Afrika

Sudan Sağlık Bakanı: “Çatışmalar, sağlık sisteminin çökmesine neden oldu”

Sudan Sağlık Bakanı Heysem Muhammed İbrahim, ülkede yaklaşık 20 aydır süren ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sağlık sisteminin çökmesine neden olduğunu söyledi.

Abone Ol

Doğu Afrika ülkesi Sudan’da ordu ve HDK arasındaki savaş, ülkenin birçok eyaletinde devam ederken halk, farklı zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Altyapı, ekonomi, eğitim ve sağlık gibi alanlarda ciddi bir yıkıma sebep olan çatışmalar, dünyanın en büyük yerinden edilme krizine yol açtı.

Sudan'da 15 Nisan 2023'ten bu yana ordu ve bir zamanlar ona bağlı olan HDK arasında askeri reform ve entegrasyon gibi konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle süren çatışmaların sona ermesi için başlatılan tüm çözüm girişimleri sonuçsuz kaldı.

Birleşmiş Milletlere (BM) göre, çatışmalar sonucu 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti, ülkeden ayrılanların sayısı 3 milyonu geçti, 9 milyona yakın kişi ülke içinde yerinden edildi. 25 milyondan fazla kişi ise insani yardıma muhtaç durumda.

Sağlık Bakanı İbrahim, savaşın sağlık sistemi üzerindeki etkisini AA muhabirine değerlendirdi.

"Sudan'ın şu anda yaşadığı kriz başka hiçbir ülkede yaşanmadı"

İbrahim, Sudan'ın şu anda yaşadığı krizin insani ve sağlık açısından başka hiçbir ülkede yaşanmadığının altını çizerek, "milislerin" (HDK) uluslararası normları, yasaları ve ahlakı ihlal ettiğini, vatandaşları, evleri, hizmet yerleri, su şebekelerini, enerji ve elektrik ağlarını, mahsulleri, hastaneleri ve ilaç malzemelerini hedef aldığını ifade etti.

Savaşın başkent Hartum'da başladığını hatırlatan İbrahim, bu yüzden çok büyük yerinden edilme krizi yaşandığını, bazı insanların üst üste birkaç defa göç etmek zorunda kaldığını aktardı.

"Hastaneler askeri kışla olarak kullanıldı"

Sağlık sisteminin doğrudan veya dolaylı olarak savaştan etkilendiğine işaret eden İbrahim, hastanelere düzenlenen saldırılar ve hastanelerin askeri kışla olarak kullanılması gibi olayları bizzat gördüğünü ve bunun savaşın ilk saatlerden itibaren başladığını belirtti.

Sudan Sağlık Bakanı, "Savaşın dördüncü gününde Hartum Hastanesi ve çevresindeki hastanelerin işgali sırasında (HDK tarafından) Hartum Hastanesi'ndeydim. Ardından çok sayıda hastane hizmet dışı kaldı. Hizmet dışı kalan bu hastaneler sıradan hastaneler değil. Bunlar kalp, organ nakli, nörolojik, uzmanlaşmış cerrahi hizmetler ve onkoloji hizmetleri veren uzmanlaşmış referans hastanelerdir." dedi.

Depolardaki yaklaşık 600 milyon dolar değerinde önemli ilaç ve tıbbi malzemenin yağmalandığını, tahrip edildiğini ya da imha edildiğini ifade eden İbrahim, bundan dolayı çok büyük bir ilaç kıtlığıyla karşı karşıya kaldıklarını anlattı.

Sağlık alanındaki kayıp 11 milyar dolara ulaştı

Heysem Muhammed İbrahim, bununla beraber 200'den fazla ambulans ve tıbbi aracın yağmalandığına değinerek, şunları kaydetti:

"Sağlık alanında ilk belirlemelere göre kayıp 11 milyar dolara ulaştı. Doğrudan sağlık hizmeti verirken 60'tan fazla sağlık personelimizi kaybettik. Bütün bunlar bizi durdurmadı. ‘Yaşananlara rağmen, devam etmeliyiz’ sloganıyla çalışmayı sürdürdük. Savaşın ilk gününden itibaren başladığımız, beş önceliği içeren net stratejiler geliştirdik; insanların hayatlarını kurtarmak ve kritik vakaları tedavi etmek, ilaç ve tıbbi malzemelerinin tedarikini sağlamak, hastaneleri, yoğun bakım ve acilleri işletmek, acil durumlar ve salgın hastalıklarla mücadele, çocuk ve kadın sağlığı ile uluslararası kuruluşlarla iş ve ortaklıkları koordine etmek."

"Çökme eşeğinden döndük ve nispeten durum istikrara kavuştu"

"Çatışmalar sağlık sisteminin çökmesine neden oldu." şeklinde konuşan Sağlık Bakanı İbrahim, "Çok şükür çökme eşeğinden döndük ve şimdi yaklaşık iki yıl sonra durum nispeten istikrara kavuştu." değerlendirmesini yaptı.

İbrahim, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hastanelerin çok büyük bir kısmını yeniden hizmete açtık. Farklı eyaletlerdeki ihtisas hastanelerini de onarıp faaliyete geçirdik. Şu anda açık kalp cerrahisi hizmeti veren hastanelerimiz, onkoloji hizmeti ve mide-bağırsak hizmeti veren hastanelerimiz var, geri getiremediğimiz bir hizmetimiz kaldı, o da organ nakli hizmeti."

Sudan'a, değeri 200 milyon doları aşan ilaç ve tıbbi malzeme ithal ettiklerini dile getiren İbrahim, dang humması ve kolera gibi çok zorlu salgın hastalıklarla karşı karşıya kaldıklarını kaydederek, federal hükümet olarak uluslararası ve bölgesel kuruluşların desteğiyle durumu kontrol altına almak için aşıları getirdiklerini, 12 milyon dozdan fazla kolera aşısı almayı başardıklarını belirtti.

Bu salgınların oranının azaltılmasına büyük katkı sağlayan ulusal kampanyalar yürüttüklerine dikkati çeken bakan İbrahim, "Önümüzde iki zorluk var; ilki, Sudan'ın farklı bölgelerinden tüm Sudan vatandaşlarına erişim. Bu, güvenlik sorunundan kaynaklanıyor. Silahlı Kuvvetlerin kontrol ettikleri bölgelerde işimizi kolayca yapabiliyoruz ama HDK’nin kontrol ettiği yerlerde büyük zorluklarla karşılaşıyoruz. Umuyoruz ki yakın zamanda Sudan'ın tüm bölgelerine ulaşabileceğiz. İkinci zorluk ise Sudan'daki krize destek için ayrılan fonun ihtiyaca göre çok az olması. Sağlanan destek, ihtiyacın yüzde 20'sini geçmiyor. Eski tahminlere göre sağlık ve insani ihtiyaçların karşılanması için en az 4,7 milyar dolara ihtiyaç var. Bu nedenle bölgedeki ve dünyadaki tüm bağışçılara çağrımızı yeniliyoruz." ifadelerini kullandı.

Sağlık kurumlarına 250 tecavüz vakası ulaştı

Cinsel saldırılar ve kadınlara yönelik tecavüzlerle ilgili olarak İbrahim şöyle konuştu:

"Tecavüz, Sudan'ın bağımsızlıktan bu yana tanık olduğu savaşlarda olmayan üzücü olaylardan biri. Bunlar Sudan toplumuna ait olmayan davranışlardır. Paralı askerlerin işgal ettikleri bölgelerdeki uygulamaları Sudan kültürüne aykırıdır. Sağlık kurumlarına ulaşan 250'den fazla tecavüz vakası var ama rakamlar bunun çok üzerinde."

Sudan Sağlık Bakanı İbrahim, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un Sudan'ı ziyaret ettiğine değinerek, "Önce zihinlerde Sudan'da yaşananların sivil veya siyasi bir iç sorun olduğu veya iki grubun kavga ettiği yönündeydi. Ancak onlara sağlık ve insani durumu ve bunun sadece Sudan için değil Afrika ve bölgeyi etkilediğini anlattığımızda ve gelip kendi gözleriyle durumu gördüklerinde bizimle olan tavırları değişti." dedi.

"Sudan ile Türkiye arasındaki ilişkiler eski ve stratejik"

Sudan ile Türkiye arasındaki ilişkinin özellikle sağlık alanında eski ve stratejik olduğunu vurgulayan İbrahim, "Sağlık alanında güçlü bir işbirliğimiz var. Bunu en önemli tezahürü Nyala Sudan Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Hartum Eyaleti'ndeki Türk Hastanesi. Ayrıca sağlık personelinin eğitiminde de Türkiye’nin desteği söz konusu. Bunun yanı sıra Türkiye, Sudan'da tedavisi mümkün olmayan vakalarda Sudanlıların tedavisini karşılıyor. Savaş sırasında da Türkiye'den ilaç ve tıbbi destek aldık." şeklinde konuştu.

Savaş sebebiyle hayatını kaybedenlerinin sayısını belirlemenin mümkün olmadığını söyleyen İbrahim, sağlık kurumlarına 40 binden fazla yaralanma vakası ile yaklaşık 6 bin ölüm vakası ulaştığını dile getirdi.