Dünyadaki kadınların aksine "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü buruk karşılayan Gazzeli kadınlar, İsrail'in kadın, çocuk, yaşlı demeden sivilleri hedef alarak yaklaşık 16 ay sürdürdüğü saldırıların ağır sonuçlarına katlanmaya devam ediyor.
İsrail'in ateşkes anlaşmasının ana maddelerinden biri olan insani yardımların girişini engellemeyi sürdürdüğü bölgedeki kadınlar, açlığa mahkum ediliyor.
İsrail'in Gazze'de aylardır sürdürdüğü soykırım sırasında kadın haklarını tamamen ihlal etmesi ve kadınlara karşı korkunç suçlar işlemesi uluslararası camiada "kadın soykırımı" nitelemesiyle karşılık buldu.
BM'nin Kadın ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet Konularındaki Özel Raportörü Reem Alsalem, Gazze'deki durumun modern tarihte görülmemiş boyutlara ulaştığını belirterek, İsrail'in Filistinli kadınlara yönelik saldırılarının sistematik bir soykırım stratejisinin parçası olduğunu vurguladı.
Ölüm, yaralanma ve kayıpların yüzde 70'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor
İsrail saldırıları ve yol açtığı ölüm ve yaralanmalar, bulaşıcı hastalıklar, açlık, kıtlık ve bölgedeki trajik koşullar neticesinde binlerce Filistinli kadın hayatını kaybetti ve yaralandı, onlarcası İsrail güçlerince alıkonularak işkence ve çeşitli ihlallere maruz kaldı.
Bombardımanlar nedeniyle yaşadığı bölgeden defalarca göç etmek zorunda kalan binlerce kadın, derme çatma çadırlarda veya enkaz yığınına dönen yerlerde yaşam mücadelesi veriyor.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten ateşkes anlaşmasına kadar, Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 12 bin 316 kadının hayatını kaybettiğini açıkladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne (HRW) göre, Gazze Sağlık Bakanlığının açıkladığı ölü sayıları, hastalık nedeniyle ölenlerin veya enkaz altında kalanların sayısını içermiyor. Buna göre Eylül 2024'e kadar gerçekleşen ölümlerin yüzde 70'ini kadın ve çocukların oluşturduğu tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de bu bilgiyi doğruluyor.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosunun (PCBS) raporuna göre, saldırılarda yaralanan 110 bini aşkın kişinin yüzde 69'unu, kaybolan 14 binden fazla kişinin yaklaşık yüzde 70'ini savaşın en ağır bedelini ödeyen kadın ve çocuklar oluşturuyor.
Gazze'deki Filistinli hamile kadınlar da İsrail'in Gazze'ye yaklaşık 16 ay süren saldırıları ve sonrasında "tehlikeli" ve "insanlık dışı" koşullarda doğum yapmak zorunda kaldı.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinin verilerine göre, sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle bölgede risk altında olan yaklaşık 60 bin gebe kadın bulunuyor.
Eşleri ölen kadınlar ailenin geçimini sağlamak zorunda kaldı
Öte yandan saldırılarda eşleri hayatını kaybeden binlerce kadın açlık, yıkım ve ablukanın kıyısında ailenin geçimini sağlamak gibi büyük bir sorumlulukla karşı karşıya.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, yaklaşık 13 bin 901 Filistinli kadının soykırım neticesinde eşini kaybettiğini ve çocuklarının geçimini sağlayan tek kişi olduklarını kaydetti.
Ayrıca Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra bölgeyi işgal eden İsrail askerlerince eşleri alıkonulan yüzlerce Filistinli kadın da aynı sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldı.
Filistinli anneler yaklaşık 18 bin çocuğunu kaybetti
Binlerce Filistinli anne 17 bin 861 bin çocuğunu kaybetti, bu da onların şu anda büyük psikolojik zorluklar ve travmalar içinde yaşadıkları anlamına geliyor.
Filistin Merkezi İstatistik Kurumunun raporunda, "Çocuklarını kaybetmek, annelerin hafızasında derin bir yara olarak kalıyor. Onlar, evlatlarının hayallerini saldırılardan oluşan enkazların altında tutmayı sürdürüyor." denildi.
Raporda şu ifadeler yer verildi:
"Saldırıların sona ermesine rağmen, ölen yakınlarına dair sahneler, ellerinden koparılan evlatlarının unutulmaz acılarını taşımaya devam ediyor. Anneler, tarifsiz bir acıyla, özlemle ve derin travmalarla baş etmeye çalışıyor."
Raporda ayrıca, Gazze’de çocuklarını kaybeden annelerin her gün kâbuslar gördüğü, derin bir depresyon içinde yaşadığı ve ağır bir endişeyle ayakta kalmaya çalıştığı vurgulandı.
Annelerin önündeki zorlu tedavi sürecine ilişkin "Önlerinde, yalnızca taşları tekrar inşa etmek değil, aynı zamanda ruhları onarmak ve adaletsiz bir dünyaya karşı güveni yeniden inşa etmek gibi zorlu bir görev var." ifadeleri yer aldı.
Katliamlarda her gün 15 çocuk engelli durumuna düştü
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin tahminlerine göre, aylar süren katliamda her gün ortalama 15 çocuk sakat kaldı. Bu da, 7 bin 65 çocuğun kalıcı engellerle yaşamak zorunda olduğu anlamına geliyor. Bu engeller arasında uzuv kaybı, görme ve işitme kaybı gibi ciddi sağlık sorunları bulunuyor.
Gazze’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle, anneler yaralı çocuklarına yeterli tıbbi bakım sağlayamama gibi büyük bir sorumluluk ve sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu vurgulamak gerekiyor.