27 Mayıs darbesinin üzerinden 61 yıl geçse de etkileri hala sürüyor. Türkiye birçok konuda bu darbenin oluşturduğu sonuçların bedelini ödüyor. O konulardan birisi de Kıbrıs. Dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs konusunda uluslararası çapta büyük atılım başlattı, ancak darbeciler tarafından idam edilince bu proje yarım kaldı. Fatin Rüştü Zorlu’nun Başbakan Adnan Menderes’le birlikte Kıbrıs meselesini Türkiye’nin bir numaralı gündem konusu yaptığını belirten Tarihçi Dr. Furkan Kaya, “6-7 Eylül hadisesi ve 27 Mayıs olmasaydı, bu kadar kesin ve net söylüyorum, Ada'nın tamamı Türkiye’nin olacaktı” dedi.
Garantörlüğü Kararlı Duruşuyla Aldı
Fatin Rüştü Zorlu’nun Kıbrıs konusunun ele alındığı toplantılarda tavizsiz bir duruş sergilediğini ve Rumların 1959’da Türkiye’nin garantörlüğünü kabul etmek zorunda kaldığını aktaran Kaya, bu tavrın İngiltere ve diğer ülkeleri rahatsız ettiğini söyledi. Darbeye giden süreçte bu konunun da etkili olduğunu vurgulayan Kaya özetle şunları kaydetti:
Ada'nın Sahibi Türkiye’dir
"Türkiye’nin Kıbrıs meselesinde ağırlığını ortaya koymasının, 27 Mayıs’a giden süreçte büyük bir tetikleme olduğunu söylememiz gerekiyor. 1955 senesinden itibaren Türkiye’nin Kıbrıs üzerinde ağırlığının arttığını görüyoruz. Fatin Rüştü Zorlu’nun çok önemli bir tezi var ve bunu 1'inci Londra Konferansı’nda sunuyor. İlk tur görüşmeleri devam ederken Fatin Bey çok önemli maddeler ortaya koyuyor. Türkiye’nin en az Yunanistan kadar hakkı vardır. Türkiye, Ada'da Türklerin koruyucusudur. En önemlisi bu Ada İngiltere’nin. Eğer İngiltere bir gün Ada'dan çıkacak olursa, Ada'nın tamamı gerçek sahibi olan Osmanlı Devleti’nin ardıl devleti olan Türkiye’ye bırakılması gerektiğini hukuki kaidelerle ortaya koyuyor. 6-7 Eylül hadiselerine giden sürecin bu şekilde başladığını söyleyebiliriz."
İngilizler Rahatsız Oldu
Kıbrıs görüşmeleri sürerken İngiltere’nin o dönemki Ankara Büyükelçisi Sir James Bowker’ın, dönemin İngiltere Başbakanı'na yazdığı mektuba değinen Kaya, şunları anlattı: “Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu hakkında çok önemli ithamlarda bulunur. Özellikle Fatin Bey ve Adnan Menderes için ‘üç kağıtçı ve kurnaz tilkiler’ şeklinde tabir kullanıyor mektuplarda. Amerika ile Fatin Rüştü Zorlu ve Adnan Menderes gibi isimlerin iktidardan indirilmesi gerektiği, Amerika ve İngiltere’nin anlaşabileceğini, daha uygun isimlerin bu konumlara getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu demek oluyor ki 27 Mayıs’a giderken, bu taşlar döşenirken, aslında çok uluslu bir hazırlığın olduğunu, özellikle bunun istihbarat bağlamında bir hazırlığının olduğunu görmemiz gerekiyor.”
KAYNAK: YENİ ŞAFAK