Filistin kadın Ebu Lubde, Nekbe'nin 76. yıldönümünde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği kara saldırıları üzerine ailesinin yeniden yerinden edilmesiyle birlikte eski anılarını acı ve üzüntüyle anlattı.
Artan uluslararası uyarılara rağmen, İsrail ordusu, havadan bombaladığı Refah kentine karadan da saldırı başlatınca Filistinliler, 76 yıl önceki Nekbe felaketini de aşan şiddette trajik bir süreçle karşı karşıya kaldı.
Binlerce Filistinli Refah şehrinin merkezinden Gazze Şeridi'nin batı bölgelerine zorla göç ettirilirken, birçok aile yollara ve kaldırımlara tahta ve naylon torba gibi basit malzeme ve ekipmanlardan yapılmış çadırlar kurmak zorunda kaldı.
Filistinliler, İsrail'in 14 Mayıs 1948'de, işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutması nedeniyle 15 Mayıs'ı "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak anıyor.
İsrail güçleri "Nekbe" sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi zorla topraklarından çıkararak sürgün ettirdi. Filistinlilere ait 675 köy ve kasaba yok edildi, binlerce Filistinli ise öldürüldü.
"Nekbe" nedeniyle halihazırda Filistinlilerin yüzde 80'i dünyanın farklı yerlerinde mülteci olarak yaşıyor.
Saldırılar daha şiddetli
Ebu Lubde, İsrail'in Gazze'deki mevcut saldırılarının tarif edilemez büyük acılar içeren korkunçlukta ve Nekbe'den daha şiddetli olduğuna dikkati çekti.
Filistinli kadın, Filistin topraklarına bağlılığını teyit ederek, "İsrail'in Gazze saldırıları Nekbe'den daha acımasız ancak topraklarımızı terk etmeyeceğiz." dedi.
Yaşlı kadın Ebu Lubde, tarihte Filistin'e bağlı olan Yibna şehrinde dünyaya geldi. 1948'de Nekbe onu ve ailesini evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda bıraktığında henüz 6 yaşındaydı.
Gazze'de bugün yaşananları Nekbe'ye benzeten Ebu Lubde, "Evlerimiz büyüktü ve babam tarım işi yapıyordu. Bahçelerimizi ektik ama Yahudiler gelip her şeyi ele geçirdi. Bizim için hayatın ta kendisi anlamına gelen tarım topraklarını bırakıp gitmek zorunda kaldık." ifadelerini kullandı.
Ebu Lubde, Nekbe'nin yaşanması üzerine topraklarını terk ettiklerini ve acı üstüne acı yaşadıklarını anlatarak, bir dönem Aşdod bir dönem de Mecdal kentlerinde yaşadıktan sonra saldırılara maruz kalmaktan kurtulamayarak Gazze Şeridi'ne yerleştiklerini ifade etti.
Ebu Lubde, duygularını şu şekilde ifade etti:
"1948'de bir kez yerinden edildik ve bir daha Gazze Şeridi'nden sürülmeyi kabul etmeyeceğiz. İsrail bizi bombalamalarla, korkutmalarla evlerimizden kovdu. Bu katliamları yaşayan çocukların ve kadınların suçu nedir?"
Anılar onunla beraber yaşıyor
Nekbe tanığı Ebu Lubde, "Savaş ve saldırı anıları hafızamda hala taze. Sürekli korku içinde yaşadık. Şimdi bile o anları tüm detaylarıyla hatırlıyorum." ifadelerini kullandı.
Büyük bir yıkımın yaşandığı Gazze'de ve İsrail'de de güvenli bir bölge olmadığını söyleyen Ebu Lubde, "Şimdi nereye gidiyoruz? Burası bizim ülkemiz ve biz ayrılmayacağız, göç etmeyeceğiz." dedi.
İsrail'in genç erkekleri ve kadınları öldürdüğünü, çocukları yetim bıraktığını kaydeden Ebu Lubde, "İsrail yaşlıya da gence de merhamet etmedi. Savaşlardan yorulduk. İsrail her yıl savaş çıkarıyor ve biz daha acısını üzerimizden atmadan, başka, daha sert bir savaşı başlatıyor." diye konuştu.
Gazze Şeridi'nde Filistinlilere karşı işlenen "soykırım" suçlarına karşı Arap ülkelerindeki ve uluslararası alandaki eylemsizliği esefle karşıladığını belirten Ebu Lubde, İsrail saldırılarının acilen durdurulmasını ve Filistinlilere yardım yapılmasını talep etti.
Tüm zorluklara rağmen umudunu kaybetmeyen Fevziye Ebu Lubde, Filistin halkının kendi topraklarında barış içinde yaşama hakkını vurguladı.