Filistinli gruplardan yapılan yazılı açıklamada, dünyada hala canlı olan vicdanlara seslenildi ve Ramazan ayında ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde bir halk hareketliliğine katılma çağrısı yapıldı.
Filistin davasına destek olmak, Gazze halkına yönelik soykırım savaşını durdurmak ve İsrail'in planlarını boşa çıkarmak gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, Ramazan Tufanı kapsamında, tüm boykot şekillerinin aktif hale getirilmesi ve İsrail'e finans akışının durdurulması, dünya başkentlerinde grev ve gösteriler düzenlenmesi istendi.
Açıklamada, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme, topraklarına geri dönme ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hakkına atıfta bulunuldu.
İsrail'in Gazze'deki saldırılarına da değinilen açıklamada, burada bir soykırım işlendiğine ve 130 binden fazla kişinin ölü, yaralı ve kayıp olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, Batı Şeria'nın saldırılar ve yerleşim birimleri inşaatlarıyla hedef alındığı, Kudüs'ün Yahudileştirildiği, Mescid-i Aksa ile kutsal mekanlara saygısızlık edildiği ve ibadetlerin kısıtlandığı kaydedildi.
İsrail Miras Bakanı Amichai Eliyahu 1 Mart'ta İsrail Radyosuna yaptığı açıklamada, "Ramazan ayı" kavramının sözlüklerden kaldırılması ve bu aya karşı (İsrail'in) duyduğu korkunun bertaraf edilmesi gerektiğini söylemişti.
