Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 26 Şubat'ta Iştiyye hükümetinin istifasını kabul etmesinin ardından 14 Mart'ta eski Başbakan Yardımcısı ve Filistin Yatırım Fonu Başkanı Mustafa'yı yeni Başbakan olarak atadı.

Filistin'in yeni Başbakanı Mustafa'yı Gazze'nin yeniden imarı başta olmak üzere kamu sektöründe ekonomik reformların uygulanması, maaş ödemeleri, İsrail'in kesinti yaptığı vergiler ve donör ülkelerin güveninin yeniden kazanılması gibi çözüm bekleyen bir dizi ekonomik dosya bekliyor.

Gazze'nin yeniden imarı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılar 6'ncı ayında devam ederken Gazze'deki konutların yaklaşık yüzde 60'ı artık kullanılamaz hale geldi.

Ocak ayında Davos Forumu'na katılan yeni Başbakan Muhammed Mustafa, oturum sırasında yaptığı konuşmada, Gazze'de sadece konutların yeniden inşasının maliyetinin en az 15 milyar dolar olduğunu belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi de geçen hafta Mısır kurumları tarafından hazırlanan bir araştırmaya göre Gazze Şeridi'nin yeniden inşa maliyetinin (konut, ticari, altyapı) 90 milyar doları aşacağını söyledi.

Filistin yönetimi ise 2017'den bu yana içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle Gazze'nin yeniden inşası için herhangi bir mali bütçeye sahip bulunmuyor.

Filistin ekonomisi, yerel olarak toplanan mali gelirlerdeki düşüş nedeniyle de 2023'ün son çeyreğinde yüzde 20'den fazla düşüş yaşadı.

Maaş Krizi

Filistin'de 147 bin sivil ve askeri çalışan, hükümetin maaşların tamamını ödeyecek mali gelir sağlayamaması nedeniyle 2021 yılından bu yana eksik maaş alıyor.

Kamu çalışanlarının maaş ödemeleri aylık yaklaşık 160 milyon doları buluyor. Emekliler ile yarı maaşlıların ödemeleri de göz önüne alındığında (tutuklular, şehit ve yaralı aileleri için ödenekler ve diğer ödenekler) bu rakama aylık 120 milyon dolar daha ekleniyor.

Hükümetin yukarıda işaret edilen maaş ödemeleri dahil operasyonel giderler, ödenmemiş kredi taksitleri, faiz ödemeleri ve özel sektöre olan aidatlar dışında ayda 280 milyon dolar ödeme yapması gerekiyor. Diğer ek harcamalarla birlikte hükümetin aylık toplam ödemesi 400 milyon doları buluyor.

Aylık geliri 380 milyon dolar olan Filistin hükümeti, Kasım 2021'den bu yana maaşların yüzde 80'i ödeyebiliyor.

Hükümetin maaş krizini çözmek için zorunlu veya gönüllü erken emekliliğe kapı açmak veya alışılmadık gelir arayışı dahil olmak üzere sert çözümlere başvurabileceği belirtiliyor.

 İsrail'in kesinti yaptığı vergi gelirleri

İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında 1994'te imzalanan Paris Ekonomi Protokolü gereğince İsrail yönetiminin, kontrolü altındaki sınır kapılarından Filistinliler adına topladığı vergileri, Filistin hazinesine aktarması gerekiyor.

Filistin yönetiminin İsrail hapishanelerindeki tutuklulara, ailelerine ve şehit ailelerine maddi yardım yapmasına itiraz eden İsrail yönetimi, 2018'de Filistinlilerin gümrük vergilerinden bir kısmını kesme hakkına ilişkin kanun çıkardı.

İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılardan bu yana geçen süredeki vergi gelirlerinin tamamını Filistin yönetimine devretmeyi reddetti.

İsrail, Filistin'in ithal ettiği malların gümrük vergilerini "Filistin yönetimi adına" topluyor ve Filistin'e ortalama aylık 220 milyon dolar ödeme yapıyor.

Kasım ayında Filistin yönetimi, İsrail'in Gazze'ye tahsis edilen miktarda kesinti yaptığı ödemeyi kabul etmeyip İsrail'e iade etti. Gazze'ye tahsis edilen miktarın ise yaklaşık 75 milyon dolar olduğu belirtiliyor.

İsrail'in, vergilerden yaptığı toplam kesinti ise ayda en az yaklaşık 135 milyon doları buluyor.

Donör ülkelerin güveninin yeniden kazanılması

ABD ve Arap ülkeleri başta olmak üzere, 2017'den bu yana Filistin'e yönelik yıllık ortalama 1,1 milyar dolar tutarındaki yabancı yardımlar hızla azalmaya başladı.

G7, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrini pazartesi görüşecek G7, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrini pazartesi görüşecek

Filistin'e verilen ortalama dış destek, halihazırda yıllık yaklaşık 350 milyon dolar olup, bu desteğin yüzde 80'i Avrupa Birliği'nden, geri kalanı ise Dünya Bankası ve bireysel bağışçılardan geliyor.

Filistin yönetimini şeffaf olmamakla suçlayan donör ülkelerin bazıları bu yardımları kısma, bazıları da askıya alma yoluna gitti.

ABD ise eski Başkan Donald Trump döneminde bu yardımları durdurma kararı aldı.

Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap bağışçılar ise Filistin hükümetine yönelik hibe ve yardımların askıya alınmasının nedenini net bir şekilde açıklamadı. Yardımların kısılması ve askıya alınması ise Filistin hükümetini giderek artan bir mali krize sürükledi.