Ancak zirve, yalnızca yeniden imar planlarını değil, aynı zamanda iki önemli ve tartışmalı konuyu da ele almak zorunda: Gazze’nin yönetimi ve Filistin direniş gruplarının silahları.
Gazze’nin Yeniden İmarı: İsrail ve Trump’ın Planlarına Karşı Ortak Tutum
Arap liderler, Gazze’nin yeniden inşasının, bölge halkının topraklarında kalmasını sağlamak ve zorunlu göçü önlemek için en doğru yaklaşım olduğu konusunda hemfikir. Bu, aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi bir “Amerikan Rivierası”na dönüştürme önerisine karşı güçlü bir yanıt olarak görülüyor. Trump’ın planı, uluslararası toplumda geniş bir reddiyeyle karşılanmış durumda.
Mısır’ın liderliğinde hazırlanan ve zirvede sunulacak olan yeniden imar planı, Gazze’nin yaşanabilir bir bölge haline getirilmesini hedefliyor. Plan, enkazın kaldırılmasından erken toparlanma projelerine kadar kapsamlı bir süreci içeriyor. Ancak bu planın uygulanması, Gazze’nin yönetimi ve direnişin silahları konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle karmaşık bir hal alıyor.
Gazze’nin Yönetimi: Hangi Yol İzlenecek?
Mısır ve diğer Arap ülkeleri, Gazze’nin yönetiminin Hamas’tan alınarak bir Filistin ulusal komitesine devredilmesi fikrini tartışıyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Hamas’ın yönetimden çekilmesinin Filistin halkının yararına olabileceğini ifade etti. Ancak bu öneri, Hamas’ın ve diğer direniş gruplarının endişelerine yol açtı. Hamas, yönetimden çekilmeye hazır olduğunu açıklasa da, kurulacak komitenin üyelerinin seçiminde söz sahibi olmak istiyor. Ayrıca, herhangi bir yabancı askeri gücün Gazze’ye girmesine karşı çıkıyor.
Direnişin Silahları: İsrail ve ABD’nin Talepleri
Gazze’nin yeniden inşası ve yönetimi konusundaki tartışmaların merkezinde, Filistin direniş gruplarının silahlarının durumu yer alıyor. İsrail ve ABD, direniş gruplarının silahsızlandırılmasını bir ön koşul olarak görüyor. Ancak Hamas ve diğer gruplar, silahlarının ve tünel ağlarının Gazze’nin savunması için hayati olduğunu savunuyor.
Direniş grupları, silahsızlandırmanın İsrail’in savaş hedeflerini dolaylı olarak gerçekleştireceğini düşünüyor. Bu nedenle, silahların teslim edilmesi veya tünellerin imha edilmesi gibi önerilere şiddetle karşı çıkıyorlar. Hamas, Gazze’deki direnişin gücünü koruyarak, İsrail’in olası bir kara harekâtına karşı caydırıcı bir rol oynamayı sürdürüyor.
Mısır ve Arap Liderlerin Zorlu Seçimi
Mısır, Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası destek sağlamak amacıyla bir denge politikası izliyor. Ancak bu süreçte, direnişin silahları ve Gazze’nin yönetimi konularında net bir tutum sergilemek zorunda. Arap liderler, İsrail ve ABD’nin taleplerini karşılamak ile Filistin direniş gruplarının meşru haklarını korumak arasında bir denge kurmaya çalışıyor.
Uluslararası Destek ve İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısı
Kahire Zirvesi’nin ardından, Suudi Arabistan’da düzenlenecek İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları toplantısı, Gazze’nin yeniden inşası ve Filistin meselesi için uluslararası destek arayışında önemli bir adım olacak. Mısır, bu toplantıda Gazze’nin yeniden inşası için bir uluslararası konferans düzenlenmesi önerisini sunmayı planlıyor.
Hamas’ın Tutumu ve Direnişin Gücü
Hamas, Gazze’nin yönetiminden çekilmeye hazır olduğunu belirtse de, direnişin silahsızlandırılmasına karşı kesin bir tutum sergiliyor. Grup, Gazze’deki direnişin İsrail’in savaş hedeflerini engellediğini ve bölgede caydırıcı bir güç oluşturduğunu savunuyor. Ayrıca, Hamas’ın elinde hâlâ İsrailli esirlerin bulunması, gruba müzakerelerde önemli bir koz sağlıyor.
Kahire Zirvesi’nin Kritik Önemi
Kahire Zirvesi, Gazze’nin yeniden inşası ve bölgenin geleceği için kritik bir dönemeç olacak. Arap liderler, Gazze’nin yönetimi ve direnişin silahları konusundaki anlaşmazlıkları çözmek için ortak bir yol bulmak zorunda. Bu süreçte, İsrail ve ABD’nin talepleri ile Filistin halkının haklarını koruma arasında bir denge kurulması hayati önem taşıyor. Zirvenin sonuçları, yalnızca Gazze’nin değil, tüm Filistin meselesinin geleceğini şekillendirecek.