Halevi’nin istifasıyla başlayan süreç, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ordu içerisindeki tüm üst düzey muhalif generalleri ve subayları tasfiye etmeyi hedefleyen bir “temizlik operasyonu” olarak yorumlanıyor.
Halevi, istifasını açıklarken, Netanyahu’nun kendisine yönelik baskıları karşısında görevinden onuruyla ayrılmak istediğini belirtti. Netanyahu’ya bağlılığıyla bilinen Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, Halevi’ye görevini bırakması için baskı yaptığı bildirildi. Halevi’nin istifasını takiben, Güney Bölgesi Komutanı Yaron Finkelman da görevinden ayrıldı. İsrail güvenlik kurumlarından edinilen bilgilere göre, bu istifaları, Şin Bet Başkanı Ronen Bar, Ordu Operasyonlar Dairesi Başkanı Tümgeneral Oded Basiuk, Askeri Kolejler Komutanı Tümgeneral Nikrod Eloni ve diğer üst düzey yetkililerin istifaları izleyebilir.
Netanyahu’nun Orduya Müdahalesi ve Yeni Atamalar
Bu istifaların ardından, Netanyahu’nun yeni atamalarla orduyu tamamen kendi kontrolüne almayı hedeflediği belirtiliyor. Netanyahu’nun, savaşın devamını destekleyen ve hükümet politikalarına uyum sağlayacak generalleri tercih etmesi bekleniyor. Bu durum, İsrail tarihinde benzeri görülmemiş bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Netanyahu’nun ordudaki mevcut yönetimi değiştirme girişimleri, ordunun bağımsızlığını zedeleyerek, siyasi etkilerle yönlendirilen bir askeri liderlik oluşturma riskini doğuruyor.
Askeri ve Siyasi Çöküş
Halevi’nin istifası, İsrail’in sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi ve istihbarat düzeyindeki çöküşünü de gözler önüne seriyor. Halevi, 7 Ekim 2023’te Hamas tarafından düzenlenen saldırıyı, İsrail tarihinin en büyük istihbarat ve askeri başarısızlıklarından biri olarak kabul etti. Ancak Netanyahu hükümeti, bu başarısızlıkların sorumluluğunu üstlenmek yerine, orduyu suçlayarak kamuoyundaki tepkileri bastırmaya çalıştı.
Halevi’nin istifa konuşması, İsrail kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Konuşmasında, Hamas saldırısıyla ilgili komplo teorilerini reddederek, ordunun saldırıyı önceden bilmediğini ve herhangi bir ihmalin olmadığını vurguladı. Ancak bu açıklamalar, ordu ve hükümet arasındaki gerilimi yatıştırmadı.
Savaşın Yıkıcı Sonuçları ve Gelecekteki Riskler
Halevi, İsrail ordusunun halk ve uluslararası toplum nezdindeki itibarını yeniden kazandırmak için çaba harcadığını söylese de, savaşın İsrail toplumu üzerindeki derin yaraları ve uluslararası düzeydeki olumsuz etkileri hâlâ sürüyor. Gazze’ye yönelik saldırılarda 50 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesi ve sivil altyapının büyük ölçüde yok edilmesi, İsrail’in uluslararası imajına ağır bir darbe vurdu.
Halevi’nin istifası, Netanyahu’nun ordu üzerindeki etkisini artırma çabalarının bir sonucu olarak görülse de, bu durum İsrail ordusunun profesyonellik ve bağımsızlık ilkelerinden uzaklaşma riskini doğuruyor. Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefikleri Itamar Ben Gvir ve Bezalel Smotrich gibi isimlerin ordu üzerindeki etkisinin artması, İsrail’in iç ve dış politikalarına yönelik endişeleri daha da artırıyor.