İsrail Ordu Sözcüsü, Suriye'de işgali savundu İsrail Ordu Sözcüsü, Suriye'de işgali savundu

İdlib'e bağlı Han Şeyhun ilçesinde yaşayan halk, sivil savunma ekipleri ve aktivistler, devrik Esed rejiminin 4 Nisan 2017'de ilçeye düzenlediği kimyasal silah saldırısında hayatını kaybeden 100'den fazla sivili anmak ve kurbanlar için adalet talep etmek amacıyla bir araya geldi.

Ellerinde Suriye bayrağı ve kurbanların fotoğraflarıyla olaya tepki gösterenler, "Kurbanlar için adalet" ve "Beşşar Esed rejiminden hesap sormak asla zaman aşımına uğramaz" yazılı dövizler taşıdı.

Protestoya, Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid Salih de katıldı.

Bakan Salih, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Han Şeyhun'daki kimyasal saldırıyı düzenleyenlerin mahkemeye çıkarılmasını gerektiğini söyledi.

Bakan Salih, "Esed rejimi, 2019'da Han Şeyhun'u ele geçirince, şehrin çehresini değiştirmeye çalışmakla yetinmedi, aynı zamanda halkı, saldırıya ilişkin gerçek dışı ifadeler vermeye zorlayarak baskı uyguladı." diye konuştu.

"Adalet, ancak Beşşar Esed parmaklıklar arkasında olduğunda gerçekleşir"

Protestoya katılan sivil savunma (Beyaz Baretliler) ekiplerinden Hamid Kutayni de 8 yıl önce devrik Esed rejiminin kimyasal saldırı düzenlediği mahallede protestonun gerçekleştiğini söyledi.

Saldırının sarin gazıyla yapıldığını anımsatan Kutayni, protestonun amacının kurbanların yakınlarına destek vermek ve dünyaya Esed rejiminden hesap sorulması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak olduğunu belirtti.

Kutayni, "Ne kadar zaman geçerse geçsin, Beşşar Esed rejimi mahkemeye çıkarılana kadar her yıl aynı yerde eylemlerimize devam edeceğiz." dedi.

Kimyasal saldırıda bütün ailesini kaybeden Abdülhamit el-Yusuf ise, "Biz unutmayız. Dünyaya rejimin kimyasal silah kullandığını hatırlatacağız. Beşşar Esed şu an kaçak. Adalet, ancak Beşşar Esed parmaklıklar arkasında olduğunda gerçekleşir." şeklinde konuştu.

Han Şeyhun'un durumu

İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun ilçesi, 2014'ten bu yana muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeydi.

İlçe, 4 Nisan 2017'de Esed rejiminin kimyasal silahlı katliamıyla 100 kişiyi öldürmesinin ardından dünya gündemine oturdu.

Bunun üzerine ABD, 7 Nisan'da rejime ait Şayrat Askeri Hava Üssü'nü vurarak rejime sınırlı tepki gösterdi.

Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında Han Şeyhun'u da içeren alanı İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ilan etti.

Ancak tüm bunlar, Han Şeyhun'u Esed rejimi ve destekçilerinin yoğun saldırılarının hedefi olmaktan kurtaramadı.

Birleşmiş Milletler (BM) ile Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) ortak soruşturma misyonu (JIM), 27 Ekim 2017'de saldırının rejim tarafından düzenlendiğini doğruladı.

Uluslararası hukuk nezdinde savaş suçu işlediği ortaya koyulmuş olsa da katliamın sorumluları, Rusya'nın engellemesi üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanamadı.

Esed rejimi güçleri, Ağustos 2019'da ilçeyi Rusya'nın yardımıyla hiç sivil kalmaması pahasına ele geçirdi.