Sabit, Nablus’un doğusundaki Beyt Decin köyünden, yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Kusra Belediyesi’ndeki işine giderken iki askeri kontrol noktasını aşmak zorunda. Ancak bu yolculuk, saatlerce süren beklemeler nedeniyle iki buçuk saatten fazla sürüyor.
Ramazan ayında ise Sabit, iftarını birçok kez kontrol noktalarında yapmak zorunda kaldı. Bir olayda, 5 saat boyunca bir kontrol noktasında bekletildi ve iftarını orada yaptı. Bazı günler ise köyüne dönemediği için gecesini Nablus şehrinde geçirmek zorunda kaldı. Sabit, kontrol noktalarındaki gecikmeler nedeniyle işine 10 gün boyunca gidemediğini belirtti.
Kontrol Noktalarında Günlük Çile
Sabit, yalnızca Beyt Furik kontrol noktasında her gün yüzlerce kişinin iftarını yapmak zorunda kaldığını söyledi. Nablus’un doğusundaki Beyt Decin ve Beyt Furik köylerini şehre bağlayan bu kontrol noktası, yaklaşık 25 bin kişinin tek giriş noktası. Filistinliler, kontrol noktalarında saatlerce beklemek zorunda kaldıkları için sahur ve iftar yemeklerini yanlarında taşımak zorunda kalıyor.
Sabit, Nablus çevresinde 10’dan fazla askeri kontrol noktasının bulunduğunu ve bu noktaların şehri köylerinden izole ettiğini vurguladı. İsrail’in bu uygulamasının, halkı köylerinden göç etmeye zorlayarak yerleşimcilerin bu alanları ele geçirmesini kolaylaştırmayı amaçladığını belirtti.
Bazı Filistinlilerin, kontrol noktalarındaki beklemelerden kaçınmak için Nablus’ta ev kiralamak zorunda kaldığını söyleyen Sabit, bunun zorunlu bir iç göç anlamına geldiğini ifade etti. Kontrol noktaları, eğitim, sağlık ve ekonomi gibi sektörleri olumsuz etkilerken, Ramazan ayında ailelerin iftar davetlerini de engelliyor.
900 Kontrol Noktası ve Artan Baskılar
Ramazan ayında İsrail’in Batı Şeria’daki kontrol noktaları ve kısıtlamaları daha da yoğunlaştı. Nablus çevresindeki kontrol noktaları arasında Beyt Furik, Zaatara, Huvara ve Deyr Şeref gibi noktalar öne çıkıyor. Ayrıca Kudüs’ün doğusundaki Vad en-Nar, Ramallah ile Kudüs arasındaki Kalendiya ve Beytullahim’deki Neşneş gibi kontrol noktaları, Filistinlilerin hareketini kısıtlıyor.
7 Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik saldırıların başlamasından bu yana İsrail, Batı Şeria’daki kontrol noktalarını artırdı. Filistinli yetkililere göre, bölgedeki kontrol noktalarının sayısı 900’e ulaştı. Bunlardan 18’i 2025 yılı başından itibaren, 146’sı ise 7 Ekim 2023’ten sonra eklendi. İsrail, bu kontrol noktalarının %85’ini kapalı tutarken, Filistinlilerin alternatif yollarını da engelliyor.
Ekonomik ve Sosyal Kayıplar
Kontrol noktalarının Filistin ekonomisine etkisine dair güncel bir çalışma bulunmamakla birlikte, 2019 yılında yapılan bir araştırma, Filistinlilerin bu noktalar nedeniyle yılda yaklaşık 60 milyon saat iş kaybı yaşadığını ortaya koydu. Bu kaybın yıllık maliyeti 274 milyon dolar olarak hesaplandı. Ayrıca, kontrol noktalarında harcanan ekstra yakıt miktarının yılda 80 milyon litre olduğu ve bunun 135 milyon dolarlık bir maliyeti olduğu belirtildi.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne göre, ambulanslar da bu kontrol noktalarında ciddi engellerle karşılaşıyor.
Zorunlu Göç ve Bölünme Politikası
İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem, İsrail’in kontrol noktalarını Filistinlileri izole etmek ve üzerlerinde kontrol sağlamak için kullandığını belirtiyor. İsrailliler ve yerleşimciler bu kısıtlamalardan muafken, Filistinliler sürekli engellere maruz kalıyor.
Filistin Çalışmaları Kurumu’na göre, İsrail’in bu politikaları devam ederse, kırsal alanlardan ve Batı Şeria’nın kuzey ve güney bölgelerinden şehir merkezlerine doğru zorunlu bir iç göç yaşanabilir. Özellikle Ramallah gibi şehirler, çalışan Filistinliler için bir sığınak haline gelebilir.
Kontrol noktaları, yalnızca Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda onları ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak da etkiliyor. Bu durum, Filistin toplumunun günlük yaşamını zorlaştırmaya ve bölgesel ayrışmayı derinleştirmeye devam ediyor.