James Le Mesurier'in cenazesi, 11 Kasım 2019'un erken saatlerinde İstanbul'da kaldığı apartmanının yakınındaki sokakta bulundu. James’in bu şok ölümü, Suriye çatışmasının bilgi ve propaganda savaşlarındaki merkezi rolü sebebiyle hala tartışılmaya devam ediyor.

Suriye'nin acımasız savaşında Beyaz Miğferler grubuna batının desteğinin nasıl sağlandığına dair bir BBC araştırması, gizeme yeni bir ışık getiriyor ve belki de desteklediği davayı çevreleyen kutuplaşmış anlatılara bazı cevaplar sunuyor.

BBC muhabiri Chloe Hadjimatheou'nun Entrika dizisinin bir parçası olan Mayday adlı programı, araştırmasının ana eksenini kendisinin üçüncü ve dul olan eşi Emma Winberg'e dayandırsa da, bir diğer taraftan da Suriye'nin muhaliflerin elindeki bölgelerde ki kurtarma grubunu finanse eden örgütteki diğer üst düzey personelle de röportajlar yapıyordu.

MI6 tarafından reddedildi

1990'larda Kuzey İrlanda ve Kosova savaşlarında İngiliz ordusu subayı olarak görev yaptı ve Britanya'nın askeri istihbarat servisi MI6 için bir acemi asker olarak her şeyi yaptı. Programa göre, MI6 tarafından işe alım sürecinde sigara konusunda dürüst olmadığı için elenmişti.

Eski bir ordu meslektaşı ve BAE merkezli danışmanlık şirketi Ark'ın kurucusu olan Alistair Harris'e, yılların tecrübesine sahip gelecek vaat eden, yetenekli bir potansiyel istihbarat subayının, gerçeği söylemediği için reddedilip reddedilmeyeceği soruldu. Cevabı ise "Bu çıkmaz bir sokak’’ oldu.

MI6 tarafından reddedildikten sonra, Le Mesurier 2002'de İsrail'deki Birleşik Krallık Dışişleri ve Milletler Topluluğu Ofisinde, Filistin Otoritesine bağlı Eriha'daki Filistinli tutukluları izlemek üzerine bir iş buldu.

Bağdat Bölgesi'nde konuşlu ABD kontrolündeki Irak İçişleri Bakanlığı için çalıştı. Irak işgalinin ardından 2004 yılına kadar orada kaldı.

Sözleşmesinin sona ermesinin ardından Irak ve Afganistan'daki işgal güçleri için özel güvenlik çalışmalarına dahil oldu. Eski eşine göre, mesleği “lojistik odaklı” güvenlik ve koruma işiydi.

Le Mesurier ile ilgili programda, pratik şakaları ve romantik doğası hakkında anekdotlar ile sıcak ve sevimli bir ton var. Takım elbisesinde, kravatında ve yeni cilalanan broşlarıyla, 2012'den beri çalıştığı Abu Dabi Ark ofisindeki takma adı “Bond” idi.

Onu Eriha’daki çalışmalarından tanıyan Harris, Le Mesuurier'in Suriye savaşı başlamasının ardından, daha sonra Beyaz Miğferler olarak adlandırılacak olan Ark grubunun çatışma çevresinde Batı tarafından finanse edilen projelerini yönetmeye başladığını söyledi.

Mayday’ın Kuruluşu

2013 yılında Le Mesurier, Ark şirketinden ayrıldı ve özellikle yardım görevlileri için para toplamak amacıyla Mayday Rescue'yu kurdu. Le Mesurier ve ekibi, isyancıların kontrolündeki Halep ve İdlib'deki yardım görevlileri için fon sağlayarak insanları savaş bölgesinden eğitim için Türkiye'ye götürdü.

Kurtardığı insanların çoğu, muhaliflerin kontrolünde olan bölgelerde sivil savunma ekipleri olarak çalışmak için savaş bölgelerine geri döndü. Le Mesurier'in getirdiği yenilik, Beyaz Miğferlere operasyonlarını filme almaları için GoPro kameraları sağlamaktı. Bu, Rus ve Suriye rejiminin hava saldırılarını ve sebep oldukları katliam ve kaosun görüntülerini kayda almalarını sağladı.

Eskiden Greenpeace için kampanya yürüten ve Brexit karşıtı grupta görev yapan James Sadri, İngiltere merkezli Suriye Kampanyasını başlattı. Mayday'ın kurtarıcıların “günlük kahramanlık eylemlerini” göstermesine yardımcı olduğunu ve hava saldırılarının neden olduğu ölüm ve yıkım ile özellikle Esed rejiminin helikopterlerinden atılan varil bombaları hakkındaki gerçeği dünya kamuoyunun görmesini sağladı.

Beyaz Miğferler, 10 Temmuz 2020'de Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kentindeki patlamanın ardından bir binanın enkazından bir ceset taşıyor.

Sadri, bir saldırının ardından bir bebeğin enkazdan kurtarılmasının sosyal medyada duyurulmasına yardımcı oldu. Bu video daha sonra viral oldu. Le Mesurier, 19 saatlik kurtarma operasyonunu anlatmak için kolları sıvadı.

Batı medyasında Beyaz Miğferler hakkındaki tanıtım arttıkça, bazıları için "biraz fazla propaganda maksatlı" göründü ve Batılı ülkelerin savaşa dâhil olmasını zorlamaya dönük bir çaba algısı oluşturdu.

Dahası, bazı gönüllülerin görüntü ve açıklamaları, onların İdlib ve Halep'te faaliyet gösteren militan gruplarla açıkça özdeşleştikleri şeklinde yorumlandı. Beyaz Miğferler'in amacını sorgulayan web siteleri ve aktivist gazeteciler için bu durum pek de kabul edilebilir görünmüyordu.

Batı cephesi olmakla itham edilmek

Le Mesurier, Mayday'de çalışan tek eski İngiliz subayı değildi. İsimsiz kalmayı tercih eden başka bir İngiliz subay ile de röportaj yapıldı. Suriye rejim güçleri lideri Beşar Esed'in müttefiki olan Rusya, Beyaz Miğferleri Batı destekli rejim değişikliği için bir propaganda örgütü olarak adlandırmakta gecikmedi.

Dizi, Ark'ın Suriye'deki insani yardım programlarının, Mayday ekibinin açıkladığı gibi istihbarat toplamak için tasarlandığını doğruluyor. Ark tarafından finanse edilen diğer programlar gibi Beyaz Miğferler’de "bilgi toplama egzersizi" idi. Bu tarz programlarda örneğin bir kadın örgütü grubu için sağlanan finansman ve çekim bile, belirli bir alanda neler olup bittiğini, hangi grupların kontrol altında olduğunu vb. istihbarat toplamak için gayet kullanılabilir meseleler.

GoPro kameralarıyla Beyaz Miğferler, rejim saldırılarıyla ilgili saatlerce değerli görüntüler topladı. Ancak Mayday'a göre bu, gizli olmaktan ziyade açık kaynaklı istihbarattı.

Film festivallerinde ödüller kazanan Halep'teki Son İnsanlar da dahil olmak üzere grup hakkında birçok film ve belgeseller çekildi.

Mayday programı yapımcıları birçok röportaj yapmayı da başardı, ki bunlardan biri ünlü aktör ve savaş karşıtlığıyla bilinen aktivist Sean Penn’di. Penn de Suriye üzerine bir film çekiyordu. Le Mesurier ile tanıştığında, şüpheci yapısına rağmen onun sükuneti ve ikna edici üslubu sayesinde kendisi de Mayday ile röportaj yapmayı kabul etmişti.

Tartışmalı anlatı

Ancak diğer ünlü simalar bu kadar kolay bir şekilde ikna olmadı. Rus medyası tarafından desteklenen eylemci gazeteciler, Beyaz Miğferler'in dillendirdiği öyküye karşı çıkarak ve onları silahlı aşırılık yanlısı gruplar ve Batı istihbaratıyla el ele çalışan oluşumlar olmakla suçladı.

Programın bir bölümü, Suriye'yi ziyaret eden ve Beyaz Miğferler hakkında iddialarda bulunan Esed yanlısı en önde gelen batılı isim Vanessa Beeley'e ayrıldı. Vanessa, Batı'nın rejim değişikliği savaşlarının arkasındaki hayırsever-kapitalist ağdan bahsediyordu. Program yapımcıları onun eski bir arkadaşıyla konuşmayı başardı, ancak Beeley bu arkadaşıyla röportaj yapılmasın engelledi. Fakat program, Beyaz Miğferler'in bazı eylemlerinin propaganda maksatlı olduğuna inananlar için geniş bir zemin sağladı.

Söz konusu karşı programda, Beyaz Miğferlerin Suriye’deki muhalif gruplarla bir arada olduklarının peşine düşülüyor. BBC'deki Medya İzleme ekibi, İdlib'in çoğunu kontrol eden muhalif grup Heyeti Tahrir el Şam'ın (HTŞ) Beyaz Miğferleri “çok olumlu” tasvir ettiğini açıklıyor.

Suriye'deki Beyaz Miğferlerin kurucu ortağı James Le Mesurier'in dul eşi Emma Winberg (sağda), 13 Kasım 2019'da İstanbul'da Gayrettepe karakolundan ayrıldı.

BBC'den Chloe Hadjimatheou, HTŞ basın bürosuyla kurduğu bağlantıda, “Onlar [Beyaz Miğferler] acımasız savaştan etkilenenlere yardım etmek amacıyla buradalar ve masum hayatları kurtarmak için büyük çaba sarf ediyorlar. Onlar bizimle koordineli değil, bağımsız bir şekilde kendi çalışmalarını yürütüyorlar.’’ sözleri ekrana yansımıştı.

Kimyasal saldırılar

Beyaz Miğferler aleyhindeki en ısrarlı iddialardan biri, ABD'nin Şam rejimine saldırma kararı almasını teşvik etmek için, Esed rejiminin kimyasal saldırılar düzenlediği iddiasının gerçeği yansıtmadığının savunulmasıydı. Bu iddialar araştırılıyor, ancak özellikle de kimyasal silah müfettişlerinin 2018'deki iddia edilen Duma saldırısına ilişkin raporuyla tartışmalar hâlihazırda da neticeye vardırılabilmiş değil. Fakat videodaki 2017 Han Seyhun kimyasal saldırısıyla ilgili bölüm, sârin gazı yoluyla çocukların katledilmesine ilişkin açıklamalarla izleyiciyi derinden üzüyor.

Program, İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın tüm insani çabalarıyla Beyaz Miğferleri yararlı bir propaganda aracı olarak gördüğünü söyleyen eski İngiliz Suriye büyükelçisi Peter Ford ile de bir röportaj içeriyor. (Ford, Esed'in kayınpederi tarafından kurulan İngiliz Suriye Cemiyeti'nin eş başkanıdır.)

Program, 2018 yılında İngiltere, Kanada, ABD ve İsrail arasında düzenlenen eşgüdümlü bir operasyonda yüzlerce Beyaz Miğferlerin İsrail üzerinden Suriye'den çıkarılmasını kapsıyor. Le Mesurier'in nişanlısı - aynı zamanda Mayday yönetmeni - çıkış operasyonunun iptal edilmesini sağlamak için kendilerine fon sağlayan üst düzey siyasi konukların katılıdığı kendi düğünlerini organize etti.

Sadece 400 Beyaz Miğferler üyesi bu çıkış operasyonunda başarılı oldu. Başarısız olanların çoğu ise şimdi hapiste tutuluyorlar. Artık tüm organizasyon doğrudan İsrail ile bağlantılı olarak görülüyordu ve şimdiye kadar yaptıkları her şeyin arkasında Siyonizmin gizli eli görülüyordu.

Ölümcül hata

Sonra Le Mesurier ölümcül bir hata yaptı. Ürdün'deyken Mayday hesabından 50 bin dolar aldı. 12 bin dolar harcadı ama geri kalanını İstanbul'a götürdü ve sahte bir makbuz verdi. Winberg'e göre bu bir panik eylemiydi.

Beyaz Miğferler'in Suriyeli lideri Raed Salah ile yapılan röportajda, kendisi beyaz bir ofiste dalgın bir figür olarak tanımlanıyor. Le Mesurier olaya dahil olmadan önce muhalif bölgelerdeki kurtarma ekiplerinin çalışmalarını sürdürebilmek için çok fazla efor arfetmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Onun Batı'dan milyonlarca dolar fon ve lojistik destek sağladığını da ekliyor. Rusya’nın bu grubu batılı bir propaganda örgütü olarak yaftalarken, onun sivil toplum gönüllüsü rolüne ekstra bir vurgu yaptığını söylüyor.

Salah röportajın devamında Le Mesurier için, ‘’2014'ten bu yana bulduğu fonlar vesilesiyle bize 140 milyon dolar kazandırmıştı, ancak halkın yüzü ve kurucusu olarak varlığı sorunluydu. "Askeri geçmişi, Orta Doğu'daki istihbarat şirketleri için çalışması, gösterişli beyaz İngilizliği her daim eleştiri konusuydu’’ diyor.

Mayday'ın üst düzey görevlilerinden Faruk Habib ise şunları ekliyor: "Bu katillere (Rusya ve rejim unsurlarını kastediyor) karşı kullanılacak kanıtları topladığımız için, eminim Ruslar bize yardım etmeye çalışan herhangi bir kişinin güvenilirliğini yok etmeye çalışacak."

Mali kabahat

Sonunda, video Mesurier’ün düşüşünün kendisine yönelik çeşitli komploları içeren iddialardan değil, şirketin hesaplarına dokunmasıyla suçlandığını gösteren gevşek mali yönetimden kaynaklandığını gösteriyor. (Fonların kötüye kullanılmasıyla ilgili başka suçlamalar da vardı. Winberg, düğünleri için geçici bir kredi aldığını söylüyor.)

Le Mesurier durumu meslektaşlarına izah etti, ancak bu, fon verenlerin güvenini baltalayarak şüpheye yol açtı. Hatta finans müdürü Johan Eleveld, onu mali suistimal nedeniyle hapse girebileceği konusunda uyardı. Birleşik Krallık Uluslararası Kalkınma Departmanı'nın talebi üzerine mali bir denetim talep edildi. Le Mesurier için bu bir felaketti.

Suçlamaların baskısı, aleyhindeki karalamalar ve örgüte verilen zarar, aşağı doğru bir sarmalın başlamasına neden oldu. Le Mesurier, kendisine ilaç reçetesi verilen bir hastane muayenesinden sonra Emma ile birlikte İstanbul'daki dairelerine döndü. Ertesi sabah binanın dışındaki sokakta ölü bulundu.

Çok geç

Grant Thornton'un Mayıs 2020'de yaptığı adli muhasebe soruşturması Le Mesurier için çok geçti, zira sağlanan finansal kaynağı onun kötüye kullandığına dair bir kanıt bulunamadı. ABD ve Kanada da 2019'da Beyaz Miğferlere doğrudan finansman sağlamaya başlamıştı. Ancak müfettişlerin raporu, “bir dizi finansal olayı yeniden inşa etmek zorunda kaldıklarını ve bu durumlarda kesinlik sağlayamadıklarını” söyledi. O zamana kadar da batıdan sağlanan finansman geri çekilmişti ve Mayday kısa süre sonra büyük darbe aldı.

Le Mesurier'in Beyaz Miğferlerle çalışması, Orta Doğu'daki Anglo-Amerikan bir İngiliz askeri olarak Büyük Krallığın savaşlarında yer alan bir korsan olmaya dayanan kariyerinin bir parçası oldu.

Le Mesurier, İngiltere'nin Arabistanlı Lawrence'tan Irak'ta Gertrude Bell'e, Umman'ın Sultan Kabuslarının iktidarı ele geçirmesine yardım eden "Beyaz Sultan" Timothy Landon'a kadar, Britanya'nın Ortadoğu ile uzun süreli ilişkisinde bir dizi figürden biri olarak tarihe geçti diyebiliriz.

Dizi, kendisini asil bir görev için bir vesile olarak gören, ancak sonunda kaçınılmaz bir şekilde parçası olduğu acı medya savaşına aldırış etmeden ikna edici, iyi bağlantılara sahip "havalı beyaz adam"ın sempatik bir portresini sunmak için elinden geleni yapıyor. Yaklaşık beş saat içinde, Le Mesurier ve Beyaz Miğferleri eleştirenlere kapsamlı bir şekilde yanıt vermeye çalışarak , zaman zaman kendisini tarihin bir resmedilişi olarak sergiliyor da denilebilir.

Sonuç olarak, Le Mesurier'in Beyaz Miğferler hikâyesine dahli, onu bölgedeki İngiliz jeopolitik çıkarlarının hizmetkârı olarak ifşa ederek, savaş ve yıkımın olduğu bir bölgede hayat kurtaran gönüllü bir insani grup olma imajını baltaladı.

*The Middleeast Eye haber ajansında Joe Gill tarafından kaleme alınan bu makale aslına sadık kalınarak, Hasan Nurhan Çelik tarafından ortadoguhaber.com adına tercüme edilmiştir.