Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de yeni yönetime bölge ülkeleri tarafından yardımcı olunması gerektiğini ve bu yardımlarla 10 milyondan fazla Suriyelinin evine tekrar döneceğini belirterek, "Herkes Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yaptı. Bunların geri dönüp bu basıncın ortadan kalkması da önemli." dedi.

Türkiye'nin Suudi Arabistan makamlarıyla oldukça iyi ilişkilere sahip olduğunu, samimi ve açık bir diyalog kurulduğunu söyleyen Fidan, her devletin artık kendi olgunluğunu tamamladığını dile getirdi.

Fidan, "Hem güvenlik servisleriyle hem Dışişleri Bakanı'yla çok dikkatli bir şekilde ilişkileri götürüyoruz. Her devlet artık kendi olgunluğunu tamamlamış durumda. Kimsenin kimseye yalan söylemeye, tuzak kurmaya hiç mecali de yok. Bu bizlere de yakışmaz, bölgede olgun ülkeler olarak." ifadesini kullanarak, Suudi Arabistan'ın şu anda çok büyük bir potansiyeli olduğunu ve büyük bir dönüşümden geçtiğini aktardı.

Suudi Arabistan'da toplumsal dönüşüm yaşandığına işaret eden Fidan, "Bölgedeki ülkeler Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar bunların hepsi kalkınmalarını gerçekleştirmekle meşgul, Mısır da dahil olmak üzere." dedi.

Fidan, Körfez ülkelerinde toplumsal sorunların ortaya çıkmadığına belirterek, "Çünkü oradaki yönetimler kazandıkları paraları, petrolden gelen parayı halkına harcıyorlar, temel hizmetleri götürüyorlar, altyapıyı götürüyorlar, eğitimi götürüyorlar, moderniteyi götürüyorlar. Bunlar olduğu sürece oradan bir sıkıntı çıkmıyor." diye konuştu.

Halklarına hizmet götürmeyen toplumlarda sorunlar yaşandığını vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla bizim el birliğiyle, el ele vererek yeni dönemde özellikle Suudi Arabistan'la çok yakın işbirliği içerisinde ve diğer kardeş ülkelerle işbirliği içerisinde yeni bir anlayışı, yeni bir vizyonu bölgede hep beraber hayata geçirmemiz gerekiyor."

"(Suriye'de) Hem sivil hem demokratik bir devlet istiyoruz"

Bakan Fidan, Suriye'de yeni dönemde birtakım problemlerin olabileceğini söyleyerek, sorunları çözmede bölge ülkeleri olarak Şam'daki yeni yönetime yardımcı olunması gerektiğini dile getirdi.

"Hem sivil hem demokratik bir devlet istiyoruz." ifadesini kullanan Fidan, bir gecede, bir ayda ya da bir yılda İsviçre demokrasisi beklemenin gerçekçi olmadığını kaydetti.

Fidan, Suriye'de anayasal vatandaşlık üzerinden, çeşitli ayrımcılığı ve bölücülüğü teşvik etmeden bütüncül, milli devlet sınırları içerisinde bir yönetimin kurulabileceğine inandığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Burada sadece bir hassas geçiş dönemi var, o da Suriye muhalefetini oluşturan grupların yani kuzeydeki gruplar, Suriye Milli Ordusu, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Heyet Tahrir el-Şam, güneyde de gruplar vardı. Bunların aslında bir süreç içerisinde artık bir konsolidasyona gitmesi önemli. Bu hassas bir süreç. Ben bu sürecin iyi yönetileceğini düşünüyorum. O konuda elimizden gelen yardımı yapıyoruz. Çünkü güvenlikle ilgili, asayişle ilgili istikrar sağlandı mı, ekonomiyle ilgili, ticaretle ilgili, kalkınmayla ilgili, altyapıyla ilgili, temel hizmetleri vatandaşa götürmekle ilgili işlemlere de süratle başlanır."

Bakan Fidan, Türkiye'nin belli platformları oluşturmada, bir araya gelme konusunda yardımcı olabileceğini ifade ederek, yeni Şam yönetiminin neler yapıp yapmayacağının izleneceğini aktardı.

Yeni Şam yönetiminin, terörle ilişki kurmamasının, azınlıklara kötü muamele yapılmamasının, kadın haklarıyla ilgili konuların önemli olduğuna işaret eden Fidan, şu ana kadar bunlara ilişkin bir şikayet görülmediğini, her şeyin çok yeni olduğunu belirtti.

"Güven ama doğrula"

Fidan, her ülkenin Suriye ile işbirliği yapmak için ne türden bir beklenti içerisinde olduğunu söylemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

Türkiye-Suriye yakınlaşması İsrail’i korkuttu! Türkiye-Suriye yakınlaşması İsrail’i korkuttu!

"Yeni yönetimin Suriye'de şu anda çok dikkatli bir diplomatik ilişki tarzı geliştirdiğini ve dikkatli bir diplomatik dil kullandığını görüyorum ama eskiden bir laf vardı, bu doğrulama konularında 'güven ama doğrula' diye. Burada söylenene güven tabii olacak ama hepimiz göreceğiz işlerin nasıl gittiğini."

Bakan Fidan, bölge ülkelerin yeni yönetime yardımcı olmasıyla 10 milyondan fazla Suriyelinin evine tekrar döneceğini, ekonominin yeniden canlanacağını ifade ederek, "Herkes Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yaptı. Bunların geri dönüp bu basıncın ortadan kalkması da önemli." diye konuştu.

Sunucunun, "Suriye konusunda, baktığımızda en zararlı ülke İran, sonra da Rusya. Şimdi özellikle de Hamas'la İsrail arasındaki çekişme ve gelişmeler birçok dengeyi de değiştirdi bölgede. Aslında direniş bağlamında da Esed’in kaçması İsrail’e karşı direnişin bir ayağını da yıkmış oldu. Peki bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Esed’in de kaçışı süreci nasıl etkileyecek? Netanyahu, Esed için ateşle oynuyor diye bir şey söylemişti hatırlarsanız daha önce bazı reaksiyonlarından dolayı...." ifadelerine Fidan, şu yanıtı verdi:

"Benim bu konuda farklı fikirlerim var. 13 yıl İstihbarat Başkanlığı yaparken, bölgede İranlı arkadaşlarımızla da çok konuştuk. Sizin özellikle Suriye'de Beşşar Esed'in İsrail'e karşı bir direniş cephesinin bir unsuru olması meselesi bir şaka. Beşşar Esed İranlılara yer veriyordu, Lübnan ve Hizbullah ile İran arasındaki ilişki açısından"

"İsrail hiçbir zaman için Beşşar'ın gitmesini istemedi"

Fidan, Suriye'den İsrail'e herhangi bir askeri harekat görülmediğini, İsrail'den yapılan bütün askeri harekatların İranlı milislere yönelik olduğunu belirterek, Suriye ile ilgili bir problem olmadığını kaydetti.

Esed'in kendini geriye çektiğini, İran'la İsrail'in kendi toprağında savaşmasını seyrettiğini söyleyen Fidan, şu bilgileri paylaştı:

"Suriye muhalefeti bundan 6-7 sene önce Şam'da şimdiki yaptıklarını yaptığı sırada, o zaman (ABD Başkanı Joe) Biden Başkan Yardımcısıydı, Türkiye'ye geldi, Cumhurbaşkanımızla görüştü ve 'biz Beşşar'ın gitmesini istemiyoruz' dedi. Biz biliyoruz aslında, bu onun değil İsrail'in bir görüşüydü. İsrail hiçbir zaman için Beşşar'ın gitmesini istemedi. Beşşar'ın İranlılara verdiği ortamdan mutsuzdu İsrail ama Beşşar'ın genel manada kendisi için faydalı bir aktör olduğunu biliyordu. Son güne kadar, Amerikalıların bize söylediği harekat başladıktan sonra da İsrail, Beşşar'ın gitmesini istemiyor."

"İsrail'in Suriye topraklarını işgal etmemesi, ondan vazgeçmesi gerekiyor"

"Esed'in gitmesinden en büyük zarar gören İsrail'dir diyebilir miyiz? Çünkü sonuç itibarıyla Esed, İsrail’in gündemine hizmet ediyordu ve İsrail’in güçlenmesine katkıda bulunuyordu diyebilir miyiz?" sorusuna, Fidan, realist politikalar izlenmesi gerektiği yanıtını verdi.

Fidan, yeni Şam yönetiminin İsrail ile bir çatışma arayacağını düşünmediğini, herkesin kendi sınırları içerisinde yoluna bakması gerektiğini vurguladı.

"İsrail'in Suriye topraklarını işgal etmemesi, ondan vazgeçmesi gerekiyor." diyen Fidan, Suriye'nin de İsrail'e yönelik bir şey yapmaması gerektiğini dile getirdi.

Fidan, "Karşılıklı bir şey olursa o zaman yapılabilir. Onun için tehdit algısını yeniden tanımlamak lazım. Şimdi bölgeden İranlı unsurlar çekildiler ve İsrail için temel endişe kaynağının belli noktalarda elimine olmuş olması lazım ama İsrail'in halihazırda en kötü senaryoya göre düşünüp, Suriye'deki belli tesisleri vurması ve belli yerleri işgal etmesi de kabul edilebilir bir şey değil. Bu bir bağımsız ülkenin, egemen ülkenin toprağının gereksiz yere işgalidir, bunu haklı çıkartacak herhangi bir emare olmadan bunun yapılması da doğru değil." dedi.

Suriye halkını temsil eden iktidar, İsrail için bir tehdit

"İsrail’in Suriye topraklarına zararını siz nasıl yorumluyorsunuz? Daha önce İran’ı gerekçe göstererek yapıyordu, şu an İran artık yok. Baktığımız zaman HTŞ’lilere de aynı şeyi söylüyor, şu an zaten İran yok, ne diye gelip de vuruyor Suriye topraklarını, neden saldırıda bulunuyor, siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Fidan, cevabın basit olduğunu, Suriye halkının vicdanını, çoğunluğunu temsil eden her iktidarın, İsrail'in etrafındaki her iktidarın İsrail için bir tehdit olduğu yanıtını verdi.

"Batı Şeria'da devam eden işgal ve ilhakın durması gerekiyor"

20 milyon Suriyeliye İsrail'le ilgili ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda, 'kötü' düşünüyoruz diyeceklerini söyleyen Fidan, "Bu kötü düşüncenin tabii ki iktidarda olması, meşru yansıma bulması İsrail'in işine gelmiyor. Dolayısıyla İsrail burada açıkçası en kötü senaryoyu göz önüne alıp buradan bir zarar gelecek diye birtakım adımlar atıyor." diye konuştu.

Fidan, yeni Suriye yönetiminin elinde harap olmuş bir ülke bulunduğunu, milyonlarca insanın perişan olduğunu ve o insanlara hizmet götürmesi gerektiğini belirterek, bölgede savaşa dayalı, yayılmaya dayalı bir çatışmanın olmaması gerektiğini vurguladı.

Öte yandan, bunların Kudüs ve Filistin meselesi gibi hassas meseleler olduğunu hatırlatan Fidan, şöyle konuştu:

"Siz, Filistinli Arap kardeşlerimizi çoluk çocuk demeden soykırıma tabi tutarsanız, bu, bölgedeki bütün halkları, bütün devletleri ister istemez isyana götürür. Bunun durması gerekiyor. Gazze'de yaşananlar, Batı Şeria'da devam eden işgal ve ilhak, bunların durması gerekiyor. Bunlar bölgeye çok negatif mesajlar gönderiyor ve bölgedeki halklar belli konularda mahrumiyeti çekerler ama söz konusu Gazze ve Filistin olduğu zaman da seslerini yükseltirler. İsrail'in bunu artık hesaba katması gerekiyor."

Fidan, İran ve Rusya'nın tekrar Suriye'ye müdahil olma, savaş başlatma ihtimaline ilişkin soruya, "Başlatmak için her zaman için yetenekleri olabilir ama ben İran'ın da Rusya'nın da bunu yapacağını düşünmüyorum." ifadesini kullandı.

İran ve Rusya'nın son derece gelişmiş karar alma mekanizmaları olan iki ülke olduğunu aktaran Fidan, sahadan gelen verileri görebildiklerini, yeni döneme bir an önce adapte olmaları gerektiğini belirtti.

Fidan, "Biz yeni dönemde de hem İran'la hem Rusya'yla da konuşarak sorunları çatışmadan, her iki tarafın lehine olacak şekilde nasıl yönetiriz onu yürütmeye gayret edeceğiz." diye konuştu.

"Bölgenin otantik halklarının bulduğu otantik topraklar"

Terör örgütlerine ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, YPG terör örgütünün, PKK terör örgütünün Suriye'deki bir kolu olduğunu belirterek, "Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan ve Avrupa'dan gelmiş uluslararası terörist savaşçıların yönettiği bir organizasyon. Bunu her ne kadar Amerikalılar dünyaya farklı şekilde pazarlasalar da olayın özü bu." dedi.

Fidan, "PKK’nın hem Suriye'de Arap topraklarını işgal etmesi hem Suriye halkının tamamına ait olan doğal gaz ve petrol kaynaklarının üzerine oturması, Kürtlere, Araplara muazzam kötü davranması artık son bulmalı." diyerek bu konuda artık uluslararası bir anlayışın, birliğin olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Arap topraklarının artık kurtulması gerektiğini vurgulayan Fidan şunları kaydetti:

"Bölgenin otantik halklarının bulduğu otantik topraklar… Kürtler, Araplar, Türkmenler, Yezidiler, Aleviler kendi yerlerinde yaşamalı, kimse yerinden edilmemeli. Kürtlerin ait olduğu yerler var, Arapların, Türkmenlerin ama başkasının gidip toprağını işgal edip, dışarıdan aldığınız destekle, bu devam edemez ve etmemeli de etmeyecek de inşallah."

"(Esed ile son 3 yılda) Bir araya gelmek için teşebbüsümüz oldu ama kabul etmediler"

Bakan Fidan, "Mahir Esed, Moskova'ya kaçmış olan Esed’ın kardeşiyle ilgili elinizde bir bilgi var mı? Onun geleceği ne olacak?" sorusuna, "Yok biz de bilgi yok, biz de bilgi yok. Merak da etmiyorum açıkçası. O, Suriye rejiminin, Suriye'deki yeni yönetimin açıkçası işi, savaş suçlularının artık bulunması ve aranması." cevabını verdi.

"Suriye’de Ali Memlük, Hüsam Luka gibi mevkidaşlarınız vardı, bu insanlar daha sonra ülkeden çıkış için yardım bağlamında sizinle bir temasa geçtiler mi?", sorusuna da Fidan, "Temasa geçmediler" yanıtını verdi.

Fidan, son 3 yıl içerisinde Esed ile bir araya gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine, "Yok gelmedim, yok. Bir araya gelmek için teşebbüsümüz oldu, istedik ama kabul etmediler. Ben istedim. Hatta bölgedeki ülkeleri aracı yaptık Irak başta olmak üzere, başka ülkelerin adını da söylemeyeyim. Hepsine hayır dedi." ifadesini kullandı.