Yeni Şafak’ın ulaştığı 56 yaşındaki Arif Tütüncü, hem o kareyi hem de sonrasında yaşananları anlattı.

İşgalci İsrail’in Ramazan’da saldırdığı Mescid-i Aksa’da ayak ayak üstüne attığı pozla işgal güçlerine adeta meydan okuyan Arif Tütüncü, tarihi kareyi “kahır pozu” olarak tanımladı.

İstanbul kökenli olan Tütüncü, 56 yıllık ömrünü Mescid-i Aksa için mücadeleyle geçirdiğini ve zamanın önemli bir bölümünde Aksa’nın bahçesinde bulunduğunu bildirdi.

“SIFIRSINIZ” MESAJI

Arif Tütüncü polise, “Siz de kimsiniz, görmüyorum sizi, sıfırsınız” demek istediğini anlattı.

Tütüncü, “Mekânın sahibi benim” sözleriyle başladığı konuşmasında “Saldırı sırasında kararlı bir şekilde sandalyede oturmaya devam etmesini, İsrailli kolluk kuvvetlerine yönelik ‘siz kimsiniz, hiç görmüyoruz sizi, sıfırsınız’ demek istediğini” belirtti.

“Plastik kurşunlarla, ses bombasıyla saldırıyorlar ama ben hiç ilgilenmiyorum. Hiç tesiri yok” diye konuşan Tütüncü, ayak ayak üstüne atarak saldırganlara ayağımın altındasınız mesajını verdiğini bildirdi.

AKSA’SIZ BİR HAYAT DÜŞÜNEMİYOR

Tütüncü, Mescid-i Aksa mücadelesi için “Kur’an’da Allah diyor ki, insana doğumundan ölümüne kadar rahatlık yok. Yorgunluk var, mücadele devam edecek” ifadesini kullanırken, “Ben Aksa’da doğdum, çocuklarım Aksa’da doğdu ve inşallah Aksa’da şehit olacağım” dedi.

Arif Tütüncü, Mescid-i Aksa’sız bir hayat düşünemediği söylerken, “Aksa olmazsa hayat yok. İki çocuğum var. İki çocuğumun canı Aksa’ya bağlı. Torunlarım bile Aksa’nın toprağına kurban olsun. Benim bütün çocuklarım hapse atıldı. Oğlum 15 yaşında tutuklandı, 17 yaşında serbest bırakıldı. Evim yıkıldı saldırılarda. Zincir Kapısı’nda bir evim var, Cevizderesi’nde evim vardı. Yahudiler yıktılar. Şimdi Kudüs’ün bir mahallesinde yaşıyorum. Her gün 5 kilometreyi otobüsle geliyorum” ifadelerini kullandı.

“BU POZDAN SONRA ASKER SALDIRDI”

İşgalci İsrail askerlerini Mescid-i Aksa’da görmesinin kendisini kahrettiğini bildiren Tütüncü, “Bütün Kudüs’ün hür, özgür, yiğit adamları genellikle hasta üzüntüden. Her gün kahır içinde yaşıyoruz, güzel bir gün görmüyoruz. Anlatmak imkânsız. Benimi içimde söylesem, söylesem yine yalancı gibi olurum, içimdeki bambaşka. Benim kalbimi dışarıya çıkaramayız, göremeyiz, anlatamam yani. Yas, hüzün içindeyiz. Anlatmak zor, ne anlatırsam anlatayım gerçekçi olamaz.” dedi.

Kanımızla, dilimizde, dinimizde bu kahır diyerek sözlerine devam eden Arif Tütüncü, “Bu kahır o günkü poza yansıdı. Aksa mücadelesinin duruşunu gösterdi o poz. Bu pozdan sonra asker saldırdı, askerlerden dayak yedim. Bir genci dövüyordu İsrail askerleri onu kurtarmak için yaptım ve ben de dayak yedim. Kavga bittikten sonra yine ayak ayak üstüne attım ve ayak vurmaya başladım. Toprağa vurmaya başladım.“ ifadelerini kullandı.