Dürzilerin ruhani liderlerinden Hikmet Hicri tarafından yapılan yazılı açıklamada, Suriye'de yeni dönemde hukuka uygun anayasal sürecin yürütülmesi talep edilerek geçici anayasa bildirisi reddedildi.
Devletin inşasının, tüm halkın temsil edildiği geniş çaplı bir konferans gerektirdiği ancak yeni yönetimin planlamada, karar almada ve uygulamada "tek başına" hareket ettiği savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Ulusal Diyalog Konferansı beş saatten kısa sürdü ve sonucunda önceden hazırlanmış, umut kırıcı tavsiyeler açıklandı. Halk daha iyi bir yönetimi beklerken, Humus ve Suriye kıyılarında meydana gelen trajik olaylar, masum sivillerin vahşice öldürülmesi, DEAŞ'ın işlediği suçları hatırlatan katliamlar hepimizi dehşete düşürdü. Uluslararası hukuk ve etik kurallar çiğnendi. Bu ihlalleri sorguladığımızda, 'kontrolden çıkmış unsurlar' oldukları söylendi."
Suriye'nin sahil bölgesinde yaşanan olayların sorumlularının yargılanması ve yabancı unsurların ülkeden çıkarılması talebinde de bulunulan açıklamada, geçici anayasanın, "önceki yönetimler gibi tek renkli bir komite" tarafından hazırlandığı, "mutlak yetkilere sahip tek bir kişiye ülkenin yönetimini teslim eden, yeni bir otoriter rejimin temelini atan maskeli bir bildiri" olduğu ileri sürüldü.
İşbirliği çağrısının devam ettirildiği vurgulanan açıklamada, "Bu nedenle, yanlış politikaların düzeltilmesini talep ediyoruz ve anayasal bildiriyi reddediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, şöyle devam edildi:
"Suriye'nin tüm kesimlerini kapsayan, ülkenin tarihi ve kültürel özelliklerine saygı duyan, insan haklarını gözeten, vatandaşların karar alma sürecine etkin katılımını garanti eden bir demokratik sistem kurulmalıdır. Yetkilerin ayrılığı ilkesine dayalı, merkezi olmayan bir yönetim oluşturulmalı ve valiliklerin idari yetkileri genişletilmelidir. Cumhurbaşkanlığı yetkileri sınırlandırılmalı, kısa vadede hızlı adımlar atılmalı ve ülke kaostan çıkarılarak istikrara kavuşturulmalıdır."
