Esed rejimi Arap yatırımlarını çekebilir mi?

Abone Ol

Ekonomistler, Suriye rejiminin Arap yatırımlarını ülkeye çekme konusunda başarılı olup olmayacağı konusunda farklı analizlerde bulunuyorlar.

SURİYELİ BAKANDAN ÇAĞRI

Suriye rejimi hükümetinin Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanı Muhammed Samir Halil, Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenecek olan zirvenin hazırlık toplantısının oturumunda Arap yatırımcılara resmi ve doğrudan bir davet yayınladı. Bu davet ise Suriye’de yatırım için fırsatların olduğuna dikkatleri çekiyordu.

Bakan Halil, davetinde Suriye Rejiminin sunduğu tekliflere dikkat çekerken aynı zamanda yatırımcılar için yasalar ve diğer hususlar konusunda yapılacak kolaylıklara da işaret etti.

YATIRIMIN ÖNÜNDE ENGELLER VAR

Suriye’nin bu çağrısına karşın ülkeye yatrım yapılmasının önündeki zorluklara dikkat çekenler de var. Bunlardan biri de Washington'da ikamet eden yazar ve siyaset araştırmacısı Dr. Radwan Ziadeh. Ziadeh, Suriye’nin yatırım için uygun bir yer olmadığı düşüncesinde. Bu düşüncesini ilk olarak, ülkenin çökme durumunda olan ekonomisine bağlıyor. Yaşanan yoksulluk ve ekonomik bunalımın ülkeyi büyük bir uçurumun kenarına sürüklediği görüşünde. Bununla birlikte, ABD’nin yaptırımlarının da, Şam’a yapılabilecek her türlü yatırımın yaptırım olarak karşılık bulacağı gerçeğini de savunuyor araştırmacı yazar Ziadeh.


İMZALANAN SÖZLEŞMELER ERTELENİYOR

Ekonomist Dr. Firas Şaabo, Arap yatırımlarının Suriye'ye gelişini sorgulayanlar arasında. "Rejimle siyasi normalleşmenin hiçbir ekonomik etkisi yok, bu da Suriye lirasının değerinde devam eden düşüşün ciddi bir göstergesi. yabancı para birimlerine karşı kayıplar sürüyor" diyor Şaabo.

Şaabo'ya göre, normalleşme için acele eden ülkeler, çöken bir ekonomiden, yolsuzluğun ve milislerin yayılmasından muzdarip bir ülkeyi yeniden canlandırma kabiliyetine sahip değil. Ayrıca, yatırımın önündeki büyük engeller olduğuna da işaret ediyor ve ülkedeki; istikrarsızlık, hukukun yokluğu ve yabancı milislerin varlığının da önemle altını çiziyor. Sonuç olarak Şaabo, Suriye ve diğer Arap hükümetleri arasında imzalanacak olan anlaşmaların ertelendiğine de tanık olduğuna ve Şam’a yapılacak yatırımlar için gerekli olan ortamın oluşmadığını vurguluyor.

Bu görüşlere ek olarak; Araştırmacı ve iktisatçı Rıdvan Al-Dibs önceki görüşlere katıldığını belirtse de rejimle süren Arap normalleşme yolunun ilerlemesi durumunda ve katı yaptırımların rejimin bazı Arap yatırımlarını çekmede başarılı olabileceğine işaret ediyor.

"Genel olarak, yatırımlar istikrarlı bir ortama, yatırımları çeken yasalara, istikrarlı bir para birimine ve yabancı yatırımları ülkeye davet etmeden önce birçok prosedüre ihtiyaç duyar." diyor Al-Dibs ve ekliyor; “Suriye'nin özellikle İran ve Rusya'ya olan büyük borcu, yabancı şirketlerin yatırım kararı almadan önce hesap yapmasını da zorlaştıran en büyük etkenlerden.”

SEZAR YASASI GENİŞLETİLİYOR

Sezar Yasası’nın 2020'de yürürlüğe girmesinden itibaren Suriye’de yaptırımların izleri daha da netleşti. Bu yasa ile sadece Şam değil, rejim ile işbirliği yapan tüm unsurlar da bu yasakların hedefinde oldu.

Suriye’nin diğer Arap ülkeleri ile normalleşmesi sürecinin başlaması ise ABD’yi yeniden harekete geçirdi ve 2023 Esed ile normalleşme ile mücadele şeklinde yeni bir form aldı.

ABD’DEN ART ARDA AÇIKLAMALAR

Suriye’nin sadece Arap Birliği ülkeleri ile değil aynı zamanda Türkiye ile de bir normalleşme süreci ortaya çıktı. Bu süreçte Türkiye, ABD’nin hedefine aldığı ülkelerden oldu.

Temsilciler Meclisi Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya Alt Komisyonu Başkanı Joe Wilson, "Pişmanlık duymayan katliamcı ve uyuşturucu kaçakçısı Beşar Esed ile normalleşmeyi seçen ülkeler yanlış yolu tutuyor" ifadesini kullandı.

PEKİ BU YENİ YASAKLAR NE?

ABD Kongresi’nin devreye girmesi ile yasa tasarısı oluşturuldu. Bu yasa tasarısında; Washington’un yaptırım yapma yeteneği artırılıyor ve Esed’in devlet başkanı statüsüne karşı konuluyor. Bununla birlikte Esed ile yapılacak her türlü ilişkiyi de yasaklıyor.

ABD Dışişleri Bakanı'nın 5 yıl süresince Kongre'ye Esed hükümetiyle normalleşmeye karşı durmak için bir strateji sunması şartı konuluyor. Buna Suriye hükümeti ile Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve diğerleri arasındaki diplomatik toplantıların bir listesinin sunulması da dahil ediliyor. Bu yasaklardan Suriye Arap Havayolları ve Cham Wings adlı şirkette de etkileniyor. Bu iki firmanın iniş yaptığı havaalanlarına yaptırım uygulanması kararlaştırılıyor. Son olarak da; rejim tarafından kontrol edilen yerlerde 50 bin doların üzerindeki bağışlar da dahil olmak üzere her türlü mali işleminin gözden geçirilmesine karar veriliyor.

SURİYE’YE YAPTIRIMLAR YENİ DEĞİL

ABD'nin Suriye'ye sırasıyla 1979, 2003, 2004, 2005', 2012-2013'te getirdiği yaptırımlar 2020’deki Sezar Yasası ile yüksek bir seviyeye ulaşırken 2023 Esed ile normalleşme ile mücadele kapsamında ise tepe noktaya ulaşıyor.

Esed, devrimin başlaması sonrasında milyonlarca kişinin yerinden edilmesine ve yine yüz binlerce insanın ölümüne neden oldu. Esed’in muhaliflere karşı olan kanlı tutumu ise halen devam ediyor.