İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Adraee, ülkenin "doğu sınırlarını korumak" iddiasıyla Ürdün sınırında yeni bir askeri tümen kurulacağını açıkladı.

Adraee, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin onayıyla "İsrail'in doğu sınırlarını koruyacak bir tümenin kurulduğunu" duyurdu.

Filistinli oyuncu Saleh Bakri, sinemanın Filistin direnişi için önemini anlattı Filistinli oyuncu Saleh Bakri, sinemanın Filistin direnişi için önemini anlattı

Ürdün ordusuyla işbirliği içinde bölgenin ve sınırın savunma ihtiyacı doğrultusunda bu kararın alındığını açıklayan Adraee, "terör ve silah kaçakçılığıyla mücadele" amacında olduklarını savundu.

"Siyonist projenin gerçek hedefi Batı Şeria"

Emekli general Ahmed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in doğu sınırlarında yeni bir tümen kurma kararının Batı Şeria'nın ilhakıyla ilgili olduğunu belirtti.

Ahmed, "İsrail ordusunun kurduğu yeni tümen, 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı sonrasında yeni askeri oluşumlara ihtiyaç duyduğunun açık bir kanıtıdır." dedi.

İsrail'in yürüttüğü saldırıların maliyetinin ve kayıplarının büyük olduğunu ifade eden Ahmed, İsrail ordusunun baskı altında olduğu değerlendirmesini yaptı.

Ahmed, "Ancak, bu kararla (Ürdün sınırında tümen kurulması) siyonist projenin gerçek hedefinin Batı Şeria olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Asıl mesele, Batı Şeria'yı ilhak ederek onu Yahudileştirmek ve böylelikle nüfusu oradan uzaklaştırmak." diyen Ahmed, İsrail ordusunun sınırda kuvvetlerini takviye etmesinin Filistinlileri hedeflediğini kaydetti.

Ürdün ve İsrail arasındaki anlaşma bozulabilir

İsrail Meclisinin (Knesset) 28 Ekim'de BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerine son verilmesini öngören yasa tasarısını onayladığını hatırlatan Ahmed, bu kararın Ürdün'e etkisine dikkati çekti.

Ahmed, "UNRWA, Filistinli mültecilerin nefes aldığı ciğerlerdir. İsrail, Filistinli mültecileri ortadan kaldırmak istiyor. Mülteci unvanını siyasetten tamamen çıkararak, Filistin meselesini Ürdün aleyhine tasfiye etmek istiyor." diye konuştu.

İsrail'in aldığı UNRWA'yı yasaklama kararının Ürdün ile İsrail arasındaki Vadi Araba anlaşmasına etkisini değerlendiren Ahmed, şöyle devam etti:

"Knesset'in UNRWA'yı yasaklama kararı Ürdün'ün haklarına açık bir saldırıdır. Zira, Kudüs ve Batı Şeria'daki bu mülteciler, Vadi Araba Anlaşması'nın bir parçasıdır. İsrail Vadi Araba Anlaşması'nı önemsemiyor ve uymak istemiyor hatta anlaşmayı bozmaya çalışabilir."

Batı Şeria'da askeri güç ihtiyacı artabilir

İsrail'in güneydeki Gazze Şeridi'nde ve kuzeyde Lübnan'da askeri güçlerinden "vazgeçemeyeceğini" vurgulayan Ahmed, "Batı Şeria coğrafyası gelecekte (İsrail'in) askeri güce en çok ihtiyaç duyduğu yer olabilir." dedi.

Ahmed, Ürdün'den İsrail sınırına yapılan saldırılardan sonra İsrail'in tümen konuşlandırma kararının "bahane" olduğunu ifade ederek, "Gerçekte yaşanan, özellikle en tehlikelisi olan (Filistinlilerin) zorla yerinden edilmesi meselesi Ürdün'ün milli güvenliğine açık bir saldırıdır." şeklinde konuştu.

İsrail ile Ürdün arasındaki Kral Hüseyin (Allenby) Sınır Kapısı'nda 8 Eylül'de düzenlenen silahlı saldırıda 3 İsrail güvenlik görevlisi öldürülmüştü.

Ölü Deniz'in güneyinde 18 Ekim'de meydana gelen silahlı saldırıda çıkan çatışmada 2 İsrailli yaralanırken, İsrail basını çatışmada ölen 2 kişinin Ürdün ordusuna ait üniforma giydiğini iddia etmişti.

Editör: Seyda Kocaöz