Mısır, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerle “normalleşme” sürecine giren İsrail yönetiminin, iki günlük Türkiye ziyareti kamuoyunun tepkisini çekti.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog liderliğinde yapılan ziyaret, birçok kişi ve kurum tarafından protesto edildi.
Herzog ve beraberindeki heyetin ziyareti nedeniyle Topkapı ve Dolmabahçe Sarayları ile Milli Saraylar Resim Müzesi geçici olarak ziyarete kapatıldı.
İsrail’in Filistin halkına yönelik uyguladığı sistematik insan hakları ihlallerine dikkat çekmek isteyen genç grup, Dolmabahçe Sarayı’nın önünde İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u protesto etti.
Bölgeyi güvenlik çemberine alan emniyet güçleri, eylemcileri ifadeleri alınması maksadıyla gözaltına aldı. Edinilen bilgiye göre, protesto yapan grup savcılık tarafından ifadelerine başvurulup sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra sabah saatlerinde salıverildi.
Yaşanan gelişmeler hakkında Ortadoğu Haber’e açıklama yapan grup üyelerinden biri, söz konusu eylemin kimseye zarar vermediğini ve İsrail’i bir devlet olarak tanımadıklarını belirtti.
Yapılan açıklamada emniyet güçleri tarafından olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadıklarını vurgulayan grup üyeleri, sadece gerekli prosedürlerin yerine getirildiğini aktardı.
MAVİ MARMARA BASKINI ÜZERİNDEN 12 YIL GEÇTİ
İsrail işgal kuvvetleri, 2010 yılında karadan, denizden ve havadan abluka altında tutulan Gazze Şeridi'ne "Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük" sloganıyla insani yardım ulaştırmayı hedefleyen insani yardım filosuna baskın düzenlemişti.
Tamamen sivil insanlardan oluşan 6 gemilik özgürlük filosunun en büyük gemisi Mavi Marmara’ya 31 Mayıs 2010 akşamı uluslararası sularda, hukuka aykırı biçimde düzenlenen saldırıda, 10 kişi hayatını kaybetmiş, 56 kişi de yaralanmıştı.
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği tarafından da saldırının her yıl dönümünde çeşitli anma programları düzenleniyor.
Saldırı sonucu hayatını kaybeden Ali Haydar Bengi, Cengiz Songür, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Cevdet Kılıçlar, İbrahim Bilgen, Fahri Yaldız, Furkan Doğan, Cengiz Akyüz ve Uğur Süleyman Söylemez'in isimleri memleketleri başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinde ve Gazze'de yaptırılan kalıcı eserlerle yaşatılıyor.