Dışişleri Bakanı Fidan, İsrail yanlısı yayın organlarındaki dezenformasyona karşı uyardı Dışişleri Bakanı Fidan, İsrail yanlısı yayın organlarındaki dezenformasyona karşı uyardı

İSTANBUL (AA) - Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, 2023’te bereketli bir hasat olduğunu açıklayarak, 'Birkaç yıl kıtlığı yönetmiştik, geçen sene ve bu yıl da bereket ve bolluğu yönetmeye çalışıyoruz.' dedi.

İstanbul Ticaret Borsası'ndan (İSTİB) yapılan açıklamaya göre, Borsa'nın düzenlediği 'Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor' toplantılarında bu ay hububat sektörünün sorunları tartışıldı. Webinar ortamında gerçekleştirilen, 'Hububat Sektöründe Durum ve Beklentiler' başlıklı toplantıya, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral ve Reis Bakliyat Yönetimi Kurulu Başkanı Mehmet Reis konuşmacı olarak katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, hububatın öneminin, nüfus artışı, iklim değişikliği ve ekilebilir arazi kayıplarıyla daha da arttığını dile getirdi.

- 'Şu anda hububatta arz güvenliği üç yılın üstünde'

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal ise 2023’te bereketli bir hasat gerçekleştirildiğini aktararak, rekolte ve verimin arttığı kaydetti.

Fiyat politikası ve teşvikteki genişlemelerle ekim alanının da arttığını belirten Güldal, '2023 hasadında 7 milyon hektarın üzerinde buğday ekimi oldu. Bu durumda kuraklığın olmamasının da etkisi oldu. Sulu ve kuru alanlardaki verimlilik arasındaki fark da azaldı. TMO olarak bu yıl 11 milyon 273 milyon ton arpa ve buğday alımı yaptık. Bu da tarihi bir rekor olarak kayda geçti. Stok oluşturma ve arz güvenliği açısından bunun olumlu olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki ekim ayında da buğday ve arpanın yeterli miktarda ekileceğini öngörüyoruz. Pandemi, savaş ve 2021 yılındaki büyük kuraklığın etkileri bu yıl bitti. Şu anda hububatta arz güvenliği üç yılın üstünde. Birkaç yıl kıtlığı yönetmiştik, geçen sene ve bu yıl bereket ve bolluğu yönetmeye çalışıyoruz.' ifadelerini kullandı.

Hem makarna hem de un ihraç etmek için buğday ithal edildiğini belirten Güldal, 'Türkiye 20-21 milyon ton buğday ürettiğinde, kendi ihtiyacı için ithalata ihtiyaç duymuyor. Örneğin bu yıl biz mart ayına kadar kuraklık riski dolayısıyla ithalat yaptık ama sonrasında yapmadık.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Hububatın sulu alanlara geçmesi gerekiyor'

Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkanı Özkan Taşpınar da 2023’te arpada tarihin en büyük rekoltesinin elde edildiğini hatırlatarak, bu yıl 9 milyon ton arpa elde edileceğini öngördüklerini kaydetti.

Hububat alanlarının yavaş yavaş arttığını belirten Taşpınar, şu ifadeleri kullandı:

'Kışın yaşanan kuraklık 63 yılın en büyüğüydü ama bahar yağışları hububatta istediğimiz rekolteyi sağladık. Hububatın sulu alanlara geçmesi gerekiyor. Teşvik politikaları sayesinde artan ekim alanları daha çok sulu alanlarda oldu. Bunu artırmamız, her yıl gereken 20 milyon ton buğdayın elde edilmesi için çok önemli. Önümüzdeki yıl da mısır alanlarından buğdaya kayma olmasını bekliyoruz. Sulanamayan 3,5 milyon hektar alanımızın ez azından 1-1,5 milyon hektarının sulanabilir hale gelmesi bizi çok rahatlatacaktır.'

Fiyat ve teşvik dengesinin özel sektördeki fiyatların da hızla regüle etmeye gerek olmadan oluşmasını sağladığını belirten Taşpınar, 'Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) en azından Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçiler için zorunlu hale gelmesi, münavebe sisteminin doğru uygulanması, topraklarımızda organik maddenin artırılması, elektrik desteği verilmesi ve israfın önlenmesi Türkiye’nin tarımsal hasılasını artıracaktır.' ifadelerini kullandı.

- 'Uygarlığımızın temelinde hububat var'

İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral ise gıda sorununu büyüten iklim değişikliği, pandemi, savaşlar ve israf gibi konulara değindi. Hububatın, 'tarımı' ve dolayısıyla 'tarihi' başlatan ürün olduğunu ifade eden Aral, 'İnsan, tarım yapmaya başlayınca yerleşik hayata geçmiş, önce şehirleşmeye sonra da devletleşip uygarlıklar inşa etmeye başlamıştır. Kısaca uygarlığımızın temelinde tarım ve hububatlar vardır. Bugün geldiğimiz noktada hububat insanlığın geleceğini de belirleyecek bir noktadadır. Eğer artan insan nüfusunu besleyemezsek, bildiğimiz anlamda uygarlığımız tehlikeye girer. Tarımsal potansiyelimizi kullanabilirsek, tarımın dış ticaret açığımızı kapatan faktörlerden biri olacağına inanıyorum.' değerlendirmesinde bulundu.

Reis Bakliyat Yönetimi Kurulu Başkanı Mehmet Reis de iklim değişikliğinin büyük bir tehdit olduğunu vurgulayarak, son 30 yılda neredeyse 4 milyon hektar tarım arazisi kaybedildiği ifade etti Tarım alanlarını koruyup genişletmenin büyük önem taşıdığını belirten Reis, ayrıca meyvecilik dolayısıyla tahıl ve bakliyat alanlarının azalmasının da büyük sorunlar doğurabileceğine dikkati çekti.