Gazze Şeridi'nde kanalizasyon sisteminin çökmesi sonucu bazı sokaklar atık sular altında kalmış durumda.
İsrail’in sınır kapılarını kapatması, yakıt tedarikini durdurması ve elektrik akışını kesmesi nedeniyle pompaların çalışamaz hale gelmesi, sağlık risklerini ve salgın hastalıkların yayılma ihtimalini artırıyor.
Ateşkes ve esir takası anlaşmasının ilk aşamasının mart ayı başında tamamlanmasının ardından İsrail, Gazze’ye yönelik insani yardımların girişini engellemek amacıyla tüm sınır kapılarını yeniden kapattı.
Bu adımla Tel Aviv, Hamas’a baskı yaparak taleplerini kabul ettirmeyi amaçlıyor.
Gazze Belediye Sözcüsü Hüsnü Muhenna AA’ya yaptığı açıklamada, özellikle alçak kesimlerde yaşanan kanalizasyon taşkınlarının ciddi sağlık tehditleri oluşturduğunu belirterek durumun giderek kötüleştiğini ifade etti.
Kentin kanalizasyon sularının taşması ve özellikle alçak bölgelerde sokaklara sızması nedeniyle büyük bir krizle karşı karşıya olunduğunu belirten Muhenna, elektrik kesintisi ve yakıt eksikliğinin yanı sıra İsrail işgal güçlerinin kanalizasyon şebekeleri, yağmur suyu toplama sistemleri ve ana ulaşım hatlarını hedef almasının altyapıya ağır zarar verdiğini vurguladı.
Salgın hastalık tehdidi
Bu krizin özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde salgın hastalıkların yayılma riskini artırdığını ifade eden Muhenna, kötü kokuların yayılması, böcek ve kemirgenlerin çoğalması gibi sorunların da baş gösterdiğini dile getirdi.
Muhenna, "Krizin kontrolden çıkması, hastalıkların benzeri görülmemiş şekilde yayılmasına neden olabilir." ifadesini kullandı.
Kanalizasyon krizinin, çöplerin birikmesi ve diğer çevresel sorunlarla birleşerek ciddi bir insani felakete yol açtığını belirten Muhenna, bölgeye gerekli ekipmanların girişine izin verilmesi ve acil bakım-onarım çalışmalarının yapılması için uluslararası müdahalenin şart olduğunu kaydetti.
İsrail'in Gazze Şeridi'nde 175 bin metreden uzun kanalizasyon şebekesini tahrip ettiğini hatırlatan Muhenna, sınır kapılarının 10 gündür kapalı olmasının, belediyelerin içme suyu ve kanalizasyon tesisleri gibi kritik altyapılar için gerekli yakıtı temin edememesine neden olduğunu söyledi.
Sözcü Muhenna, bu durumun, hayati öneme sahip tesislerin çalışmasını sekteye uğratarak insani krizi daha da derinleştirdiğini ifade etti.
Gazze kentindeki yağmur suyu depolama havuzlarından biri olan Şeyh Rıdvan Göleti'nin İsrail tarafından defalarca hedef alındığını ve havuzun elektrik ve enerji sisteminin tahrip olduğunu aktaran Muhenna, gelecek dönemde yağmur sularının artmasıyla kanalizasyon sularının taşma riskine dikkati çekerek bu durumun yıkılmaya yüz tutmuş bazı evlerin çökmesine ve yer altı sularının kirlenmesine yol açabileceği uyarısında bulundu.
"Hayat yaşanmaz hale geldi"
Gazze kentinin kuzeyinde, yağmur sularını toplamak için kullanılan "Şeyh Rıdvan Göleti"nin yanında ailesiyle birlikte yaşayan Muhammed Berakat, felakete dönüşen çevresel sorunların kendilerini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Berakat, "Atık suların yağmur sularıyla karışması hastalık ve sağlık risklerini artırdı. Sürekli taşkınlar ve yaşam koşullarının kötüleşmesi nedeniyle burada hayat yaşanmaz hale geldi.” dedi.
Gazzeli Berakat, "Gördüğümüz manzara yürek burkuyor, atık suyun içinde yaşamaya mahkum edildik. Eğer durum böyle devam ederse beklenmedik sağlık riskleriyle karşı karşıya kalacağız." diye konuştu.
Yağmur sularını toplamak için kullanılan Şeyh Rıdvan Göleti, İsrail bombardımanı nedeniyle büyük zarar görürken atık sular da gölete sızarak büyük bir çevresel tehdide dönüştü.