TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Sensör Teknolojileri Proje Grubu'nda başuzman araştırmacı olarak görev yapan Doç. Dr. Dilek Dündar Erbahar, Tuzla Postane Mahallesinde bir sitede bulunan evinde ölü bulundu.

ERBAHAR EŞİNE NOT BIRAKMIŞ: SENİ ÇOK SEVİYORUM!

Erbahar'ın 30 Ekim tarihinde boşanma aşamasındaki eşine bir not bıraktığı ve böcek ilacı içerek intihar ettiği öğrenildi. Ayrıca genç kadının, kocasına "Seni çok, çok, çok.... seviyorum" şeklinde yazılı bir not bıraktığı öğrenildi.

DİLEK DÜNDAR ERBAHAR'IN AİLESİ: ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ

Genç kadının ölümünü şüpheli bulan ailesi, olayın tüm yönleriyle detaylıca araştırılmasını istedi. Erbahar'ın kesin ölüm nedeni, otopsinin ardından belli olacak. Adli Tıp Kurumu'na değerli bilim insanının cenazesinden alınan örnekler incelenecek.

TÜBİTAK'TA BAŞUZMANDI

Doç. Dr. Dilek Dündar Erbahar, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Sensör Teknolojileri Proje Grubu'nda başuzman araştırmacı olarak çalışmalarını sürdürüyordu.

Zehirli gazlar için sensör çalışması yapan Erbahar, yaptığı deneyleri şöyle özetlemişti: "Sağlığımız ve çevre için tehlikeli teşhis edilmesi güç olan zehirli gazlara karşı yüksek algılama hassasiyetine sahip, üstün performanslı kompakt kimyasal sensörler geliştirmeyi amaçlıyorum.

Askeri ve endüstriyel alanlardaki güvenlik birimlerinin, sanayi kuruluşlarının ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının talepleri böylece karşılanacak."

Doç. Dr. Erbahar, L'Oréal Türkiye ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu işbirliğinde geçen yıl 18.'inci kez hayata geçirilen "Bilim Kadınları İçin" programı kapsamında ödül almaya hak kazanan 2020'nin genç ve yetenekli, Türk bilim kadınlarından biri olmuştu.

MÜHENDİSLERİN ŞÜPHELİ ÖLÜMLERİ

TSK’nın milli teknoloji ihtiyacını karşılayan ASELSAN bünyesindeki mühendisler de son yıllarda şüpheli bir şekilde hayatlarını kaybetmişlerdi. Mühendislerin ortak yönleri tank, savaş uçağı, insansız hava aracı, elektro-optik, mikrodalga teknolojileri gibi milli projelerde görev almalarıydı. Doç. Dr. Dilek Dündar Erbahar da kompakt kimyasal sensörler üzerine çalışmaktaydı.

  • Hüseyin Başbilen (4 Ağustos 2006): Milli tank projesine ilişkin yapacağı sunumdan bir gün önce aracında boğazı ve bileği kesilmiş halde bulundu. Projeye ait flaş bellek ise bulunamadı.
  • Halim Ünsem Ünal (17 Ocak 2007): F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu üzerine çalışıyordu. Kafasına isabet eden tek kurşunla öldü.
  • Evrim Yançeken (26 Ocak 2007): Mikrodalga ve Sistem Teknolojileri bölümünde görevliydi. Oturduğu binanın altıncı katından düşerek hayatını kaybetti.
  • Burhanettin Volkan (7 Ekim 2007): Kurumun en başarılı yazılım mühendislerinden biriydi. Askerliğini yaptığı sırada intihar ettiği iddia edildi.
  • Zafer Oluk (10 Mayıs 2008): Leopar tanklarının yazılımını yapan ekipteydi. Askerliğini yaparken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.
  • Hakan Öksüz (25 Ocak 2012): Mikroelektronik güdüm ve elektro-optik grubu projelerinde çalışıyordu. Trafik kazasında hayatını kaybetti. Cüzdanı ve telefonu ise bulunamadı.
  • Erdem Uğur (16 Ocak 2015): Manyetik alanlarla ilgili projeler geliştiriyordu. Evinde gazdan zehirlenerek öldüğü söylendi.
  • Kerem Parıldar (21 Kasım 2017): “Yerli savunma sistemleri’” üzerine çalışıyordu. Bir binanın 14. katından aşağı atladığı öne sürüldü.