Basal, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki insani duruma ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Basal, "İsrail, yüzlerce sivili barındıran evleri herhangi bir ön uyarı olmaksızın hedef alan rastgele bombardıman politikaları uyguluyor. İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyinde iki aydır devam eden saldırılarında işlediği suçlar, soykırımın başlangıcından bu yana en kanlı olanları." ifadelerini kullandı.
İsrail saldırılarının "tüm bir ailenin yok edilmesine ve sokaklarda hareket eden herkesin hedef alınmasına" yol açtığını aktaran Basal, yaşananları "sistematik bir etnik temizlik" olarak nitelendirdi.
Basal, askeri saldırıların "evler, okullar ve temel tesisler dahil olmak üzere altyapıda geniş çaplı yıkıma neden olduğunu ve 130 binden fazla kişinin zorla yerinden edilmesine yol açtığını" kaydetti.
Gazze’nin kuzeyinde hayatını kaybedenlerin yüzde 70’inden fazlasının cansız bedenlerinin hala enkaz altında bulunduğunu ve İsrail’in, sivil savunma ekiplerinin insani görevlerini yapmasına 42 gündür engel olduğunu aktaran Basal, "Enkaz altında mahsur kalan vatandaşlardan yardım çağrıları alıyoruz, ancak onlara ulaşmakta çaresiz kalıyoruz." dedi.
Basal, İsrail'in uyguladığı aç bırakma politikası nedeniyle gıda maddelerinin girişinin engellendiğini ve bunun açlık kaynaklı ölümlere neden olmaya başladığını söyledi.
Basal, uluslararası toplumu, Gazze’deki sivil savunma sistemini yeniden işler hale getirmek, hayat kurtarmak ve eşi görülmemiş bir insani felaketle karşı karşıya kalan vatandaşların acısını hafifletmek için acilen harekete geçmeye çağırdı.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 502 Filistinli öldü, 105 bin 454 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze'nin kuzeyine 5 Ekim'de yoğun hava saldırıları düzenlerken bir gün sonra da bu bölgelere kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
İsrail basınına da yansıyan "Generaller Planı" adını taşıyan plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılarak gıda, yakıt ve temiz su girişine izin verilmemesini öngörüyor.