Söz konusu mektup; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümetini İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (UDHR), Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi (ICCPR) ve Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi gibi temel BM sözleşmelerinin ihlal edildiği yönündeki iddialardan sorumlu tutuyor.
Fransa'nın Müslümanlara yönelik düşmanlığının tarihine değinen 28 sayfalık şikayetl mektubu, adli belgelerle Fransa devletinin ‘yapısal İslamofobi ve Müslümanlara karşı ayrımcılığı’nın nasıl artırdığını ortaya koyuyor.
Hukuki kurumlar ve insan hakları örgütlerinin raporlarını içeren uzun şikayet listesinde, Fransa'nın "polislik faaliyetleri ve yargı alanında İslamofobiyi güçlendiren siyasi şiddet eylemlerinin istismarı ile çocukların özgürlüklerinin ihlal edildiği iddia ediliyor.
Şikayet mektubunda, özellikle Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olarak Müslüman çocukların hedef alındığı ve Macron liderliğindeki Fransa ‘ayrımcı bir gündeme’ sahip olmakla itham ediliyor.
Mektupta, Macron'un ‘Müslüman ayrılıkçılığı’ dediği kavramla başa çıkılması yönündeki tartışmalı planı kınandı. Fransız Cumhurbaşkanı, Ekim ayında açıkladığı planın ana hatlarını çizerek, "İslam'ın tüm dünyada kriz içinde olan bir din olduğunu" iddia etmiş ve "cumhuriyeti ve değerlerini savunmak" için yeni tedbirler alacağı sözünü vermişti.
Macron’un bu konuşması büyük öfkeye neden olurken, bazı ülkelerde Fransız malları boykot edilmiş, insan hakları grupları Macron’u bölücü bir dil kullanmak ve aşırı sağcı bir tutumla Araplar ve Müslümanlara yönelik ayrımcı politikalara sahip olmakla suçlamıştı.
Mektupta BM, Fransa'nın UDHR ve ICCPR ile ayrımcılık ve ırkçılık yasağına ilişkin her yönergeyi onaylamasını ve uygulamasını sağlamaya çağırılıyor. Mektup ayrıca Fransa'yı, yasaları uygulamaya veya yürürlükten kaldırmaya, ayrımcılığı yasaklamaya ve din temelli hoşgörüsüzlükle mücadele için önlem almaya çağırıyor.
Mektubun imzacısı olan İngiltere merkezli haklar grubu MPACUK’un ortak girişime ilişkin yaptığı açıklamasında, "Macron ve yönetiminin Fransız Müslüman vatandaşları üzerinde uyguladığı devlet onaylı İslamofobi ancak ‘acımasız ve benzeri görülmemiş’ olarak tanımlanabilir. Kuşkusuz bu Avrupa'daki İslam karşıtlarını cesaretlendiriyor ve 20 yıllık İslamofobinin darbesiyle karşı karşıya kalan topluluklara yönelik zulmü derinleştiriyor." denildi.
Bir diğer imza sahibi kuruluş olan CAGE, "Fransa, son aylarda devlet tarafından uygulanan İslamofobi'nin şok edici örneklerine tanık oldu. Camilerin, Müslüman okullarının, Müslümanların önderliğindeki hayır kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının kapanması hızlandırıldı. BM sözleşmelerine imza atan Fransa'nın uluslararası hak ve yükümlülüklerini bu kadar açık bir şekilde ihlal etmesine izin verilemez ve tüm bu olanlara rağmen kendini 'özgürlük ülkesi' olarak sunamaz." ifadeleri kullanıldı.