Orta Doğu

Suriye, hükümet ile SDG arasındaki anlaşma sonrası nereye gidiyor?

Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında varılan tarihi anlaşma, ülkenin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Abone Ol

Bu anlaşma, özellikle zengin petrol kaynakları, tarım arazileri ve iki Arap ülkesine sınır kapısı bulunan kuzeydoğu Suriye'nin (Cezire Bölgesi) yeniden Suriye'nin bir parçası haline gelmesi için bir yol haritası çiziyor.

Siyasi Etkiler

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şerah ile SDG lideri Mazlum Abdi'nin bir araya gelerek 8 maddelik bir anlaşmaya imza atmaları, iki taraf arasındaki mesafenin sanıldığından daha hızlı kapandığını gösterdi. Kuzey Suriye Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Dr. Kemal Abdu'ya göre, bu anlaşma Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekleyecek ve ülkedeki siyasi uyumu güçlendirecek. Abdu, anlaşmanın Arap ve Kürt halklarının bir araya gelmesiyle, tüm vatandaşların eşit hak ve sorumluluklara sahip olacağı merkezi bir devletin yeniden inşa edilmesinin önünü açacağını belirtti.

Siyasi analist Rıdvan Atruş ise bu anlaşmanın, SDG'nin geçici yasama meclisinde temsil edilmesini ve Suriye'nin tüm halklarını kapsayan bir hükümetin kurulmasını sağlayacağını ifade etti. Atruş'a göre, daha önceki müzakereler bu anlaşmayı mümkün kıldı ve bu durum, bölgenin siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal olarak Suriye devletiyle yeniden bütünleşmesini sağlayacak.

Anlaşma Neden Şimdi Gerçekleşti?

Suriye hükümetinin Arap dünyasına yeniden açılması, Arap Birliği Zirvesi'ne katılımı ve çeşitli Arap ülkelerine yaptığı ziyaretler, bu anlaşmanın zeminini hazırladı. Ancak Suriye, ekonomik kriz, yıkılmış altyapı, yüksek işsizlik oranları ve uluslararası yaptırımlar gibi ciddi zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Bu bağlamda, SDG ile yapılan bu anlaşma, hükümetin petrol zengini kuzeydoğu bölgesini yeniden kontrol altına alma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Siyasi analist Mustafa Naimi'ye göre, anlaşma, son üç ay boyunca süren yoğun müzakerelerin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Naimi, ABD'nin SDG üzerindeki baskısının da bu anlaşmanın bu dönemde gerçekleşmesinde etkili olduğunu belirtti. Ayrıca, Suriye'nin kuzeydoğusundaki bölgelerin devlet kontrolü dışında kalmasının istikrarsızlık yarattığını ve bu durumun hem Suriye'nin hem de bölgenin güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Güvenlik ve İstikrar

Naimi, Suriye topraklarındaki bölünmenin, toplumda derin çatlaklara yol açtığını ve özellikle ABD destekli SDG ile Türkiye destekli Ulusal Ordu arasındaki çatışmaların bu durumu daha da kötüleştirdiğini söyledi. Ancak bu anlaşmanın, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt ve Arap toplulukları arasındaki bölünmeyi ortadan kaldırabileceğini belirtti.

Dr. Kemal Abdu ise anlaşmanın, bölgedeki güvenlik ve istikrarı artıracağını vurguladı. Özellikle SDG'nin kontrolündeki bölgelerde tutulan IŞİD mensuplarının bulunduğu hapishanelerin yönetiminin Suriye devletine devredilmesinin önemine dikkat çekti. Abdu, bu sürecin uluslararası yardımlarla desteklenmesi gerektiğini ve yabancı savaşçıların ülkelerine iade edilmesinin, Suriye'deki güvenlik ortamını iyileştireceğini ifade etti.

Siyasi analist Rıdvan Atruş da IŞİD'in yarattığı güvenlik sorunlarının çözülmesinin ve SDG içindeki yabancı PKK unsurlarının ülkelerine geri gönderilmesinin, Suriye'nin yeniden inşası için kritik adımlar olduğunu belirtti.

Karşılaşılan Zorluklar ve Gelecek Beklentileri

Bu anlaşma, sahil bölgesindeki isyanın bastırılmasının ardından askeri bir çatışmaya dönüşmeden imzalanmasıyla önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor. Ancak, devlet kontrolü dışında kalan uluslararası nüfuz alanlarının varlığı gibi zorluklar hâlâ devam ediyor.

Mustafa Naimi, bu zorlukların aşılmasının, Suriye'nin istikrara kavuşması için kritik olduğunu ifade etti. Naimi, Cumhurbaşkanı Ahmed Şerah'ın krizleri adım adım çözerek Suriye'yi güvenli bir geleceğe taşımayı stratejik bir hedef olarak benimsediğini belirtti. Önümüzdeki dönemde, Suriye'nin ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda daha fazla ilerleme kaydetmesi bekleniyor.

Bu tarihi anlaşma, Suriye'nin yeniden toparlanması ve ulusal birliğin sağlanması yolunda önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması için tarafların iş birliği yapmaya devam etmesi ve uluslararası desteğin sağlanması büyük önem taşıyor.

orta doğu haber