Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 30 yıldır iktidarda bulunan ANC'nin, bir önceki seçimde yüzde 57 olan oy oranının bu seçimde yüzde 40'a düşmesiyle meclis çoğunluğunu kaybetmesinin ardından, koalisyon tartışmaları ülke siyasetinin temel gündem maddesini teşkil ediyor.
Ulusal Meclis'teki 400 sandalyeden 159'una sahip olan ANC'nin, olası koalisyon ortakları arasında 87 sandalyeli ana muhalefet partisi DA, 58 sandalyeli Ulusun Mızrağı (MK), 39 sandalyeli Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF) ve 17 sandalyeli Inkatha Özgürlük Partisi (IFP) bulunuyor.
Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açılan soykırım davasında başrolü oynayan ANC'nin en muhtemel koalisyon ortağı olarak gösterilen ana muhalefet partisi DA, çoğunlukla beyaz azınlık tarafından destekleniyor ve İsrail'e yakınlığı ile öne çıkıyor. Bu durum ülkenin Filistin yaklaşımın geleceğine ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Güney Afrikalı akademisyen ve gazeteciler, ANC'nin seçim yenilgisini, muhtemel koalisyon senaryolarını ve olası ANC-DA koalisyonunda hükümetin Filistin yaklaşımına etkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
"ANC'nin 17 puanlık kaybının neredeyse 15'i MK'ye gitti"
Güney Afrika Üniversitesi Siyaset Bilimi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dirk Kotze, AA muhabirine, ülkede görülen yüksek işsizliğin, elektrik kesintilerinin, su sorununun, yaygın suç olaylarının, demiryolu ve limanlardaki altyapı sıkıntılarının, belediyelerin yetersiz hizmet sunumunun ve kamu sektöründeki yolsuzluğun, ANC'nin tek başına iktidarı kaybetmesinde öne çıkan faktörler olduğunu söyledi.
Kotze, ANC'nin seçim mağlubiyetinin temel nedenin ise eski Cumhurbaşkanı Jacob Zuma'nın partisi MK'ye kayan tepki oyları olduğunu ifade ederek, "MK, ANC'den ayrılan bir grup; aynı zamanda ANC'nin bu seçimdeki kayıplarının da temel nedeni. ANC'nin 17 puanlık kaybının neredeyse 15'i MK'ye gitti" dedi.
MK'nin oylarının ülkenin en kalabalık etnik grubu olan Zululara dayandığına dikkati çeken Kotze, Zuluların Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa yönetimindeki ANC'nin tepe kadrolarından dışlandıklarını düşündüklerini belirterek, "Dolayısıyla bu Ramaphosa'ya karşı bir 'isyandır'. " diye konuştu.
"Daha ılımlı Güney Afrikalılar için ANC-DA koalisyonu tercih edilen seçenek"
Kotze, olası koalisyon senaryolarına değinerek, "Daha ılımlı Güney Afrikalılar için ANC-DA koalisyonu tercih edilen seçenek. İş dünyasının geneli buna olumlu bakıyor. Uluslararası piyasaların da bunu tercih ettiği görülüyor." dedi.
Her iki parti yönetiminin de bu koalisyondan yana göründüğünü ancak parti tabanlarının etnik ve ideolojik farklılıklardan ötürü buna şüpheyle yaklaştığını belirten Kotze, "ANC taraftarları DA'nın 'muhafazakar liberal' ve 'beyaz bir parti' olduğunu düşünüyor. DA taraftarları ise ANC'nin solcu ve yozlaşmış olduğunu, DA'nın imajını bozacağını düşünüyor." ifadelerini kullandı.
Güney Afrikalı gazeteci Peter Fabricius ise, IFP'yi de içeren bir ANC-DA koalisyonun muhtemel seçenekler arasında olduğunu belirterek, "Alternatif olasılıklar arasındaki, EFF ve belki de MK ile bir ANC koalisyonu, yatırımcıları geri çevireceği için ekonomik açıdan felaket olacak gibi görünüyor." dedi.
Fabricius, DA'nın hükümete katılmadığı ancak parlamentodaki güven oylaması, bütçe vb. gibi önemli oylarda azınlık ANC hükümetini desteklediği bir senaryonun da mümkün olduğuna değinerek, ANC'nin yer almadığı bir koalisyonun ise ihtimal dışı olduğunu söyledi.
Olası ANC-DA koalisyonda Filistin meselesine yaklaşım
UAD'de İsrail aleyhine soykırım davası açan Güney Afrika'nın Filistin meselesindeki duruşunun koalisyon görüşmelerinde önemli gündem maddeleri arasında yer alacağına işaret eden Fabricious, "ANC, Filistin pozisyonuna bağlı kalmaya kararlı görünüyor ve aslında bu, DA ile bir koalisyonun müzakere edilememesinin nedenlerinden biri olabilir." ifadelerini kullandı.
KwaZulu-Natal Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Lubna Nadvi ise UAD'deki soykırım davasının ANC hükümetinin güçlü duruşunun bir sonucu olduğunu belirterek, "Ancak İsrail yanlısı olan ve ulusal yasama meclisine seçilmiş bir grup Güney Afrika siyasi partisi var. Bunlar DA, IFP, Yurtsever İttifak (PA), Özgürlük Cephesi Artı (VF PLUS), ACTIONSA, Afrika Hristiyan Demokrat Partisi (ACDP) ve Bir Güney Afrika İnşaası (BOSA) partilerini içerir."dedi.
Nadvi, "Bunlardan herhangi birinin veya birden fazlasının ANC ile koalisyon hükümeti kurması durumunda, baskı altında hükümetin Filistin ve İsrail'e yönelik tutumunun değişmesi mümkündür." diye konuştu.
ANC, EFF, MK dahil meclisteki çoğunluğun Filistin yanlısı olduğuna dikkati çeken Nadvi, bu durumun ANC'nin Filistin konusundaki tutumunu ve duruşunu değiştirmeye zorlanmasının önüne geçebileceğine işaret etti.
Kotze da konuya ilişkin olarak " Gelecekteki politikanın ne olacağını bilmek zor. Güney Afrika'nın UAD yaklaşımı büyük ihtimalle devam edecektir, çünkü bu artık yalnızca Güney Afrika'nın yaklaşımı değil, diğer bazı ülkeler de bunu destekliyor ve buna verilen destek her geçen gün artıyor. ANC'nin Filistin yanlısı yaklaşımının dozu biraz düşürülebilir, ama genel olarak savaşa yönelik eleştirilerinde değişiklik olmayacaktır. Hatta DA da bunu destekleyebilir" ifadelerini kullandı.
Güney Afrikalı gazeteci Thuto Ngobeni de, Güney Afrika'nın İsrail-Filistin meselesine yaklaşımının son dönemde büyük ilerleme kaydettiğini belirterek, "DA koalisyonun parçasıysa bu durum değişebilir, ancak DA yoksa bu böyle kalacaktır" dedi.
"Güney Afrikalılar ANC'ye değişim istediklerini söylediler"
Ngobeni, Güney Afrikalıların çoğunluğunun ANC'nin bu seçimde salt çoğunluğu elde edememesinden memnun olduğunu kaydederek," ANC'nin kaybı uzun zamandır bekleniyordu. Yerel yönetim seçimlerinde de bunu gördük. Gauteng ve Doğu Cape eyaletlerindeki büyük metropoller askıda. Şu anda o metropollerde koalisyon hükümetleri var. Bu seçimde yaşananlar da bunun devamıdır." diye konuştu.
Güney Afrikalıların ANC'nin koalisyon içinde nasıl davranacağını görmek için sabırsızlandıklarını belirten Ngobeni, "Bu seçimler aracılığıyla Güney Afrikalılar ANC'ye değişim istediklerini söylediler. ANC'ye kendini toparlaması için bir şans verdiler. ANC'nin yerel yönetim seçimleri öncesinde bunu düzeltmek için iki yılı var. Başarısız olursa, Güney Afrikalıların mutsuz olduğu tüm sorunları ele almazsa, ANC'nin Güney Afrika'nın en büyük partisi olamama ihtimali var." dedi.