Katz, sosyal medya hesabı X'te, İsrail’in aylardır şiddetli saldırılar düzenlediği Gazze’yi kontrol altında tutmaya devam edeceğini paylaşarak, "İsrail, tıpkı Yahuda ve Samara'da (işgal altındaki Batı Şeria) olduğu gibi Gazze'de de güvenliği tam bir hareket serbestisiyle kontrol edecektir.” ifadesini kullandı.
İsrail basınında çıkan haberlere cevaben "Gazze’ye ilişkin tutumunun net olduğunu" dile getiren Katz, "Hamas'ın yenilgiye uğratılmasının ardından" Gazze'de "7 Ekim öncesinin gerçekliğine" dönülmesine izin verilmeyeceğini savundu.
İsrail'de yayın yapan Kanal 12 televizyonu, Katz'ın üst düzey bir ABD'li yetkiliye, İsrail'in Gazze'de ne askeri ne de sivil yönetim kurmak istemediğini söylediğini aktarmıştı.
Öte yandan, İsrail'de muhalefetteki Gelecek Var Partisi lideri ve eski Başbakan Yair Lapid, ordunun Gazze Şeridi'nde kalmaması gerektiğini belirtti.
Ana muhalefet lideri Lapid, Gazze'ye düzenledikleri saldırılar sonrası bölgede "askeri eylemler” gerçekleştirme özgürlüğünü koruması ancak askeri varlığını sürdürmemesi gerektiğini savundu.
Lapid, "On ay önce, İsrail'in Gazze'deki hedefinin Batı Şeria'daki A Bölgesi'nde olduğu gibi İsrail ordusunun 'terörist faaliyet' tespit ettiğinde girdiği ve kısıtlama olmaksızın faaliyet gösterdiği bir durum olması gerektiğini söylemiştim." ifadesini kullandı.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi, idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin "idare ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.