Son yıllarda yerli ve milli savunma sanayinde çok önemli başarılara imza atan Türkiye’nin bu alandaki en kritik unsurlarından biri hiç şüphesiz silahlı ve silahsız insansız hava araçları…
Parası ödenmesine rağmen gelmeyen, en ihtiyaç duyulan anlarda satışı yapılmayan İHA’ları yerli ve milli olarak yapmak için kolları sıvayan Türkiye kısa sürede çok büyük yol kat etti. Öyle ki bugün gelinen noktada Türk SİHA’ları kendi klasmanlarında dünyanın en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor.
Terörle mücadeledeki katkılarını Suriye’deki harekatlarda perçinleyen Türk SİHA’ları Irak, Libya, Ukrayna ve Azerbaycan gibi yerlerde rüştünü tam anlamıyla ispat etti. Ve tüm bunların sonunda Türkiye’nin yerli-milli SİHA’ları çok önemli bir ihracat kalemi olma başarısına ulaştı.
ANKA, sahip olduğu imkan ve kabiliyetlerle kendi alanının en iyilerinden biri kabul ediliyor
ANKA’lar ilk kez ihraç edildi
Geçtiğimiz günlerde Tunus Savunma Bakanlığı, ANKA-S İHA alımı için TUSAŞ ile sözleşme imzaladığını duyurdu. Anlaşma, 3 adet ANKA-S İHA ve 3 adet yer kontrol istasyonunun teslimi ile 52 Tunus Hava Kuvvetleri personelinin eğitimini kapsıyor. İhracatın 80 milyon dolar tutarında olduğu belirtildi.
Savunma Sanayi Araştırmacısı Anıl Şahin’e göre bu ihracat bir ‘ilk’ olmasının ötesinde gelecek dönemler için de son derece önemli bir kilometre taşı olabilir.
ANKA’nın Türkiye tarafından geliştirilen ve aktif kullanımdaki en fazla faydalı yük kapasitesine sahip insansız hava aracı olduğunu söyleyen Şahin, “Söz konusu platformun halihazırda ANKA-A, ANKA-B, ANKA-S ve ANKA-I olmak üzere dört farklı konfigürasyonu var. Datalink üzerinden kontrol edilen ANKA-B, uydu üzerinden kontrol edilen ANKA-S ve MİT için geliştirilen ANKA-I, aktif olarak kullanılıyor” dedi.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin
ANKA’nın ihtiyaç duyduğu sistemlerin de satışı gerçekleşti
TUSAŞ’ın ANKA İHA ailesinde ilk ihracat başarısını uydudan kontrol özelliği ile öne çıkan ANKA-S üzerinden kazandığına işaret eden Şahin’in üzerinde durduğu bir diğer nokta ise platforma ait alt sistemler...
“ANKA-S uydudan kontrol edildiği için bu sistemin yanında çok çeşitli haberleşme sistemleri de ihraç edildi Tunus’a” diyen Şahin, daha önce bu tipte bir İHA kullanmayan Tunus Hava Kuvvetlerinin ANKA-S ile önemli bir alt yapıya da sahip olacağının altını çizdi.
Kısa sürede önemli başarılar kazanıldı
Türkiye’nin İsrail’den HERON tedarikinde son derece manidar sıkıntılar yaşadığını, 2010 yılında ise ABD’den İHA talep eden ancak satın alamayan, ABD Kongresi tarafından İHA almasına izin verilmeyen bir ülke konumunda bulunduğunu hatırlatan Anıl Şahin, şöyle devam etti:
“Bakıldı ki olacak gibi değil o zaman ‘göbeğimizin bağını kendimiz keseriz’ anlayışıyla hareket edildi ve kollar sıvandı. Kısa sürede çok başarılı Ar-Ge faaliyetleri yürütüldü ve özellikle 2014 yılından itibaren milli sistemler kullanıma alınmaya başlandı.
ANKA, Bayraktar TB2 ve KARAYEL tipi Türk SİHA’ları, Türk güvenlik birimlerine ek olarak; Katar, Ukrayna, Libya, Azerbaycan ve Suudi Arabistan tarafından aktif olarak kullanılıyor. Son olarak da Tunus, ANKA-S tedarik ediyor.”
Sahada kendilerini ispat ettiler
Araştırmacı Şahin, gerçekleştirdiği başarılı harekatlara ek olarak Türk SİHA’ların, 5-6 senelik nispeten kısa bir zaman diliminde 6 önemli ihracat başarısı yakaladığını anımsatarak, “Bu tür sistemlerin kendi silahlı kuvvetleriniz tarafından tedarik edilmiş olması ve sahada kanıtlanması yani ‘Combat Proven’ olması çok kritik iki konu. Türk SİHA’ları, kendilerini çoktan kanıtladılar. Suriye, Libya ve Ermenistan’da vurulan hedeflerin artık hesabını tutamıyoruz. 80 milyon dolar değerindeki üç SİHA, karşı tarafa sadece maddi açıdan 2 milyar dolar hasar verebiliyor” görüşünü paylaştı.
Güvenlik güçlerinin terörle mücadelesinde büyük roller üstlenen ANKA, uydu kontrollü olmasıyla öne çıkıyor
Türk SİHA’ları maliyet açısından da rakiplerinden daha iyi
Özellikle sosyal medyada paylaşılan sadece 3 ANKA SİHA’sı için 80 milyon dolar ödeme yapıldığı ve bunun yüksek bir rakam olduğu iddialarını da sorduğumuz Anıl Şahin, şu yanıtı verdi:
“Aslında çok ciddi bir miktar değil. Siz her şeyden önce kuvvet çarpanı etkisi yaratacak stratejik bir sistemi satıyorsunuz. Ayrıca bu sistem, bizzat muharebe sahasında kendisini en ağır koşullarda kanıtlamış bir sistem. Bu satışı ABD yapsa muhtemelen 200-250 milyon dolardan fazla bir tutar ortaya çıkardı.
Bizim avantajımız bu; sahada kendini kanıtlamış sistemlerimizi, maliyet etkin olarak karşı tarafa sunabiliyoruz. Tabii burada ihracat pazarında yer arıyor olmamızın etkisi de büyük.
Bu tür satışlar genelde ilgili sistemin idamesi için gerekli her şeyi kapsar. Yani ‘3 adet İHA 80 milyon dolar ise İHA’nin tanesi 25-30 milyon dolar’ düşüncesi çok yanlış olabilir. Sözleşme tutarı olan 80 milyon dolar; yer kontrol istasyonları, ANKA-S gibi uydudan kontrol edilen kompleks bir İHA’nın idame edilmesi için gerekli altyapı, mühimmat, lojistik destek ve eğitim gibi birçok kalemi kapsıyor.
Bu satışın 80 milyon ABD doları olmasındaki en büyük etken, Tunus’ta bulunmayan altyapının da kurulması. Yani bundan sonra bir sipariş verilmesi durumunda, daha da düşük bir fiyat ortaya çıkabilir.”