İnternetin teknolojik anlamdaki olumsuzluklarına araştırmacı yazar Hayati Sır, ilişkin, "Dijital bir pandemi var. Çünkü çocukları oradan çıkarmazsak işimiz çok zor. Burada ebeveynlere çok iş düşüyor. Eskiden bir odada bir televizyon vardı, herkes ona bakardı. Şimdi her odada ayrı ekranlar var ve hepsinde de ayrı frekans, ayrı mesajlar var." dedi.

Hayati Sır, yeni neslin doğayla doğrudan ilişkisinin kalmadığına dikkati çekerek, insanların dijitalleşmeyle birlikte fıtratla yaşamalarının engellendiğini söyledi.

"Dijital bir pandemi var"

Dijitalleşmenin zamanla yapay zekaya bağlanmak olduğuna dikkati çeken Sır, "Yapay zekaya bağlanmak demek, dünyadaki bütün her şeyin harf, titreşim olarak sayıya döndürülmesidir. Sayıya döndüğü zaman mana bitiyor. Mana bittiği zaman da hayatın orijinali biter. Hakikat gölgelenir. Hakikat gölgelenirse sahte olan subliminal mesajlar vererek, her şeyin simülasyonunu yaparsınız ve gerçeğin yerine, her şeyin sahtesini koyarsınız. Yeni nesil de artık bu sahteleri gerçek sanıyor. Bu dünya hayatını ve hakikati simülasyon zannediyor." dedi.

Yazar Sır, yapay zeka ile hakikatin ortadan kaldırıldığını savunarak, şunları söyledi:

"Hakikati ortadan kaldırırsanız, zihninizde teolojik olarak bir tanrı kavramı da kalmaz. Bu yüzden hakikati ortadan kaldırıyorlar, insanlar tamamıyla yapay olana bağlansın diye. Sadece bununla da kalmıyor, dijitalleşme hakikatli hayatın yerine dijital bir hayatı koymak istiyor. Bu yüzden insana en yararlı olanı en zararlı olarak gösteriyorlar. Bunun üzerine oturup, düşünmek lazım. Esas pandeminin bu olduğunu düşünüyorum. Dijital bir pandemi var. Çünkü çocukları oradan çıkarmazsak işimiz çok zor. Burada ebeveynlere çok iş düşüyor. Eskiden bir odada bir televizyon vardı, herkes ona bakardı. Şimdi her odada ayrı ekranlar var ve hepsinde de ayrı frekans, ayrı mesajlar var. Bu yüzden de herkes farklı şey söylüyor, bu yüzden de çatışma çıkıyor. Oysa hakikat tektir. Hakikat tek olduğu için de muhakkak vahiyden ayrılmamak gerekir. Kalbin bilgisine güveneceksiniz."

Gidişatın iyi olmadığını ve insanların artık telefonlardan kafalarını kaldırmayacak hale geldiğini kaydeden Sır, "Türkiye'de en fazla takip olarak Instagram'da dünya birincisiyiz. Twitter'da 11.'yiz ve yine en fazla bakma süresi bizde. Yani günün üçte biri dijital. Böyle bir durumda çocuklar nasıl eğitim alacak? Yetişkinler de iş verimini düşürüyor, süreklilik kalmıyor. Herkes Müddessir suresini iyi okusun. Aslında şu zaman bütün olumsuzluklara rağmen çok umutlu bir zaman. Ben nurun böyle zamanlarda daha çok parlayacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

- "Kur'an tilaveti, bozuyorlar dediğimiz ahengi düzeltir"

Hayati Sır, böyle bir zamanda insanların Kur'an-ı Kerim'le iletişim kurması gerektiğini söyleyerek, "İnsanların Kur'an'a koşması, neyin doğru neyin yanlış olduğunu görmesi lazım. Ama onların bunları görebilmesi için de Kur'an'a bugünden bakan, içinden okuyan, tefsir yapan hocalara, ilahiyatçılara ihtiyaç var. Ben herkese soruyorum, bu sürükleniş varken ilahiyatçılar nerede? Cuma hutbelerinde dijitalleşmeyle alakalı bir hutbe yok. Neden bilgi vermiyoruz? Neden çocuklara Kur'an öğretmiyoruz? Kur'an tilaveti, bozuyorlar dediğimiz ahengi düzeltir. Kur'an tilaveti yani sesi kalbin akılla olan ahengini, insanı birler, insanı kainatla da birler." diye konuştu.

Tüm olumsuzluklardan korunmak amacıyla toprağa sahip çıkmanın önemine değinen Sır, şöyle devam etti:

"Toprak, ekip biçmenin yanı sıra topraklanmak, vücudumuzdaki bütün elektriği atmak demek. Toprağa basacağız. Zorluklarda bize teyemmüm için ne verilmişse aslında topraklanmak o. Topraklandığımız zaman vücudumuzdaki elektrik birikmediği için o frekansınız korunuyor. Cep telefonlarına gerekirse bakacağız. Orada yaşamayacağız. Telefon sadece bir haberleşme aracı. Bir hayat biçimi değil. Şu dönem hiç durmadan Kehf suresini de okumamız lazım."