"Şalom Hamas" ifadesiyle başlayan mesajında Trump, bu kelimenin hem "merhaba" hem de "elveda" anlamına geldiğini belirterek, Hamas'tan rehineleri serbest bırakmasını ve öldürülenlerin cesetlerini iade etmesini talep etti. Aksi takdirde, "sonlarının geleceği" tehdidinde bulundu.
Trump, ABD'nin İsrail'e "görevi tamamlaması" için gereken her türlü desteği vereceğini vurgularken, Hamas liderlerine Gazze'yi terk etmeleri çağrısında bulundu. Bu tehditlerin ardından, İsrail uçakları Gazze'yi yoğun bir şekilde bombalayarak yeni bir saldırı dalgası başlattı.
İsrail'in Hedefleri: Taktiksel mi Stratejik mi?
İsrail’in Gazze’ye yönelik bu yeni saldırıları, direnişi zayıflatmayı mı yoksa daha geniş bir stratejik planın parçası olarak nüfus ve siyasi yapıyı değiştirmeyi mi hedefliyor?
Bazı analizlere göre, İsrail’in bu saldırıları, rehinelerin serbest bırakılması için Hamas’a baskı yapmayı amaçlıyor. Ancak diğer yorumlar, bunun uzun vadeli bir planın parçası olduğunu ve İsrail'in, bölgedeki demografik yapıyı değiştirme hedefi güttüğünü öne sürüyor.
Askeri ve Siyasi Amaçlar
İsrail, saldırılarında direnişi tamamen yok etmeyi hedeflediğini iddia etse de, bu hedefin geçmiş savaşlarda hiçbir zaman gerçekleşmediği biliniyor. Bunun yerine, saldırılar genellikle Gazze halkını zor durumda bırakmayı ve direnişi geçici olarak zayıflatmayı amaçlıyor.
Ayrıca, bazı uzmanlar İsrail’in Gazze nüfusunu zorunlu göçe zorlamayı planladığını iddia ediyor. Ancak bu tür bir plan, uluslararası tepkilere yol açabileceği için açıkça dile getirilmiyor. İsrail’in 1948’den bu yana Filistinlileri göçe zorlamak için uyguladığı politikalar, bu iddiaları destekler nitelikte.
Netanyahu Hükümeti ve İç Baskılar
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, iç politikada zor bir dönemden geçiyor. Protestolar, yolsuzluk iddiaları ve hükümet içindeki anlaşmazlıklar, Netanyahu'nun halk desteğini zayıflatıyor. Bu nedenle, Gazze'ye yönelik saldırılar, hükümet üzerindeki baskıyı azaltmak ve halkı birleştirmek için bir araç olarak kullanılıyor.
Uluslararası ve Bölgesel Dengeler
Gazze’deki çatışmalar, uluslararası ve bölgesel güç dengelerini de etkiliyor. Arap ülkeleri, iç sorunları nedeniyle İsrail’e karşı güçlü bir duruş sergileyemezken, Batı dünyası Ukrayna-Rusya savaşı gibi diğer krizlere odaklanmış durumda.
ABD ise İsrail’e geleneksel desteğini sürdürse de, savaşın bölgesel bir krize dönüşmesini istemiyor. Avrupa’da bazı ülkeler İsrail’in politikalarını eleştirse de, bu eleştiriler henüz somut bir etkiye dönüşmedi.
Gazze'nin Geleceği
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, direnişi tamamen ortadan kaldırma hedefine ulaşamayabilir. Direniş gruplarının geçmişte olduğu gibi yeniden toparlanması muhtemel görünüyor. Zorunlu göç senaryosu ise uluslararası ve lojistik engeller nedeniyle hayata geçirilmesi zor bir plan olarak değerlendiriliyor.
Gazze halkı, bu saldırıların en büyük mağduru olmaya devam ederken, uluslararası toplumun tepkisizliği, bölgedeki krizin daha da derinleşmesine yol açıyor. "Şalom Hamas" söylemiyle başlayan bu süreç, Gazze için daha karmaşık ve belirsiz bir geleceğin habercisi olabilir.