Hz. Muhammed’e yönelik hakaretlere karşı düzenlediği barışçıl protestolar nedeniyle “terör” suçlamalarıyla cezaevine konulan Usmani, ailesine gönderdiği mesajlarla yaşadığı insanlık dışı koşulları duyurmaya çalışıyor.
Bin Günlük Hücre Cezası: Zulüm ve İşkence
Usmani’nin kardeşi Meazuddin, Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada, ağabeyinin Gujarat eyaletindeki Sabarmati Hapishanesi’nde zorlu koşullar altında hayatta kalmaya çalıştığını belirtti. Kardeşine yapılan kötü muameleyi şu sözlerle anlattı:
“Ağabeyim, pis ve dar bir hücrede tek başına tutuluyor. Orada hiçbir hijyenik koşul yok. Bırakın bir yatak veya sandalye, düzgün oturabileceği bir alan bile verilmedi. Namazını, kırık bir tuvalet kapağı üzerinde kılmak zorunda kaldı. Sağlığı günden güne kötüleşti, hareket edemez hale geldi.”
Cinayet ve Terör Suçlamalarıyla Yargılanıyor
Kamer Gani Usmani, Hindistan’da bir Hindu liderin Hz. Muhammed’e hakaret içeren sözlerine karşı sosyal medya üzerinden tepki göstermişti. Ancak Hindu liderin şüpheli bir şekilde öldürülmesinin ardından, polis Usmani’yi “terör ve cinayete teşvik” suçlamalarıyla tutukladı. Meazuddin, kardeşinin herhangi bir şiddet eylemine karışmadığını, barışçıl protestolar dışında hiçbir şey yapmadığını belirtiyor.
Hindistan’da Müslümanlara Çifte Standart
Usmani, Hindistan Cumhurbaşkanı Draupadi Murmu’ya yazdığı mektupta, ülkedeki Müslümanlara yönelik baskıyı eleştirerek, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin politikalarına sert tepki gösterdi:
“Bir yandan Modi, İslam ülkelerinden ödüller alırken, diğer yandan Hindistan’da Müslümanlar sistematik bir baskıya maruz kalıyor. İslam’a ve Hz. Muhammed’e hakaret eden Hindu liderler yargılanmadan serbest bırakılırken, onlara itiraz eden Müslümanlar yıllarca hapiste tutuluyor.”
Usmani, İslam’a hakaret eden Hindu liderlerin ifadelerinin açık bir nefret suçu olmasına rağmen, onlara sadece sembolik cezalar verildiğini belirtiyor. Öte yandan, bu söylemleri eleştiren Müslümanlar haksız yere uzun yıllar hapiste tutuluyor.
Hapishanede Sağlık İhmali ve Açlık Grevi
Sabarmati Cezaevi’nde üç yıl boyunca tecrit hücresinde tutulan Usmani, burada kötü muameleye maruz kaldığını ve bir kez kalp krizi geçirdiğini belirtti. Ailesi, cezaevi yönetiminin kasıtlı olarak Usmani’ye sağlık hizmeti sağlamadığını ve tıbbi raporların manipüle edilerek serbest bırakılmasının engellendiğini söylüyor.
Durumunun giderek kötüleşmesine rağmen, Usmani son olarak Hindu aşırılıkçıların İslam’a yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla açlık grevine başladı. Kardeşi Meazuddin, Usmani’nin sağlık durumunun zaten kritik olduğunu ve açlık grevinin onu daha da kötüleştirebileceğinden endişe duyduklarını ifade etti.
Ailesinin Dramı: Zorla Ayrılık ve Zulüm
Meazuddin, ailesinin yaşadığı sıkıntıları da dile getirerek, yeğenlerinin babasız büyüdüğünü, Usmani’nin eşi ve çocuklarının büyük baskılar nedeniyle başka bir şehre taşınmak zorunda kaldığını söyledi.
“Ağabeyimin 14 yaşındaki oğlu Kur’an eğitimi alıyor, 10 yaşındaki kızı ise bizimle yaşıyor. Annesini büyükannesinin yanına göndermek zorunda kaldık, çünkü Hindistan polisi sürekli ailemize baskı yapıyor.”
Adalet Umudu Zayıf
Kamer Gani Usmani’nin avukatları ve ailesi, mahkemeye yaptığı kefalet başvurularının sürekli reddedildiğini ve davanın siyasi bir baskı aracı olarak kullanıldığını savunuyor. Hindistan’daki Müslüman toplum ve uluslararası insan hakları örgütleri, Usmani’nin serbest bırakılması için çağrıda bulunuyor. Ancak Modi hükümetinin Müslümanlara yönelik sert politikaları nedeniyle bu çağrıların karşılık bulup bulmayacağı belirsizliğini koruyor.
Bu dava, Hindistan’da dini ve etnik azınlıklara yönelik baskının boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.