Ülke, hafta sonu gemilerden birinden döküldüğü iddia edilen katranı toplamak için mücadele ederken, İsrail sahillerinde ve kıyılarında temizlik çalışmaları devam ediyor.
Büyük Afet
Sputnik İngilizce'de yer alan habere göre olay, son yıllarda İsrail'in en büyük ekolojik felaketi olarak nitelendirildi ve 2010 yılında Meksika Körfezi'ndeki büyük sızıntıyı araştıran Ariel Üniversitesi Kimya Bilimleri bölümünden Prof.Mindy Levine, olayın oldukça önemli olduğunu söylüyor.
Levine "Petrol sızıntısı, Meksika Körfezi'nde olduğu gibi, buradaki kıyı şeridi ve Akdeniz'in yaban hayatı üzerindeki etki açısından diğerleriyle karşılaştırıldığında, çok büyük olmasa da, oldukça önemliydi.’’ dedi.
Binlerce gönüllü, aktivist ve hatta İsrail Savunma Kuvvetleri temizlik çabalarını hızlandırmak, katran emisyonlarını ortadan kaldırmak, ölü hayvanları toplamak ve hala kurtarılabilecek olanlara yardım etmek için İsrail sahillerine gitti.
Yetkililer, temizleme operasyonunun haftalarca veya aylarca sürebileceği ve genellikle Mayıs sonunda başlayan yaz sezonunun tüm katran toplanana kadar ertelenebileceği konusunda uyardılar.
Levine, bu katranın toplanmasının ciddi bir zorluk haline gelebileceğini söylüyor.
Levine, "Katran yağını temizlemek zordur. Şimdiye kadar gönüllüler görebildiklerini topladılar. Ama zamanla bu katran küçülecek ve onu görmek zorlaşacak. Yani katran yokmuş gibi görünse bile, bu, varlığının sona ereceği anlamına gelmez." diye konuştu.
Bunun pratikteki anlamı, ilkbahar ve yaz aylarında plajlara gidecek olan İsraillilerin potansiyel sağlık tehlikelerine maruz kalabileceği ve son birkaç gündür özellikle bu gönüllülerin çoğunun, koruyucu elbise ve maskeler dahil olmak üzere temel koruyucu ekipmanlardan yoksun olduğu gerçeği göz önüne alındığında katran toplayanların düzenli kontrollerden geçmesi gerekeceği.
Levine, "Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısını araştıran çalışmalar, o temizlik operasyonuna yardım eden kişilerin, koruyucu elbise kullanmalarına rağmen, çok daha yüksek solunum yolu hastalıkları oranına sahip olduklarını gösterdi. Bu nedenle, burada da uzun vadeli yansımalar görmeyi bekliyorum, özellikle düzenli olarak temizlik yapmaya gelenler ve koruyucu teçhizat kullanmayanlar arasında." ifadelerini kullandı.
Levine, ilginç bir şekilde, petrol emisyonlarıyla yoğun bir şekilde kirlenmiş olan Akdeniz'in, ekosistemine herhangi bir şiddetli yansıması olmamasının muhtemel olduğunu söylüyor.
Uzman, bunun kısmen denizin kendi kendini iyileştirme yeteneğine sahip olmasından ve ayrıca İsrailli aktivistlerin kağıt havlu ve süngerleri içeren "sıkıcı ve zaman alan fiziksel temizlik sürecine" başvurmalarından kaynaklandığını söylüyor.
İsrail, petrolün kıyılara ulaşmasını engelleyebilirdi
Durumu yakından takip eden Levine, İsrail'in şimdiye kadar temizlik operasyonunda etkili olduğunu, ancak olayın pek çok detayının ve büyüklüğünün hala bilinmediğini ve bunun nihayetinde ülkenin katran toplama çabalarını engelleyebileceğini söylüyor.
Pazartesi günü İsrail, olayla ilgili soruşturmanın gizliliğine yönelik karar vererek medyaya yayın yasağı getirdi. Medya bu kararı "düzensiz" bir hareket olarak nitelendirdi.
Bir gün sonra, bu sınırlama kısmen kaldırıldı, ancak felaketten sorumlu kişilerin isimleri, felaketin nedenleri ve büyüklüğü hala gün yüzüne çıkarılmadı.
Olayın etrafındaki belirsizlik, sosyal medya ağlarında İsrailli yetkilileri normal bir kaza gibi görünen şeyin üzerine böylesine sıkı bir sansür uygulamaya iten şeyin ne olabileceği konusunda tartışmaya yol açtı.
Bazıları bunun bazı diplomatik düşüncelerle tetiklenmiş olabileceğini öne sürerken, diğerleri İsrail'in sızıntıyı bildiğini ancak petrolün kıyılarına ulaşmasını engellemek için parmağını bile kıpırdatmadığını söylüyordu.
Tıpkı ülkenin geri kalanı gibi, Levine’nin de İsrail hükümetinin yayın yasağı kararının arkasında neyin olduğu sorusuna cevabı yok, ancak Yahudi devletinin ortaya çıkan tehdide daha hızlı yanıt verebileceğini söyledi.
Levine, "İsrail, katranın kıyılara ulaşmasını engelleyebilirdi. Katran kıyılara ulaştığında yardıma koşanların uygun şekilde korunması ve halkın ülkenin plajlarından uzak durmasını sağlaması gerekiyordu."
Çeviri: Emirhan Kemendi