Orta Doğu

İsrail'in, Ürdün'ü Filistinliler için "alternatif vatan" yapma planı tartışılıyor

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde yürüttüğü saldırılar 10. ayına girerken, İsrail'de aşırı sağcı çevrelerin "alternatif vatan" ve "Filistinlilerin vatanı Ürdün'dür" ifadelerini kullanması, Filistinlilerin göçe zorlandığı bir planın gündeme gelmesine neden oldu.

Abone Ol

İsrail'in Filistinlileri göçe zorlama planı yeni olmamakla birlikte ülkede aşırı sağın yükselişi ve 7 Ekim'den bu yana şiddetin artmasının yanı sıra "Yüzyılın Anlaşması" adlı planın mimarı eski ABD Başkanı Donald Trump'ın geri dönüş ihtimali bu düşünceyi yeniden canlandırıyor.

Ürdün ise gelişmeleri İsrail'in Filistin meselesini kendisine karşı tasfiye etme planı şeklinde görerek, İsrailli yetkililere bu yönde adım atılmaması uyarılarında bulunuyor.

İsrail'in 7 Ekim'den itibaren Gazze'ye saldırıları ve Batı Şeria'da şiddetin artmasının gölgesinde Ürdünlü uzmanlar söz konusu planı iki ülke ilişkilerinde "kötü niyet" olarak değerlendiriyor.

Yeni gelişmelere karşı eski plan

"Yüzyılın Anlaşması" adlı planın hedefinde Ürdün'ü Filistinlilerin vatanı yapma gayretinin olduğu yönünde iddialara Ürdün Kralı 2. Abdullah "Ben bir Haşimi olarak nasıl Kudüs'ten uzaklaşabilirim? Bu imkansız ve kırmızı çizgimiz. Alternatif vatana hayır." diyerek cevap verdi.

İsrail medyası ise bu planı yeniden gündeme getiriyor. Maariv gazetesi, Bar Ilan Üniversitesi'nden Abraham Faust'un yayımladığı yazısında "Yüksek sesle ve net biçimde söylemek gerekiyor. Filistinlilerin bir vatanı var, Ürdün." ifadelerini kullandı.

Ürdün-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Bedir el-Madi, AA muhabirine Ürdün'ün Filistinliler için "alternatif vatan" haline getirilmesi planına karşı "kapsamlı bir strateji geliştirilmesi" gerektiğini belirtti.

İsrail'den alternatif vatan konusundaki açıklamaların "siyasetçilerden, akademisyenlerden ve güvenlik yetkililerinden geldiğini" kaydeden Madi, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze ve Batı Şeria'da Filistinlilere "yeni bir gerçekliği dayatmaya çalıştığı" değerlendirmesinde bulundu.

Madi, "Ürdün'ün tüm siyasi ve güvenlik kurumları, bu sorunla başa çıkmak için harekete geçmeli." diyerek, İsrail'den yapılan açıklamalarla "alarm durumuna geçilmesi gerektiğini" vurguladı.

Gazze'ye İsrail'in saldırılarının Filistin devletinin dünyada kabul görmesi yönünde bir ortam oluşturduğuna dikkati çeken Madi, "Filistin halkının kendi topraklarında bağımsız devletini kurma hakkına yönelik bu saygısızlık, artık uluslararası toplum tarafından kabul edilemez." diye konuştu.

Madi, Filistin devletinin kurulması yönündeki destekleyici atmosfere karşı İsrail'in bu planı gündeme getirdiği değerlendirmesinde bulunarak, "(İsrail) Trump'ın yeniden başkan seçilmesini arzuluyor. Bu şekilde, (Filistin'in) uluslararası tanınması konusunda 7 Ekim sonrası artan umutları boşa çıkarmak istiyor." ifadelerini dile getirdi.

"Kapsamlı bir strateji benimsenmeli"

Hüseyin bin Talal Üniversitesinden Stratejik Araştırmalar Profesörü Hasan Dace de İsrail'in "alternatif vatan" planına karşı "kapsamlı bir strateji" benimsenmesi gerektiğini belirtti.

Dace, Filistin halkının topraklarında geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan bir tarihe sahip olduğunu söyleyerek, tarihi belgelerin ve eserlerin bunu desteklediğini ifade etti.

Mali yardımlarla Filistinlilerin bölgede kalkınmasının desteklenmesi gerektiğini ifade eden Dace, bunun yanında "siyasi kültür inşa ederek ulusal bilincin güçlendirilmesi" gerektiğini savundu.

Dace, Filistinliler arasında milli birliğin teşvik edilmesinin önemini vurgulayarak, Ürdün'ün bu kapsamda projeler ve toplantılar yapmasını istedi.

Ürdün'ün iki devletli çözüme verdiği desteğe dair Dace, Filistinlilerin bağımsız devletini kurarak, tarihi ve hukuki haklarının güvenceye alınması konusunda çabaların yoğunlaştırılmasının önemine işaret etti.

"Ürdün, diplomatik ilişkileri ve uluslararası kuruluşlarla ilişkileri güçlendirerek bölgedeki demografik yapıyı değiştirmeye yönelik her türlü girişimi reddetmeli." diyen Dace, son olarak bölgedeki dayatmaya karşı Ürdün'ün Arap ülkeleriyle dayanışma içinde olması gerektiğini sözlerine ekledi.