Küçük Nida, 26 Ağustos gecesi, Gazze’deki evinde, annesi ve kardeşlerinin yanında uyurken, İsrail savaş uçaklarının korkunç saldırısının yaşattığı dehşetle uyandı.

Bebeğin annesi 28 yaşındaki Dua Rudi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyanınca hemen sarıldığı ancak yüzünün maviye döndüğünü ve emzirmeyi reddettiğini fark ettiğini anlattı.

En yakın hastaneye bebeğini yetiştiren anne, burada Nida’nın ölüm haberini aldı.

Filistinli anne şimdi evinde büyük bir hüzünle küçük kızının cep telefonundaki resimlerine bakıyor, küçük kıyafetlerini elinden bırakmıyor ve büyük bir üzüntüyle kızının yasını tutuyor.

Bebeğinin daha önce hiçbir rahatsızlığının olmadığını ifade eden Gazzeli anne, ancak patlama ve savaş uçaklarının seslerini duyduğunda sürekli dehşete düştüğünü dile getirdi.

İsrail'in Gazze'de hastaneye düzenlediği saldırıda bir doktor ve çok sayıda hasta yaralandı İsrail'in Gazze'de hastaneye düzenlediği saldırıda bir doktor ve çok sayıda hasta yaralandı

Dua Rudi, “Kızım ne bir hastalığı ne bir rahatsızlığı vardı. Hep çok huzurluydu, çok güzel bir çocuktu. Yani bize göre her şeyiyle çok güzeldi. Bebeğim, İsrail’in evimizin yakınındaki saldırısından yaşadığı korkuyla kalbinin durması sonucu hayatını kaybetti.” dedi.

İsrail savaş uçaklarının o gece evlerinin yakınına "korkunç" bir saldırı düzenlediğini ifade eden Rudi, şunları söyledi:

“O gece (26 Ağustos) çok büyük bir patlama oldu. Tüm kampı, tüm evi sarstı. Hatta kardeşleri o patlamanın şiddetiyle uykularında sarsıldılar. Bebeğim de uyandı, çığlık atıyordu, ürkmüştü, korkmuştu. Hemen kaldırdım ve kucağıma aldım. Kucağıma aldığımda, sustu ve kollarımın arasında kendini bıraktı. Kucakladım. Canım benim, korkma dedim. Kaldırdım emzirmeye çalıştım, emmedi. Bir bardak su aldım, bir yudum içirdim. İçirdiğim su aynı anda geri çıkardı. Sonra odadan çıktım ve korktum. Kızın normal olmadığını anladım.”

Gazzeli Rudi, bebeğini büyük bir panik ve dehşet içinde hızlıca Gazze’deki el-Avde Hastanesine yetiştirdiğini belirterek, “Benden hemen aldılar hastanedekiler, ancak yapacak bir şey yoktu. Daha o zaman gitmişti. Ancak bir umut belki kurtarırlar diye düşündüm. O an içeriden sesleri duydum. Kocam çığlık atmaya başladı, kardeşim çığlık atıyordu. Sabrettim, Allah’tan ecrini bekledim.” ifadelerini kullandı.

Kalbi kırık anne, “Hayatımın en güzeli gitti. Tüm hayallerim söndü. Bir rüya gibiydi. Kendimi ikna etmeye çalıştım, bu bir rüyaydı dedim. Ancak, oyuncakları, kıyafetleri, uyuduğu yer… Hala bana çok ağır geliyor. Onsuz uyuyamıyorum. Onsuz gözlerimi açmak istemiyorum.” dedi.

Şimdi geride kalan iki oğlu için endişe duyduğunu ve onları kaybetmekten korktuğunu vurgulayan Rudi, şöyle devam etti:

“Bitti, Nida gitti. Ne yapabilirim ki. Şimdi korkuyorum. Kardeşleri için korkuyorum. Kalbim dayanmıyor. Ya onlardan birini bir saldırıda kaybedersem diye korkuyorum. Allah’a tevekkül ediyoruz. İnşallah bu savaş biter. Tüm dünyaya yalvarıyorum, bize baksınlar, bize biraz şefkat göstersinler. Tüm halklar bizim yanımızda, çocuklarımızın yanında dursunlar. Yeter artık bu savaş. Allah’a hamdolsun. Çok fazla çocuk öldü, bundan çok daha korkunç şekillerde öldüler. Artık bu savaş bitsin, bu acılar dursun, bu hasret son bulsun, bu ayrılık bitsin.”

İsrail'in, ABD’nin desteğiyle, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 16 bin 715’i çocuk, 11 bin 308’i kadın olmak üzere 40 bin 878 Filistinli öldü, 94 bin 454 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Editör: Seyda Kocaöz