Dışişleri Bakanlığı, "Tapınak Dağı Aktivistleri Örgütü" isimli radikal Yahudi gruplar tarafından Mescid-i Aksa'nın patlatılarak havaya uçurulduğunu içeren görüntünün "Yakında bugünlerde" başlığıyla sosyal medyada paylaşmasına dikkati çeken bir yazılı açılama yayımladı.
Bu örgütün daha önce de Mescid-i Aksa'ya karşı tahriklerde bulunduğuna işaret edilen açıklamada, İsrailli radikal grubun sürekli, Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra'nın yerine sözde tapınağı resmettikleri vurgulandı.
Açıklamada, "Sürekli yapılan bu tahrikleri son derece tehlikeli görüyoruz. Nitekim bunlar, radikal Yahudiler tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik benzeri görülmemiş baskın ve çeşitli dini ayinlerle gerilimin artırıldığı bir dönemde gerçekleşiyor." denildi.
Radikal grupların İsrail bayrakları ve çeşitli danslarla baskın yaptıkları Aksa'da gerilim çıkardıklarına dikkati çekilen açıklamada, İsrailli bakan ve milletvekillerinin katılımlarıyla gerçekleşen bu baskınlarla Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs'teki kutsal mekanlara yönelik yeni bir tahrik olduğu vurgulandı.
İsrail'in bu adımlarla Mescid-i Aksa'yı zamansal ve mekansal olarak bölmeye çalıştığına işaret edilen açıklamada, radikal Yahudi örgüt ve gaspçı derneklerin Mescid-i Aksa'ya yönelik "büyük bir suç işleme" planlarının vahim sonuçları konusunda uyarıda bulunuldu.
Aksa'ya yönelik girişimlerin tüm bölgede infiale yol açacağı uyarısının yapıldığı açıklamada, Filistin Yönetiminin, Mescid-i Aksa'nın hedef alınmasına karşı mücadelelerini, Ürdün'le koordineli sürdürdüğü ifade edildi.
Açıklamada, uluslararası toplumun Filistin halkı ve Mescid-i Aksa'nın maruz kaldığı ihlallere karşı hukuki ve ahlaki sorumluluklarını yerinde getirmekte başarısız kaldığı da kaydedildi.
Aksa'ya bu yıl baskın yapan radikal Yahudilerin sayısında rekor
İsrail'de yayın yapan Kanal 7 televizyonunun haberinde, İsrail’in 1967 yılında Doğu Kudüs'ü işgalinden bugüne Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen fanatik İsraillilerin 48 bin 144 kişiyle "rekor seviyeye" ulaştığı belirtilmişti.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.
İsrailliler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.
İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.
Ancak fanatik Yahudilerin İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.
İsrail içinde ultra Ortodoks Yahudi din adamlarının çoğunluğu ise Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girmesinin dinen yasak olduğunu vurguluyor.