Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Waltz'un ifadelerine tepki gösterildi.
ABD'nin bu tutumunun, Filistin halkına yönelik saldırılarında İsrail ile tam bir ortaklık içinde olduğunu ve Gazze'de 2 milyondan fazla insanı hedef alan soykırım, aç bırakma ve abluka politikalarına açıktan desteğini ortaya koyduğu belirtildi.
Açıklamada, "İsrail'in ateşkes girişimlerini reddettiği, öldürme, aç bırakma ve ablukayı sürdürdüğü gerçeğini göz ardı eden bu sözler, gerçeği çarpıtmaktır." ifadesi kullanıldı.
Filistin direnişinin ateşkes ve kapsamlı esir takası anlaşması için açık girişimlerde bulunduğu ancak İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu ve ekibinin bunları bilinçli bir şekilde reddettiği ve başarısızlığa uğrattığı belirtilen açıklamada şu ifadelerine yer verildi:
"İsrail’in kendini savunma hakkından bahsetmek, gerçeği çarpıtmaktır. İşgalci olan tarafın böyle bir hakkı olamaz; çünkü zaten saldırgan olan kendisidir."
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz, X platformundaki paylaşımında, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına açık destek vererek, "İsrail’in, Hamas’ın teröristlerine karşı halkını savunma hakkı vardır." iddiasında bulunmuştu.
Waltz ayrıca, "Hamas tüm rehineleri serbest bırakmış olsaydı, ateşkes süresi uzatılabilirdi." ifadelerini kullanmıştı.
Ateşkesi bozan İsrail ordusu, Gazze'ye şiddetli saldırıları yeniden başlattı
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600'e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 1000 kişi yaralandı.
Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas'a karşı "gittikçe artan askeri güçle" hareket edeceğini duyurdu.
Hamas ise "İsrail'in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını" açıkladı.
İsrail'in Gazze'ye saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü'nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.
