Bu yılın ilk 9 ayında toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 962 bin 18, otomobil üretimi ise paralel seyrederek 571 bin 6 seviyesinde gerçekleşti.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), ocak-eylül dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı.

Buna göre, yılın ilk 9 ayında toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 962 bin 18, otomobil üretimi ise paralel seyrederek 571 bin 6 adet olarak gerçekleşti.

Traktör üretiminde toplam üretim ise 996 bin 926 adede ulaştı.

Ocak-eylül döneminde ticari araç üretimi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artış gösterdi.

Bu dönemde, ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 33 artarken, hafif ticari araç grubunda üretim yüzde 10 yükseldi. Sözkonusu dönemde otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 66 olarak gerçekleşti.

Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 66, kamyon grubunda yüzde 85, otobüs-midibüs grubunda yüzde 36 ve traktörde yüzde 62 seviyesinde tespit edildi.

Otomotiv ihracatı 2021'e göre yüzde 5 arttı

Ocak-eylül döneminde otomotiv ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 2 artarak 687 bin 966 olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde, otomobil ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 azalırken, ticari araç ihracatı yüzde 8 arttı. Traktör ihracatı ise 2021 yılına göre yüzde 11 artarak 13 bin 331 olarak gerçekleşti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı, 2022 yılı ocak-eylül döneminde yüzde 12 pay ile sektörel ihracat sıralamasında ikinci sırada yer aldı.

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) verilerine göre de ocak-eylül döneminde toplam otomotiv ihracatı, 2021 yılına göre yüzde 5 artarak 22,6 milyar dolar oldu. Avro bazında ise yüzde 18 artarak 21,3 milyar avro seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 2, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 8 arttı.

"Müşteri var, araç almak istiyor fakat finansman sağlayamıyorlar"

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, Ocak-eylül dönemine ait otomotiv üretim ve ihracat adetlerine ilişkin OSD tarafından İstanbul’da bir basın toplantısı düzenlendi.

Türkiye’de yenilenmesi gereken kurumsal müşterinin araç parkı olduğuna dikkati çeken Eroldu, "Şimdi de müşteri var, araç almak istiyor fakat finansman sağlayamıyor. O, otomotiv sanayinin önünde ciddi bir engel olarak duruyor. Diğer taraftan ağır vasıtayı az evvel de söyledim, özellikle otobüs işinde yine benzer bir durum. Çünkü otobüs işinde kurumsal müşteriler var, talep var, ihtiyaç var fakat finansmanda sorun var." dedi.

- "ÖTV konusunda matrahın güncellenmesine ihtiyaç var"

ÖTV konusunda matrahın güncellenmesine ihtiyaç olduğunu dile getiren Eroldu, "Fakat böyle bir değişikliğin de olacağını ben beklemiyorum ama tabii sonuçta bu söylentiler, bu konuşmalar da iç piyasaya zarar veriyor bir yerde. Çünkü bunları dikkate alarak bazı müşterilerde erteleme kararları olabiliyor. Bu mutlaka yönetmemiz gereken bir konu. Şimdi tabii ihraç pazarlarındaki bu talep daralması riskine karşılık bizim muhakkak otomotiv sanayini korumak anlamında, otomotiv sanayinin yarattığı istihdam, otomotiv sanayinin yarattığı ihracat, katma değeri korumak anlamında yukarıdaki maddelerle iç piyasanın desteklenmesi bizce son derece önemli bir yer teşkil ediyor." açıklamasında bulundu.

Kendileri için bir diğer önemli konunun da tedarik kaynaklı olduğunu aktaran Eroldu, "Özellikle bu ağır vasıta, kamyon ve otobüs tarafımızda önemli çünkü tedarik kaynaklı gecikmeler de teslimat sürelerinde sorunlara yol açabiliyor. Maalesef bu da aslında bu dönemde yönetmemiz gereken bir konu. Tabii ki özellikle ihalelere girildiği zaman ağır vasıta işlerinde, teklif vermek gittikçe zorlaşıyor artık. Siz 3-6 ay sonrasına döviz bazlı da teklif verseniz gene de oldukça zorluk içeren bir konu. Yani bu da otomotiv sanayini bugün zorlayan unsurlardan bir tanesi." diye konuştu.

OSD Başkanı Eroldu, yıl sonu tahminlerine ilişkin ise şunları paylaştı:

"Biz aslında ocak-mayıs-ekim benzer tahminlerdeyiz. Son mayıs ayındaki tahminimize göre bir miktar üyelerimizden gelen bilgiye göre bir miktar azalma olacağı yönünde beklentimiz mevcut. Bizim 1 milyon 70 bin adet ile 1 milyon 140 bin adet arası ihracat öngörümüz vardı. Sizlerle son toplantıda paylamıştık. Şimdi onları 40’ar bin, 30’ar bin tane azaltıyoruz ama yine de şuna dikkati çekmek istiyorum, baktığımız zaman yine geçen seneye göre yüzde 11 ile yüzde 17 arasında bir artış gösteriyor ki ilk 9 ayda da ihracatta iki buçukluk artışımız var. Bu demek ki son çeyrekte bulunurluğun ve ihracatın daha fazla olacağı göstergesi."

Avrupa'da elektrikli üretimin artmasıyla içten yanmalı araç üretiminin Türkiye'ye kaydırılması ihtimaline yönelik bir soruyu yanıtlayan Eroldu, "Olabilir. Çünkü dediğim gibi otomotiv dünyası yalnızca Batı Avrupa pazarından oluşmuyor. Yani bugün mesela Avrupa’daki 27 ülkeye baktığınız zaman, Doğu Avrupa ülkelerindeki penetrasyon seviyesi de Türkiye’den çok farklı değil sonuçta. Bugün bir Romanya’da veya Bulgaristan’da veya Doğu Avrupa ülkelerinde de milli gelir Avrupa ortalamasının altında olan ülkelerde de aslında elektrifikasyon penetrasyonu çok zayıf." ifadelerini kullandı.

"Türkiye’de doğal gaz ve elektrik fiyatlarının Avrupa’ya göre ucuz"

Cengiz Eroldu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Türkiye’de doğal gaz ve elektrik fiyatlarının Avrupa’ya göre ucuz olduğunu belirten Eroldu, şunları kaydetti:

"Herkes bir yandan şikayet ediyor ama hep de şikayet etmemek lazım. Hem sanayide hem evlerde kullanan enerjide tabii ki artış var ama biz Avrupa’nın belli ülkelerine göre üçte bir seviyedeyiz, belli ülkelerine göre yarı seviyedeyiz. Avrupa ülkelerindeki bu durum Türkiye’ye aslında göreceli olarak bir rekabet avantajı sunuyor. Belli yan sanayi işlerimiz de öyle. Mesela bugün cam için de büyük bir rekabet avantajı sağlıyor, zira cam üretiminde enerji kalemi çok önemli. Dolayısıyla tabii ki otomotivde bir maliyet artışı görece olarak daha az bir artışı var. Tabii ki bunun yüzde 1 seviyelerinde olan enerji payı yüzde 3-4 seviyelerine çıktı. O da yansıyacak fiyatlara ama yüksek mertebe değil."

"Türkiye olarak pozitif ayrışıyoruz"

Merkez Bankası’nın "Dünya’da resesyonun konuşulmadığı tek ülke Türkiye" açıklamasını değerlendiren Eroldu, "Biz şimdi tüm bu olan bitene baktığımız zaman, Türkiye olarak pozitif ayrışıyoruz şu anda. Baktığımız zaman enerjide bir darboğaz beklentimiz yok. O veya bu sebepten dolayı Türkiye bunu iyi yönetiyor. Yani diğer taraftan da düşük faiz politikası aslında talebi tetikliyor. Bugün biz faizleri enflasyon seviyesine çıkarsak gayrimenkul yatırım amacından çıkar. Bu sefer iç talepte büyük bir daralma olur. Yani o açılardan baktığınız zaman Türkiye’de bir pozitif ayrışım var." dedi.

Yatırım amaçlı satın almaların her ay azaldığını vurgulayan Eroldu, "Şimdilerde daha çok ihtiyaç amaçlı satın alma var. Kurumsal müşterilerin ihtiyacı var şu anda ama finansmana erişimden dolayı alamıyorlar. Ama bu ihtiyaç amaçlı, orada bir yatırım amacı yok. Ama şimdi yine şunun altını çizeceğim. Tabii otomotiv sanayi rakamlarını gördük yani Türkiye’nin mobilite ihtiyacının yarısını karşılıyor aşağı yukarı. Özellikle belli yerlerde çok büyük kısmını..." ifadelerini kullandı.

"Uzak Doğu'da yaptırdıkları üretimleri Türkiye'ye taşımak istiyorlar"

Tedarik zincirinde bir yer değiştirme durumu olduğunu dile getiren Eroldu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şimdi Uzak Doğu üretim merkezlerinden Türkiye’ye yönelik bir hareket var. Bunu aslında gözlemliyoruz. Geçen gün ben İtalya Ticaret Odası’yla konuşuyordum. Mesela Türkiye’ye gelen, gelmek isteyen İtalyan firması sayısında artış var son zamanlarda. Çünkü Uzak Doğu’da yaptırdıkları üretimleri Türkiye’ye taşımak istiyorlar. Şimdi dolayısıyla öyle bir boyutu var. Yani Türkiye’nin o açıdan yatırım çekmeye çok uygun bir konjonktürü var. Fakat Türkiye’nin zorluğu da şurada, şimdi CDS’lerin bu kadar yüksek olduğu bir yerde de yurt dışı borçlanma maliyetleri çok fazla.

Bence yatırımın önündeki en önemli engellerden biri, Türkiye’nin borçlanması. Finansal maliyetlerin çok artmış olması. Bugün gidip çift dijitli döviz bazında borçlanmak her sektörün yapabileceği bir şey değil. Genelde büyük resme baktığımız zaman burada bence çok ciddi bir pazar var. Kimse bu pazarı bırakmaz, bırakmak istemez. Ama yatırımların bence ertelenmesinde, gecikmesinde yine finansman konusu ön plana çıkacak diye düşünüyorum."