Filistin-İsrail ortak yapımı olan ve Oscar adayı "No Other Land", belgesel olmanın yanı sıra, işgal altındaki topraklardan yükselen bir feryat olarak nitelendiriliyor. Ancak bu ses, dünya sahnesine taşınmadan bastırılmak isteniyor.
74. Berlin Film Festivali'nde En İyi Belgesel ödülüne layık görülen film, Filistinli Basel Adra ve İsrailli Yuval Abraham'ın öncülüğünde, Batı Şeria’daki Masafer Yatta bölgesinde yaşanan insanlık dramını gözler önüne seriyor. İsrail'in askeri bölge ilan ettiği bu topraklarda, yüzlerce Filistinli aile evlerinden koparılıyor, yüzyıllardır yaşadıkları köyler dozerlerle yerle bir ediliyor.
Ödüllü bu belgesel, çeşitli kısıtlamalarla dünya kamuoyundan sessizce silinmek isteniyor.
Tehditler ve boykot
Film, Berlin’deki ödül konuşmasında, yönetmenlerin İsrail’in işgal politikalarını açıkça eleştirmesiyle dikkat çekti. Abraham, sahnede şu sözleri dile getirdi:
"Masafer Yatta’da ev yıkımları devam ederken, bu ödülün sessizliğe bir cevap olmasını diliyorum. Filistinliler yok sayılıyor, ama biz buna seyirci kalmayacağız."
Bu sözler toplumun büyük bir kısmı tarafından alkışlanırken, tehditlerle de karşılık buldu. Abraham, her gün ölüm tehditleri aldığını, ailesinin de hedef haline geldiğini açıkladı. Filmin diğer yönetmenleri de benzer baskılarla karşı karşıya olduklarını açıkladı.
Sessiz ambargo
Tehdit ve baskıların yanı sıra, film, uluslararası dağıtımcı bulmakta da ciddi engellerle karşılaşıyor.
ABD ve Avrupa'daki birçok dağıtım şirketi, siyasi baskılar nedeniyle projeye mesafeli duruyor. Sinema salonları, gerçeklerin duyurulmasını engellemek için sessiz bir ambargo uyguluyor.
Ambargonun sebebi 14 Yaşındaki Abdullah el-Yazuri
BBC, İsrail'in baskıları sonucu belgeselde konuşan 14 yaşındaki Abdullah el-Yazuri nedeniyle filmi yayından kaldırdı. Gerekçe olarak, Abdullah'ın Hamas yönetimindeki Filistin Tarım Bakan Yardımcısı Eymen el-Yazuri'nin oğlu olması gösterildi.
Ancak, bu kararın ardındaki gerçeğim, siyasi bir karalamadan öteye gitmediği ortaya çıktı.
El-Yazuri, eğitimini İngiltere’de tamamlamış, Birleşik Arap Emirlikleri hükümeti için çalışmış, akademik yönüyle tanınan bir isim. Buna rağmen İsrail'in Londra Büyükelçisi ve 45 Yahudi gazetecinin İngiliz yetkililere yazdığı baskı mektubu, el-Yazuri'yi "terörist lideri" olarak tanımladı.
