Orta Doğu’da saflar, ittifaklar, haritalar her an değişebilir; Halep’in yeniden fethini biraz temkinle ama ondan daha fazla coşkuyla karşıladık. Milletin ezici çoğunluğu Halep’in fethine sevinirken, az bir kısmı kaygılandı, burun kıvırdı, hatta üzüldü. Halep’in özgürleşmesi Türkiye içinde adeta turnusol oldu. İşte milletin coşkusunu ve sevincini paylaşamayıp üzülenlerin tam listesi:
1. CHP: CHP, Türkiye’nin sadece Suriye’de değil, Filistin, Irak, Libya, Somali, Kafkasya ve Balkanlar’daki hatta Rusya-Ukrayna krizi ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a operasyonundaki aktif politikalarına karşı. Bunda “yurtta sulh cihanda sulh” anlayışının arkasına gizlenmiş pısırıklığın ve İsmet İnönü’nün ürkek dış politika mirasının etkisi var. Her ne kadar Deniz Baykal “Halep bir Sünni şehridir” dese de önceki CHP Genel Başkanı’nın mezhep taassubu üzerinden Esed muhabbeti de CHP’nin üzerinde bir gölge olarak duruyor. En çok da DEM ile olan sıkı ittifakı dolayısıyla CHP Halep’in Suriyelilerin eline geçmesinden rahatsız.
2. DEM: Halep’in Suriye halkının eline geçmesi en çok PKK/YPG’yi tehdit ediyor. Fırat’ın batısındaki PKK/YPG izole edildi. DEM doğal olarak bu gelişmeden rahatsız. Tuncay Bakırhan gelişmeleri “jeopolitik kurnazlık” olarak nitelendirdi. Halep’in fethi en çok DEM’i rahatsız ediyor.
3. SAADET PARTİSİ: SP, Erdoğan ve AK Parti’ye olan husumetiyle neredeyse mezhep değiştirme noktasına geldi. Suriye krizinde en başından itibaren Esed’in, İran’ın, Hizbullah’ın yanında saf tutuyor. İlgili her meselede istikrarlı şekilde İran’ın Türkiye şubesi gibi hareket ediyor. SP’nin yeni genel başkanı Halep’in alınması sonrası yaptığı açıklamayla meseleyi “mezhep çatışması” olarak gördüklerini belirterek bir kez daha İran’ın safında durdu.
4. DOĞU PERİNÇEK VE ULUSALCILAR: Çin ve Rusya nerede duruyorsa onlar da otomatik olarak orada duruyorlar. Rusya’nın Esed’e tam desteği nedeniyle katil Esed’in yanında saf tuttular. Türkiye’nin çıkarına olan konuda bile Rusya’nın yanındalar. Halep’in fethine en çok onlar üzüldüler.
5. TÜRKİYE NUSAYRİLERİ: Tamamı olmasa da bir kısmı doğal olarak aynı inanca sahip oldukları Esed’in yanındalar. Halep’in fethi onları derinden yaraladı.
6. BİR KISIM ALEVİLER: Kuşkusuz tamamı değil, bir kısmı Halep’in fethiyle yıkıldılar. Sabahat Akkiraz, “Alevileri katlediyorlar; Sivas’tan Halep’e akan kan aynıdır, akıtanlar da aynı” açıklamasını yaptı. Konunun Alevilerle ilgisi yok ama Alevilik-Nusayrilik dayanışması üzerinden Suriye’de milyonları katletmiş Esed’in ve İran’ın yanında duruyorlar.
7. CAFERİLER: Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz, Halep’in fethi üzerine Suriyeli muhalifleri Müslüman olmamak ve İsrail’le işbirliği yapmakla itham etti: “İran mı Türkiye mi?” sorusuna en azından bir kısmı “İran” yanıtını verdiler.
8. SEKÜLER-KEMALİST-SOLCU KESİM: Müslümanların her başarısından rahatsızlar. Gazze’de Müslüman Hamas karşısında nasıl seküler/Batılı sandıkları İsrail’in yanında saf tutuyorlarsa, Suriye’de de “Cihatçı”ların karşısındaki herkesin, hatta İran’ın bile yanında saf tutabiliyorlar. PKK/PYD’ye seküler görüntüsü nedeniyle içten içe sempati duyduklarına da şüphe yok.
9. TÜRKÇÜ IRKÇILAR: Halep’in fethi Suriyelilerin geri dönüşü için bir fırsat kapısı araladı; muhaliflerin içinde başta Türkmenler olmak üzere çok sayıda Türk soylu var ama bunların derdi Türkiye de değil, Türklük de değil. ABD ve İsrail’in çıkarları adına hareket ettikleri için Türkiye’nin lehine bir gelişmeden çok rahatsız oldular.
10. DİĞERLERİ: Fetullahçılar, İrancılar, irapta mahalli olmayan irili ufaklı partiler, bir kısım emekli generaller de Halep’in özgürleşmesine çok üzüldüler.
Sorsanız, hepsi de “biz Erdoğan’ın Suriye politikasına karşıyız” diyecekler; öyle değil, tamamen duygusal, ideolojik ya da mezhebi saiklerle saf belirliyorlar. Türkiye’yle sevinmeyi, Türkiye’yle hüzünlenmeyi beceremiyorlar. Neyse ki toplam nüfus ve seçmen içinde bir yekûn tutmuyorlar.
Yeni Şafak