Suriye'de Beşşar Esed'ın 8 Aralık'ta devrilmesiyle Suriye'de ortaya çıkan yeni siyasi gerçeklik, yalnızca ülke içinde değil, bölgesel ve küresel düzeyde de birçok gündemi beraberinde getirdi. Bu gündemlerin arasında, 2009 yılında Esed tarafından engellenen ve jeopolitik nedenlerle rafa kaldırılan Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi de yer alıyor.

Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı neden önemli?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 10 Aralık’ta yaptığı basın toplantısında projeyle ilgili bir soruya, “Bütünlüğünü sağlamış, istikrarına kavuşmuş bir Suriye için niye olmasın? Olursa o hattın güvenli olması lazım. Dolayısıyla inşallah öyle olur, temennimiz o. Öyle olursa üretecek çok proje var.” yanıtını verdi. Bu açıklama, Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı’nın önemini yeniden gündeme getirdi.

Bu proje ilk gündeme geldiğinde, 10 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiği ve Katar gazının Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını hedeflediği belirtildi. Boru hattının gerçekleşmesi durumunda Katar gazı Avrupa piyasalarına daha fazla entegre olacak, Avrupa’nın Rus gazına bağlılığı azalacak ve kömür kullanımını sıfıra indirme hedeflerine katkı sağlanacaktı. Ancak Rusya’nın bölge üzerindeki etkisini korumak istemesi ve müttefiki olduğu Esed üzerindeki gücü, projenin reddedilmesinde önemli bir faktör oldu.

1500 kilometreden uzun planlanan boru hattı, birçok ülkeden geçmesi sebebiyle hem ekonomik hem de siyasi açıdan oldukça önem taşıyor. Ancak bu büyük projeyi hayata geçirmek için sadece bölgesel istikrar değil, aynı zamanda ülkeler arasında işbirliği arzusu da gerekli. Bu bağlamda, Suriye'nin yeni yönetiminin hem Türkiye ile hem de başta Katar olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerle olumlu ilişkiler kurma niyetinde olduklarını ifade etmeleri, projenin başarıyla hayata geçmesi için önemli bir fırsat sunuyor.

Bugün Katar, doğal gazını daha çok sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sistemleriyle taşımayı tercih ediyor. LNG'nin rota olarak esneklik tanıması göz önüne alındığında bile doğal gazı boru hattı ile taşımanın avantajları mevcut. Uzun vadede bu boru hattının, LNG’ye kıyasla daha ucuz olma potansiyeline ek olarak Avrupa’yı Rus gazından kurtaracağı Katar’ı ise Avrupa enerji piyasalarında daha önemli hale getireceği söylenebilir.

Nitekim Katar, Rusya-Ukrayna savaşından dolayı Avrupa’da baş gösteren gaz krizine çözüm arayışında olan Avrupa ülkelerine LNG ile olacak uzun süreli anlaşmalar imzaladı. Almanya ve Hollanda gibi ülkelerle yeni anlaşmalar yapıldı. Bu bağlamda, yeni konjonktürde uzun vadeli anlaşma gerektiren boru hatlarına bakışın olumlu olma potansiyeli de mevcuttur.

Bakan Bayraktar’ın projeyi yeniden değerlendirmek için Suriye’deki istikrarı bir ön koşul olarak vurgulaması, boru hattının büyük bir yatırım olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Ayrıca, bu projenin sadece bir örnek olduğunu ve Suriye’nin uzun süren iç savaşın ardından enerji ilişkilerinde önemli bir aktör olabileceğini gösteriyor. Bu ilişkiler, yenilenebilir enerji, enerji ihracatı-ithalatı veya Suriye ile Türkiye’yi transit ülke yapabilecek diğer projeler aracılığıyla da gelişebilir.

1947'den 2024'e İsrail'in cezasızlık tarihi 1947'den 2024'e İsrail'in cezasızlık tarihi

Olası zorluklar neler?

Katar gazını Suriye’den geçirerek Türkiye’den Avrupa’ya bağlayacak olan boru hattı Suriye yönetiminin değişmesi ile umutları artırsa da projenin bazı zorlukları da mevcut. Bölgesel işbirliğini gerektiren bu projede, Suudi Arabistan’ın komşusu Katar’a güç kazandıracak böyle bir projeye nasıl bakacağıyla ilgili endişeler var. Katar ile Suudi Arabistan arasında 2017-2021 yılları arasında yaşanan siyasi kriz, normalleşme ile bitmiş gibi gözükse de Suudi Arabistan’ın bu projeye yeşil ışık yakıp yakmayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak Suriye’nin yeniden inşası ve bölgesel istikrar için büyük rol oynamak isteyen Suudi Arabistan ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman aslında gerek Türkiye ile gerekse de Katar ve Suriye ile olumlu ilişkilere girebileceğini ve bu projenin aslında Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonuna uygun olduğunu görebilir.

Diğer bir husus ise Avrupa’nın gaz talebinin devam edip etmeyeceği ve Katar’ın LNG’ye alternatif yöntem isteyip istemeyeceğidir. Her ne kadar Avrupa yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak gaz ve petrole bağımlılığı indirmeyi hedeflese de bu proje, önümüzdeki 30-40 yıl boyunca gaz ihtiyacının devam edeceğini ve Katar gazının Rusya’ya alternatif oluşturmasıyla beraber gaz ve petrolden vazgeçme fikrinin de aciliyetini yitirebileceğini gösterebilir.

Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Esed sonrası dönemde Suriye’nin yeniden inşa sürecine ve bölgesel işbirliğine bağlı olarak yeniden gündeme gelebilir. Proje, ekonomik ve stratejik açıdan büyük bir potansiyel taşıyor. Ancak Suudi Arabistan’ın tutumu, Avrupa’nın enerji talebi ve Katar’ın LNG önceliği gibi faktörler, bu hattın gerçekleşmesini belirsiz kılıyor. Yine de Esed rejiminin çöküşüyle oluşan yeni jeopolitik dinamikler bu tür büyük projelerin yeniden değerlendirilmesi için umut verici bir zemin hazırlıyor.

[Dr. Hamdullah Baycar Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde Öğretim Üyesidir.]

Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Orta Doğu Haber editoryal politikasını yansıtmayabilir.