İngiltere merkezli Küresel Hukuki Eylem Ağı (GLAN) adlı kuruluş ile Ramallah merkezli insan hakları örgütü Al-Haq, İngiltere aleyhine, uluslararası hukuku ve yasaları ihlal, İsrail'e silah satışlarının askıya alınması yönündeki talepleri göz ardı ettiği gerekçesiyle yasal işlem başlattı.
Al-Haq ve GLAN, İsrail'e yönelik silah satışlarının askıya alınmasına ilişkin yazılı taleplerinin sürekli olarak görmezden gelinmesi üzerine Yüksek Mahkemeye İngiltere aleyhine başvurdu.
Başvuruda, İsrail'in sivillere, sivil altyapıya, sivillerin sığındığı hastane, fırın, okul gibi yapılara, gıda depolarına, su rezervlerine saldırıları ile zorla yerinden etme ve açlığa mahkum etme gibi politikalarına ilişkin detaylar paylaşıldı.
İngiltere merkezli "Uluslararası Filistinliler için Adalet Merkezi (ICJP)" adlı bağımsız kuruluş ile "Silah Ticaretiyle Mücadele Kampanyası (CAAT)" adlı sivil toplum kuruluşu da girişime destek verdiğini açıkladı.
ICJP Hukuk İşleri Sorumlusu Dania Abu Elhaj ile CAAT Savunuculuk Sorumlusu Katie Fallon, Gazze'de İsrail'in uluslararası hukuk ihlalleri ve savaş suçlarına ortak olmakla eleştirilen İngiltere aleyhine başlatılan yasal süreç hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Suç ortaklığı, savaş suçlarına yardım ve yataklık etmektir"
ICJP yetkilisi Elhaj, İngiltere'nin 2015'ten bu yana İsrail'e savaş uçakları, füzeler, tanklar, hafif silahlar ve mühimmat için gerekli bileşenler dahil en az 474 milyon sterlin değerinde askeri ihracata lisans verdiğini ifade etti.
İsrail'in Gazze bombardımanında kullandığı F-35 uçaklarının bileşenlerinin yaklaşık yüzde 15'inin İngiltere tarafından sağlandığına işaret eden Elhaj, "F-35 uçakları, şu anda Gazze'de sivil altyapıyı ve evleri bombalayarak binlerce masum Filistinli sivilin ölümüne neden oluyor." dedi.
Elhaj, İsrail'in işlediği savaş suçlarında İngiltere'nin suç ortağı olduğu değerlendirmesinde bulunarak şu ifadelere yer verdi:
"Bu suç ortaklığı, şu anda sahada gözlerimizin önünde işlenen savaş suçlarına yardım ve yataklık etmek anlamına geliyor. Bu nedenle İsrail'e manevi ve maddi destek sağlayan siyasilerin bu suçların işlenmesine yardım ve yataklıktan sorumlu tutulabileceklerine inanıyoruz. İngiltere'nin, İsrail'e ya da bugün Gazze'de tanık olduğumuz ölçekte vahşet uygulayan herhangi bir rejime silah sağlayan işletmelere herhangi bir (silah satış) lisansı vermemesi gerektiğine inanıyoruz. İngiltere'nin kendi stratejik silah ruhsatlandırma kriterlerine uyma konusunda yasal bir yükümlülüğü bulunmaktadır ki ICJP, GLAN ve Al-Haq tarafından başlatılan yasal süreç de bunu ortaya koymaktadır."
Elhaj, İngiltere'nin, uluslararası hukukun ciddi şekilde ihlal edilmesini kolaylaştırmak ya da uluslararası hukuku ihlal etmek için kullanılma riski bulunan ülkelerle silah ticaretini durdurma yükümlülüğü olduğunu kaydetti.
"İngiltere'den İsrail'e herhangi bir destek sağlamamasını talep ediyoruz"
ICJP Hukuk İşleri Sorumlusu Elhaj, ICJP tarafından desteklenen Al-Haq ve GLAN'ın, İngiltere ve İsrail arasındaki Stratejik Silah Ruhsatlandırma Kriterleri için yasal inceleme sürecinin başlamasını talep ettiğini hatırlattı.
Elhaj, "İngiltere'den İsrail'e yönelik Stratejik Silah Lisanslama Kriterlerini gözden geçirmesini ve işletmelerinin Filistin halkına karşı işlenen suçları kolaylaştırmak için savaş uçaklarında veya silahlarda kullanılan maddi destek veya bileşenlerden herhangi birini sağlamamasını talep ediyoruz." dedi.
İngiltere'den kendi yasal kriterlerine uyması çağrısında bulunan Elhaj, şunları söyledi:
"Yargı denetimine ilişkin beklentilerimiz söz konusu olduğunda, İngiltere'nin 2009'da İsrail'in Dökme Kurşun Operasyonu'nda silah ticaretini askıya aldığını gördük. Ayrıca İngiltere'nin 2014'te İsrail'e lisanslı silah ihracatını gözden geçirdiğini ve bu gözden geçirme kapsamında, bu sürece kadar İsrail'e silah ihracatının askıya alındığına şahit olduk. İngiltere'nin, 2009'da İngiliz yapımı silahların İsrail tarafından kötüye kullanıldığını kabul ettiğini ve bu sonucun gelecekteki lisans başvurularını etkileyeceğini gördük."
Elhaj, hedeflerinin çok basit ve anlaşılır olduğunu, hesap verebilirliği desteklemeyi öncelediklerini kaydederek "Önümüzdeki tek yol, savaş suçlarından, insanlığa karşı işlenen suçlardan ve şu anda yaşanmakta olan bu kitlesel katliamlardan sorumlu olanların kendi eylemlerinden dolayı hesap vermeleridir." ifadesini kullandı.
Hukukun üstünlüğünün korunması gerektiğine dikkati çeken Elhaj, "ICJP olarak bizim mesajımız çok nettir: Siyasetçilerimiz hukukun üstünlüğüne riayet etmedikleri takdirde mahkemeler adaleti sağlamak üzere müdahale etmelidir." diye konuştu.
"İngiltere, şu anda Gazze'de yaşanan cehenneme katkıda bulunuyor"
CAAT Savunuculuk Sorumlusu Katie Fallon da İngiltere'nin İsrail'e hem askeri hem de siyasi destek verdiğini vurgulayarak "İngiltere, ölüm saçan bombalarda kullanılan bileşenler ve diğer farklı ekipmanla şu anda Gazze'de yaşanan cehenneme maddi ve fiili olarak katkıda bulunuyor ancak bu askeri destek, (İsrail'e) siyasi desteğin de göstergesidir." dedi.
Fallon, uluslararası insancıl hukukun çoktan ihlal edildiğine ve birçok savaş suçu işlendiğine dair İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) dahil çok sayıda sivil toplum kuruluşundan (STK) teyit aldıklarını belirterek şunları söyledi:
"Yasalara göre, bu ihlalleri kolaylaştırma ya da bu ihlallere katkıda bulunma riski varsa o zaman (silah satış lisanslarını) durdurmak zorundayız. Bu eşiği çoktan aştığımıza inanıyoruz ve hükümetin silah satış lisansı vermeyi derhal durdurması, tüm yeni lisansları durdurması ve özellikle de İsrail'e silah tedarik etmek için kullanılan açık lisansları sona erdirmesi gerektiğine inanıyoruz."
"Uluslararası insancıl hukuk ihlallerine suç ortaklığı yapmak, Gazze'deki dehşete suç ortaklığı yapmaktır"
Fallon, CAAT'ın çağrısının, derhal ateşkes yapılması ve silah ihracatının durdurulması olduğunu dile getirerek "Bence açıkça belirtmemiz gereken bir diğer husus da eğer bir hükümet uluslararası insancıl hukuk ihlallerine suç ortaklığı yapıyorsa Gazze'de gördüğümüz dehşete de suç ortaklığı yapmış demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Katie Fallon ayrıca herhangi bir ülkeye sivillere karşı bu tür ihlalleri yapmak için açık çek verildiğinde, bunun dünya çapında uluslararası hukukun zayıflamasına neden olduğunu ifade etti.