ABD seçimlerinde Facebook’un 50 milyon kişinin verileri kullandığı Cambridge Analytica skandalından sonra sosyal medyadaki sansür ve yönlendirme üzerine konuşulmaya başlandı.
Geçtiğimiz günlerde Elon Musk'ın Twitter'ın eski yönetiminin aktif olarak sansür kullandığını kanıtlayan belgeleri yayınlamayı planladığını duyurmasından sonra ise sosyal medyada sansür bir kere daha gündeme oturdu.
Gazeteci Jason Whitlock konuya ilişkin Musk’ın, uzun süredir insanların ne düşündüğünü, yazdığını ve inandığını kontrol eden bir sosyal ağda ifade özgürlüğünü geri getirme arzusu gösterdiğini belirterek “Musk’ın niyeti tam olarak net olmasa da yetkililer için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Whitlock, iktidarı elinde bulunduranların söylemin yönünü ve insanların ne hakkında düşünmesine izin verildiğini kontrol ettiklerinin altını çizerek “İnsanların düşüncelerini yeterince uzun süre kontrol ederseniz, bir noktada neye inandıklarını da kontrol edebilirsiniz. Düşüncelerimiz inançlarımızı şekillendirir. Düşüncelerimizi, dahili algoritmaları belirli düşünceleri bastıran ve diğerlerini destekleyen sosyal ağlar aracılığıyla uzun süredir kontrol ediyorlar.” dedi.
İfade özgürlüğünü engellemeye ilişkin düzenlemeleri yakında Twitter'ın kendisinde yayınlanacağını dile getiren Whitlock, ‘Halkın gerçekte ne olduğunu bilmeye hakkı var. Neden bunu öğrenmiyoruz? Kendisini demokratik olarak konumlandıran bir ülkede ifade özgürlüğünü kimin baskıladığını neden bilmemize gerek yok?’ diyerek iktidardakilerin Musk’ın bu adımından dolayı panik içinde olduğunu kaydetti.
Whitlock, Apple’ın Musk’ın bu girişiminden rahatsız olduğu için Twitter'ı uygulama mağazasından kaldırmakla tehdit ettiğini ifade ederek “Twitter'ın artık uygulamaya erişimi yoksa, o zaman Twitter'ın kendisi olmayacaktır çünkü kullanıcılar oraya uygulama aracılığıyla gider. Yani aslında Twitter'ı kapatmakla tehdit ediyorlar.” ifadelerini kullandı.