ilaç kıtlığı yaşıyor.

Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths 12 Haziran'da, Gazze'de nüfusun yarısının, yani 1 milyondan fazla kişinin temmuz ortasında ölüm ve açlıkla karşılaşacağının öngörüldüğünü açıkladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 626 Filistinli öldü, 86 bin 98 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.