Lübnan'da Hariri suikasti kararı nasıl yankı bulacak?

Abone Ol

Karar, Birleşmiş Milletler tarafından 2007 yılında kurulan ve Lübnan Özel Mahkemesi olarak bilinen bir mahkeme tarafından bugün verilecek. 4 Ağustos'ta Beyrut'ta meydana gelen büyük patlamanın ülkenin ana limanını silip süpürmesi ve başkentteki çevre mahallelerin ağır hasar görmesi sonucu 170'ten fazla kişinin hayatını kaybetmişti. Bu yüzden de mahkeme iki hafta ertelenmişti.

Şüpheliler, İran'ın desteklediği güçlü Şii grup Hizbullah'ın, olaya karıştığını inkar eden ve kimseyi ele vermeyeceğine yemin eden dört üyesiydi. Beşin üyeyse Suriye’de Esed tarafında savaşırken öldürüldü.

Bu ay meydana gelen yıkıcı patlamanın, Lübnan’ın parçalanmış siyaseti üzerindeki etkisine ışık tuttuktan sonra, duruşmalar Hizbullah'ın rolü konusunda ulusal bir hesaplaşmaya neden olabilir.

Analistler, sürekli güvenlik uyarılarına rağmen yıllarca rıhtımda binlerce ton amonyum nitrat bırakan yolsuzluktan ve kötü yönetimden ötürü Hizbullah da dahil olmak üzere siyasi elit kesimi bir araya getirdiler.

Hizbullah ayrıca, ABD yaptırımlarının fon kaynaklarını daraltmasıyla birlikte ağır uluslararası baskı altına girdi. ABD ve Körfez ülkeleri tarafından terörist grup olarak kara listeye alındı. Mahkemenin cinayetin arkasındaki taraf olarak Hizbullah'ın adını resmi olarak anacak mı ya da sanıkları cezalandıracak mı, belli değil.

Adil Anlaşma

Bloomberg'in haberine göre; Beyrut merkezli Levant Enstitüsü başkanı Sami Nader, "Sunulacak adalet, Lübnan toplulukları arasında adil ve eşitlikçi bir anlaşmanın temelini atmanın yolunu açmalıdır." dedi. "Hizbullah, ülkedeki yaşamın her alanında üstünlük sağladı ve bunu bir geçiş süreciyle değiştirmenin zamanı geldi."

Dört kez başbakan seçilen ve milyarder olan Hariri, 1990'da 15 yıllık iç savaşın sona ermesinin ardından Beyrut'un milyarlarca dolarlık yeniden yapılanmasının yürütücüsü oldu ve ülkenin en önde gelen Sünni figürü oldu.

Ancak kanlı mezhep savaşının ardından başlayan Suriye'nin vesayeti altında Hariri, Esad'ın Lübnan'daki politikalarına karşı sesini yükseltti.

14 Şubat 2005'te Hariri, Beyrut'ta yaklaşık bin kilogram TNT'den oluşan bir bombayla öldürüldü. Eski Fransa cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Suudi kraliyet ailesi ile yakın bağları olduğu için tüm dünyada şok dalgası yarattı.

Suriye'nin Lübnan'daki varlığını eleştirenler, Esad'ı Hariri'nin öldürülmesinden sorumlu tuttu. Suikasttan birkaç gün sonra başlayan büyük protestolar, nihayetinde Suriye birliklerinin geri çekilmesine yol açtı.

Suriye'nin Lübnan'daki varlığını eleştirenler Hariri'nin öldürülmesinden Esad'ı suçladı. Suikasttan birkaç gün sonra başlayan kitlesel protestolar sonunda Suriye askerlerinin geri çekilmesine yol açtı.

Şubat ayındaki patlamanın ardından gazeteciler ve milletvekillerinin yanı sıra askeri isimlere yönelik bir dizi cinayet ve suikast girişimleri de oldu.

Mahkemede Hesaplaşma

Bugün karar verecek olan mahkeme Lübnanlı ve yabancı yargıçlarından oluşacak. Dört Hizbullah üyesini terör eylemi yapmakla yargılayacaklar.

Bunlardan biri ayrıca Hariri'yi ve patlamada patlayıcı maddeler kullanarak ölen 21 kişiyi kasten öldürmekle suçlanıyor. Savunma avukatları, savcılığın cinayetin arkasında herhangi bir sebep gösteremediğini belirterek, suikast sırasında Hariri ve Hizbullah'ın iyi ilişkiler içinde olduğunu savunuyor.

Sükunet çağrıları şimdiden çoğalmaya başladı. Hariri'nin milyarder oğullarından biri olan Bahaa, Lübnan'ı korumak için kendini sınırlayarak fevri tavırlardan kaçınıyor.

Hizbullah, mahkemeden aleyhine bir karar beklese de geri adım atmama sözü verdi.

Grup başkanı Hasan Nasrallah televizyonda yaptığı konuşmada, "Kardeşlerimizden biri beklediğimiz gibi haksız bir karara maruz kalırsa, masumiyetine inancımız devam edecek." dedi. "Önemli olan şu ki, Lübnanlılar olarak, bazılarının uluslararası mahkemeden ve kararlarından faydalanarak direnişi ve Hizbullah'ı hedef alacağını bilmeliyiz."

Çeviri: Burak Çelik