Bettel, Belçika'nın başkenti Brüksel’de düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Uluslararası hukukun kurallarına herhangi bir ülkenin saygı göstermemesi halinde bunların önemini yitirdiğini vurgulayan Bettel, "Her şey iyi ve yolunda giderken tüm (uluslararası hukuk) kurallara sahibiz ama bunlar bizim için sorun olduğunda sanki kurallar yokmuş gibi davranıyoruz." dedi.
Bettel, AB'nin UAD'nin "Gazze Şeridi'ndeki Refah şehrine saldırıların durdurulması" kararına uymayan İsrail'e yönelik harekete geçmemesi durumunda "çok havlayan ama ısırmayan bir köpek" gibi olacağı yorumunu yaparak, şunları kaydetti:
"Eğer buna yapamazsak, o zaman bir köpek gibiyiz: Çok havlıyoruz ama ısırmıyoruz. Dişi olmayan bir köpeğe benzeriz. Sadece havlar, havlar ve havlarsak ama ısırmazsak verdiğimiz görüntü budur. Bazen de sonuçlarına katlanmamız gerekir."
AB'nin İsrail'e karşı harekete geçmesi için oybirliğine ihtiyaç olduğuna işaret eden Bettel, her üye ülkenin İsrail ile farklı ilişki dinamiklerine sahip olmasının bu durumu zorlaştırdığını vurguladı.
Bettel, İsrail'e ilk olarak ültimatom verilmesi, ardından ise yaptırım uygulanması gerektiğini aktararak, "Eğer ben karar veriyor olsaydım, bir ültimatom verip 'Bunu yerine getirmeniz için 5 gün, bir hafta ya da en fazla 10 günlük bir süreniz var ve eğer yerine getirmezseniz, yaptırımlara başvurmak zorunda kalırız.' derdim." diye konuştu.
Ülkesinin Filistin devletini tanıyıp tanımayacağına ilişkin soruya yanıt veren Bettel, "Daha fazla etkisi olması için biraz daha beklemeyi tercih ediyorum ama bunu yapacağız çünkü Filistin'in tanınmaya hakkı var." şeklinde konuştu.
Bettel, Filistin devletini birkaç ülkeden ziyade daha geniş çaplı bir tanımanın daha önemli olduğunu dile getirerek, "İsrailliler de bunun sadece bir ya da iki Avrupa ülkesiyle sınırlı olmadığını, Filistin'in hakkı olduğunu düşünen tüm dünya olduğunu anlayacaktır." ifadelerini kullandı
