Ülkede 1992-1995'te yaşanan savaşta öldürülen ve 32 yıl sonra kimliği tespit edilen Alija Foric, Bademi Music, Nazif Music ve Enver Aliji, Kamicani Anıt Merkezi'nde Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı Husein Kavazovic'in kıldırdığı cenaze namazından sonra gözyaşlarıyla defnedildi.
Cenaze törenlerine katılan Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı ve Boşnak üyesi Denis Becirovic, gazetecilere yaptığı açıklamada, Sırplar tarafından katledilenlerin 73 ayrı toplu mezara gömüldüğünü kaydetti.
Prijedor'da soykırım unsurları içeren suçlar işlendiğini belirten Becirovic, "Hatırlatmak isterim ki insanlığa karşı işlenen suçlardan dolayı 1945-1946 yıllarında Nürnberg'de İkinci Dünya Savaşı suçluları yargılanmıştır. Bosna Hersek'teki herkesin bundan ders çıkarması ve daha güvenli bir gelecek inşa etmeye yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. Masum kurbanları asla unutmamalıyız çünkü kurbanları unutursak, onlara yapılanların gelecekte tekrar yaşanmasına neden olabiliriz." dedi.
Bosna Hersek Kayıp Kişiler Enstitüsünden Saliha Duderija, Prijedor'un, Srebrenitsa'dan sonra en fazla kayıp kişinin bulunduğu yer olduğuna işaret etti.
Kayıp kişileri bulabilmek için DNA örnekleri toplamaya devam ettiklerini dile getiren Duderija, "Olaylarla ilgili bir şeyler bilenlerin enstitümüze bilgi vermelerini talep ediyoruz. Biz de kayıp kişileri böylece tespit edebiliriz, aileleri de aradıkları yakınlarını insani bir şekilde anma imkanına sahip olurlar." diye konuştu.
"Evimize girdiler, masum bir adamı, çocuklarımın babasını aldılar, öldürdüler"
Kurbanlardan Nazif Music'in karısı Hata Music, kocasını uğurlamak için hiçbir zaman kendisini hazır hissetmediğini vurguladı.
Uzunca bir süre kocasından iyi bir haber alabilmek için umutla beklediğini anlatan Music, şöyle devam etti:
"Maalesef üzücü haberi aldık. Yine de cenazesi bulunduğu için mutluyuz, onu layıkıyla defnedebilir ve huzur bulmasını sağlayabiliriz, Allah onu ve masumca hayatını kaybeden herkesi cennetine alsın. Evdeydik, kimse silahlı değildi. Bu olanların olabileceğine inanmıyorduk, böyle bir şeyin olacağını düşünmüyorduk. Evimize girdiler, masum bir adamı, çocuklarımın babasını aldılar, öldürdüler."
Alija Foric'in kardeşi Mirsad Foric ise yaşadıklarının çok zor olduğunu ancak kardeşinin bir mezara sahip olacağı için huzur bulacağını dile getirdi.
Yaşananların bir daha tekrarlanmaması gerektiğinin altını çizen Foric, "Kardeşim köydeki katliamlar sırasında öldürüldü. Kardeşim tahliye için gelen otobüslere binerken, birisi ona seslendi ve öldürdü." şeklinde konuştu.
Kurbanlardan Bademi Music'in oğlu Suad Music ise babasını kimin öldürdüğünü bildiğini ancak savcılığın yıllardır bu konuda harekete geçmediğini söyledi.
Çocukluğunda savaş nedeniyle 6 ay kampta kaldığına değinen Music, "Kamptan ayrıldıktan sonra hem babamın hem de annemin öldürüldüğünü öğrendim. Babamı buldum ve o defnedildi. Annem ise muhtemelen toplu mezarlara defnedilmemişti, kalıntıları toprağın üstünde kaldı ama aramaya devam edeceğim." ifadelerini kullandı.
Prijedor'da neler yaşandı?
Bosna'daki savaşın yeni başladığı Mart 1992'de eski Yugoslavya'daki Devlet Güvenlik Teşkilatının (UDBA) başına getirilen Sırp kökenli Simo Drljaca, Prijedor'daki 13 polis karakolunda görev yapan 1775 Sırp'ı bir ay içinde silahlandırdı.
Sırp birlikleri, 29 Nisan gecesi o dönemde nüfusunun çoğunluğu Boşnak olan Prijedor şehrini ele geçirdi. Ağır silahlara sahip Sırp birlikleri, 23 Mayıs 1992'de Prijedor civarındaki köylere saldırdı. Prijedor ve civarındaki katliamda 102'si çocuk 3 bin 176 sivil hayatını kaybetti.
Sırplar, 31 Mayıs 1992'de yerel radyolar üzerinden yapılan duyuruyla "Sırp olmayanların evlerinin pencerelerine beyaz çarşaf asmaları, sokağa çıkarken kollarına beyaz kurdele bağlamaları" talimatı verdi. İşgalci Sırpların talimatlarını yerine getirmek zorunda kalan Sırp olmayan siviller, bu yöntemle tespit edildi. Tespit edilenler, esir kamplarına götürülerek katliamlara, işkencelere ve tecavüzlere maruz kaldı.
Prijedorlu yaklaşık 30 bin sivil, o dönemde Omarska, Keraterm, Kozarac, Trnopolje ve Manjaca'daki toplama kamplarına götürüldü. On binlerce kişi ise doğdukları topraklardan sürgün edildi.
Prijedor'daki katliamda hayatını kaybeden ve kimlik tespiti yapılan Boşnak siviller her yıl 20 Temmuz'da düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa veriliyor.