Başbakan Kurti, sosyal medya hesabından Sırpça paylaştığı görüntülü mesajda, Kosova Merkez Bankasının (BQK) 1 Şubat’ta yürürlüğe giren yeni yönetmeliğine ilişkin Kosovalı Sırplara seslendi.
BQK’nın yönetmeliğinde Sırp dinarından bahsedilmediğini, nakit ödemeyle ilgili prosedürleri resmileştirdiğini belirten Kurti, "BQK’nin yönetmeliği, Sırbistan'ın Kosova'daki Sırp toplumuna mali yardımda bulunmasını yasaklamıyor. Aksi yöndeki herhangi bir iddia, etnik gerginlik yaratmaya yönelik sahte propagandadır." dedi.
Yönetmeliğin, Kosova'ya ithal edilen paraların şeffaflığını sağladığına dikkat çeken Kurti, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kosova, doları, poundu ve İsviçre frangını yasaklamadığı gibi Sırp dinarını da yasaklamadı. Tek fark, 1 Şubat'tan itibaren paraların herhangi bir demokratik ülkede olduğu gibi çuvallar içinde (Kosova ile Sırbistan arasındaki) sınırı geçememesi, avro cinsinden banka hesaplarından gelebilmesidir. Bu politika vatandaşları organize suç, silah kaçakçılığı ve kara para aklama tehditlerine karşı korur."
Sırpların Kosova’daki bankalarda ücretsiz olarak avro cinsinden hesap açabileceklerini hatırlatan Kurti, Sırbistan’ın da bu hesaplara kesinti olmadan avro cinsinden para gönderebileceğini vurguladı.
Yönetmelik 1 Şubat'ta yürürlüğe girdi
Kosova Merkez Bankasının (BQK), Kosova'da nakit ödeme işlemlerinde kullanılabilecek tek para biriminin avro olduğunu düzenleyen yönetmeliği 1 Şubat'ta yürürlüğe girmişti.
Avro, Kosova'da 2002'den bu yana tek resmi para birimi olarak kullanılsa da ülkede Sırpların çoğunlukta olduğu tüm yerleşim yerlerinde ödeme için Sırp dinarı kullanılıyordu. Ayrıca söz konusu bölgelerde Sırbistan'a ait kurumlarda çalışanların maaşları, emekli maaşları, sosyal yardımlar ve çocuk yardımları da Sırp dinarıyla ödeniyordu.
BQK'nin 1 Şubat'ta yürürlüğe giren yönetmeliğinin uygulanmasıyla ülkede Sırp dinarı kullanımının sonlanacağı belirtiliyor.
Kosova'nın Avrupa Entegrasyonu, Kalkınma ve Diyalogdan Sorumlu Birinci Başbakan Yardımcısı Besnik Bislimi, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, 1 Şubat'ta başlayan ve "geçiş aşaması" olarak adlandırdığı süreçte cezai tedbirlere değil, tamamen işletme ve vatandaşların bilgilendirilmesine odaklanacaklarını bildirmişti.
Batılı ülkeler, BQK'ye yönetmeliği uygulamayı askıya alması çağrısında bulunmuştu.