Ormanlar, iklim değişikliğinin önlenmesinde "doğal yutak alanları" olarak kritik bir önemde bulunuyor fakat "ormansızlaşma" olarak ifade edilen orman alanlarının kaybı da iklim değişikliğini tetikliyor.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, ormanların iklim değişikliğini önlemedeki kritik rolünü değerlendiren açıklamalarda bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Tarım ve Gıda Organizasyonu'nun ormansızlaşmayı, "en az 10 yıl süreyle bir orman alanının niteliğini kaybetmesi" olarak tanımladığını söyleyen Tolunay, ağaçların atmosferdeki karbondioksiti alarak küresel ısınmanın azaltılmasına katkıda bulunduğunu anlattı.

MADENCİLİK FAALİYETLERİ ORMANLARA ZARAR VERİYOR

Dünyada 1990-2020 döneminde ormansızlaşan alan miktarının 420 milyon hektar olduğu bilgisini paylaşan Tolunay, "Türkiye'nin 78 milyon hektar yüz ölçümü var. Bakacak olursak Türkiye'nin 5 katına yakın bir orman alanı 30 yılda yok olmuş." dedi.

Tolunay, buna karşın ormansızlaşmanın iklim değişikliğini tetiklediğinin altını çizerek, "Ormansızlaşma, orman alanlarının çeşitli nedenlerle kesilmesiyle oluşuyor. Madencilik faaliyetleri özellikle Afrika'da çok ciddi ormanlara zarar veriliyor. Diğer yandan da özellikle tropikal ormanların ağaçları çok değerli. Piyasada çok para ediyor. Bu amaçla da özellikle az gelişmiş ülkeler bu odun geliri için de ormanları azaltıyor." dedi.

Tolunay, bu rakamın büyük bir çoğunluğunun dünyanın en önemli ekosistemleri olan tropikal yağmur ormanlarında görüldüğünü, özellikle de Afrika ve Güney Amerika'daki yağmur ormanlarında ciddi azalma olduğunu kaydetti.

TÜRKİYE, ARTVİN KADAR ORMANINI KAYBETTİ

Resmi rakamlara göre Türkiye'de 22,9 milyon hektar orman alanı olduğunu söyleyen Tolunay, "Türkiye'de 2020 sonuna kadar 748 bin hektar kadar orman alanı ormancılık dışı faaliyetlerle niteliğini kaybetti. 1970'li yıllardan 2020 sonuna kadar kaybedilen bu alanlar Artvin ilinin yüz ölçümüne denk geliyor." bilgisini verdi.

İklim değişikliğine bağlı olarak gündemde aşırı hava olaylarındaki artışın olduğunu anımsatan Tolunay, ormansızlaşmanın biyolojik çeşitlilik açısından da sakıncaları olduğuna dikkati çekti.

Ormansızlaşma nedeniyle türlerin göç etmek zorunda kaldığını aktaran Tolunay, göç yolları üzerinde çeşitli engelleri olması durumunda ise göçlerinin yarım kaldığını ve su kaynaklarıyla bağlantılarının kopabildiğini anlattı.

Tolunay, canlıların kendi türlerinden olan diğer bireylerle iletişime geçemedikleri için çok küçük popülasyonlar halinde yaşamak zorunda kaldığını ifade ederek, "bunlar da türlerin neslinin tehlikeye düşmesine neden oluyor. Bu tür ormansızlaşma ve habitat parçalanması nedeniyle 2100 yılına kadar canlı türlerinin 3'te 2'sinin yok olma riskiyle karşı karşıya kalabileceği de yine bilim camiası tarafından ifade ediliyor." dedi.